Welcome, visitor! [ Oturum aç

Cinsel eforu artıran pekmezin yararları

Cinsel Sağlık Temmuz 3, 2021

Cinsel eforu artıran pekmezin yararları

PEKMEZİ ŞİFA İÇİN NASIL YEMELİ? Öncelikle bu sualin cevabını vererek başlayalım. Büyük bir şifa kaynağı olan pekmezin tesirini daha iyi gösterebilmesi için şu biçimde harcanması nasihat edilmektedir: Sabahları aç karnına bir çay bardağı suyun içine suyun ılık olması pekmezi erimesi için iyi olacaktır, 5 çay kaşığı pekmez koyup, üzerine limon sıkın. Bunu karıştırdıktan sonra için. Pekmez bu biçimde içildiğinde anemi için birebirdir. Lezzet için değil de şifa için gıdaysanız pekmez cinslerinin tamamını bu biçimde harcayın

HANGİ PEKMEZ NEYE İYİ KAZANÇ?

Gelelim pekmezin verimlerine. Bilindiği yurdumuzda pek çok pekmez çeşidi vardır. Bunların en bşehrindik olanları dut, keçiboynuzu ve üzüm pekmezidir. Bir de çok az bilinen Andız pekmezi vardır ki bütün bir şifa ambarıdır. Peki, hangi pekmez hangi hastalığa iyi kazanç. Hepsinin ayrı bir özelliği var. Sizin için pekmezlerin en belirgin bereketlerini derledik. Evvel erkeklerin tasasının çaresi olan Keçiboynuzu pekmeziyle başlayalım.

KEÇİBOYNUZU:

CİNSEL EFORU ARTIRIR *Anemiye karşı en iyi pekmezdir. Fakat Harnup Pekmezinin tadı çok ağır olduğundan yemesi biraz sıkıntılıdır. * Cinsel eforu çoğaldırıcı pekmezdir. Ayrıca sperm rakamını artırıcı özelliği de netlik kazanmıştır. Çocuk meseleyi yaşayan bireyler tarafından harcanması önerilir. *Kolesterolü düşürücü ve tansiyonu dengeleyici tesiri vardır.

* Kalbi destekler.

KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ: DİŞLER İÇİN FAYDASI

*Bedeni kuvvetlendirir. Sizi daha devingen bir hale getirir.

*Anemiye karşı ön gözeticidir.

*Dişlerinizde mesele varsa kesinlikle bunu deneyin. Dişleri ve diş etlerini besler tasanızın çaresi olur.

*Kemikleri kuvvetlendirici özelliği vardır çünkü kalsiyum ambarıdır.

 

KEÇİBOYNUZU PEKMEZİ: ZAYIFLATIR

*Keçiboynuzu pekmezinin az bilinen bir özelliği bağırsakları çalıştırdığı için çok iyi bir zayıflama taşıtı olmasıdır.

*Çocuklar ve hamile bayanlar için protein kıymetleri bakımından çok bereketli olduğu için bu grubun özellikle harcaması verimlidir.

*Potasyum, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, bakır, çinko minerallerini kapsar

*Akciğer rahatsızlıklarına karşı da keçiboynuzu pekmezi önerilmektedir.

 

DUT PEKMEZİNİN MÜKEMMEL YARARLARI

Dut Pekmezi ülkemizde en çok yapılan ve hemen her konuta giren pekmez cinslerinden bkocamandır. Dut arınıcı özelliği sebebiyle özel şifalar btemizletir. Haliyle pekmezi de mucizelerin ambarıdır.

Peki, nelere iyi geliyor. İşte listemiz;

*Anemi tasayı olanlar kesinlikle harcamalı. Çünkü dut pekmezi öbür muadilleri gibi bir numaralı kan yapıcıdır.

*Mide hastalıklarında özellikle de ülser hastalığına karşı dut pekmezi çok iyi geldiği uzmanlar tarafından ifade edilmektedir.

DUT PEKMEZİ: ENERJİ AMBARI

*Astım ve bronşit hastalıklarında hafifletici tesiri vardır.

*Soğuğa ve soğuk algınlığına karşı dut pekmezi, beden mukavemetinizi ve beden ısınızı çoğaldırıcı özelliğe sahiptir.

*Sporcular için enerji kaynağıdır.

DUT PEKMEZİ: AĞIZ GARGARASI

*Bebeklerin büyümesinde ve büyümesine dayanakçıdır.

*Çocukların akıl gelişimine katkısı büyüktür.

*Dut pekmezi ile gargara yapılması vaziyetinde ağız ve boğaz hastalıklarına karşı tesirli olduğu söylenmektedir.

*Sıklıkla tesadüfülen bir çocuk hastalığı olan pamukçuk hastalığına karşı yaygın olarak 18 yaşındaden Dut Pekmezi kullanılmaktadır.

HURMA PEKMEZİ

Türkiye’de çok bilinmez ama hurma pekmezi de bütün bir şifa ambarıdır. Bakın nelere iyi kazanç;

*Hurma pekmezi, uzun müddet aç kalındığında, üzerinizde oluşacak olan halsizliğe karşı çok bereketlidir.

*Spor yapanlar içinse enerji meşrubatı misyonunu görür.

*Kalp ve damar hastalıkları tehlikesini eksiltici bir tesiri vardır.

HURMA PEKMEZİ: ÖKSÜRÜĞÜN DERMANI

*Zekanın ve beden gelişimine destekçi olur.

*Kuru öksürüğünüzü keser.

*Boğaz sızınızı giderir.

*Bronşit ve soğuk algınlığına karşı tesirlidir.

*En ehemmiyetlisi ise kansere karşı bitkisel bir çözümdür. Sizi kansere karşı ön gözetici olarak korur.

 

ÜZÜM PEKMEZİ

Üzüm Pekmezi, dut gibi en çok bilinen pekmez cinsidir. Üzüm pekmezinin yararları ise şu biçimdedir;

*Bedeninizdeki kan miktarını çoğaldırır.

* Natürel bir enerji ambarıdır.

*İştah açıcıdır.

 

ÜZÜM PEKMEZİ: DAMAR SERTLİĞİNİ ÖNLER

*Gebelik yarıyılında ve bebek gelişiminde çok tesirlidir. Uzmanlar bu yarıyıllarda kullanılması önermektedirler.

*Midenizi, bağırsaklarınızı ve böbreklerinizi kuvvetlendirir.

*Damar sertliğine karşı ön gözeticidir.

*Kan dolaşımınıza gevşetir. Stresinizi eksiltir.

 

ANDIZ PEKMEZİ

Cemiyette pek bilinmeyen bir pekmez çeşidi olan andız pekmezi, andız ağacı meyvesinden elde edilmektedir. Andız pekmezinin yararları şunlardır.

*Bronşit, sarılık, mide bulantısı, akciğer, karaciğere karşı bereketlidir.

*Bu pekmez bir numaralı öksürük kecisidir.

*Kaşıntı ve egzama gibi tasayı olanlar kesinlikle sınasın.

*Bütün pekmezlerde olduğu gibi kan yapıcıdır.

* Ayrıca hakikat bir enerji kaynağıdır.

Kaynak : Rota Haber

http://www.aksuvital-pazar.com/pekmezler

572 toplam, 0 bugün

Cinsel eforu çoğaldıran yeşiller

Cinsel Sağlık Temmuz 3, 2021

Cinsel eforu çoğaldıran yeşiller

Stres karşısında güçlü asaplara sahip olmalısınız bunun için B vitamini kapsayan besinleri öğünlerinize ilave edin. B vitamini en çok et, yumurta ve hububatlarda bulunur. Natürel afrodizyaklar sizi daha çekici hale getirir mi? Besinlerin afrozdizyak tesirlerinden çok onların insan üzerindeki psikolojik tesirleri vardır ve bu tesirlerin çiftler arasındaki ilişkiye de yansıdığı düşünülüyor.

Öte yandan çağlar boyu cinsel eforu ve isteği artırmada muhtelif bitki ve besinlerin eforundan faydalanıldığını da biliyoruz. Avakado, fındık, ginseng, hardal, vanilya, roka, maydanoz, muz, domates, soğan, zencefil, sarımsak. Sarımsak bedenin kana nitrik oksit salgılamasına neden olur özellikle ereksiyon meselelerinde tesirli olabilmektedir.

449 toplam, 0 bugün

Aids: Dünya Ve Türkiye 2006

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Aids: Dünya Ve Türkiye 2006

1 Aralık Dünya AIDS günü sebebi ile gözler bir defa daha son senelerin en korkutan bulaşıcı hastalığına çevrildi. Dünyada her gün 14 bin bireye AIDS e neden olan HIV virüsü bulaşırken, tahlilci ilaç işletmeleri, bu hastalıkla çabada tesirli olacak 18 yaşında ilaç ve aşıları geliştirmek ve hastaların hizmetine sunmak için zamana karşı yarışıyor.

Günümüzde gelişmiş ülkelerin yanı gizeme, Asya ve Afrika daki pek çok ülkede ciddi bir salgın ebadına erişen AIDS e karşı gayret devamlı sürüyor. Tahlilci İlaç İşletmeleri Derneği AİFD, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de görülen AIDS hastalığı için 82 18 yaşında ilaç adayı ve aşı adayı üzerinde çalışma yapıldığını açıkladı.

Bunlar arasında yer alan 18 18 yaşında aşı ve 36 antiviral ilacın ise muayenehane araştırma veya Amerikan Yiyecek ve İlaç Müesseseyi nun FDA tahlili evresinde olduğu belirtiliyor.

AİFD den alınan bilgilere göre, geliştirilme evresinde olan aşılardan biri, AIDS e neden olan HIV virüsü ile gayret edebilmek için genel bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeyi kastediyor. Bir ötekiyi ise hücrenin yüzeyinde gözetici bir katman oluşturarak HIV in içeri girmesini yasaklıyor.

Bir öteki çalışmada ise bağışıklık tepkinini kuvvetlendirmek için 18 yaşında bir teknoloji olan gen rehabilitasyonu uygulanıyor.

Dünyanın dört bir köşesindeki laboratuarlarda çalışan bilim insanları AIDS e karşı tesirli rehabilitasyonlar geliştirebilmek için zamana karşı yarışıyorlar. Hali Hazırda tahlilci ilaç şirketlerinin üzerinde çalıştıkları ilaçların araştırma – geliştirme çalışmaları bitirildiğinde AIDS hastalığına karşı son derece faal 18 yaşında nesil ilaçların ortaya çıkacağı kaydolunuyor.

AIDS hastalarının yaşam süresi temennisi artık 15 sene

AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün 25 sene evvel ilk defa teşhis edilmesinden bu yana bu hastalığın rehabilitasyonu için 86 ilaç geliştirildi. AIDS e karşı ilk ilaç ise virüsün teşhis edilmesinden 6 sene sonra, 1987 senesinde hastalara sunuldu. Bugün ise laboratuar çalışmaları yürütülen 82 ilaç ve aşı adayı bulunuyor. Bu adaylardan bir kısmının ilaç haline gelerek hastalara sunulmasıyla AIDS ile çabada ciddi bir yol alınmış olunacak.

Amerika Birleşik Devletleri nde yayımlanan Milli Sağlık Müesseseyi NIH raporuna göre, proteaz inhibitörlerinin HIV bulaşmış hücrelerin virüsün 18 yaşında kopyalarını üretmelerini yasaklayan bir anti-HIV ilaç grubu hastalara sunulduğu ve kombine ilaç rehabilitasyonunun kullanılmaya başlandığı 1990 lı senelerin ortalarından bu yana Amerika Birleşik Devletleri De AIDS den kaynaklanan vefat oranı %70 eksildi. Beynelmilel saygın bir tıp mecmuası olan New England Journal of Medicine de 2001 senesinde yayımlanan bir çalışma, 18 yaşında rehabilitasyonların sağlık kurumuna uyuyuşları ve toplam bakım maliyetlerini de eksilttiğini ortaya koydu.

Yapılan yoğun araştırmalar ile HIV virüsünün sırrı çözülmeye çalışılırken hastalığın ilk belirlenmesinden bugüne kadar geçen zamanda geliştirilen ilaçlar ile hastalarının yaşam vaktinin uzaması dikkat çekiyor.

Türkiye de de artıyor

HIV/AIDS hastalığı ilk defa 1985 senesinde görüldüğü Türkiye de de oldukça süratli bir çoğalış gösteriyor. 1992 senesine kadar her sene 30 lu sayılarda olan 18 yaşında hasta rakamları, 2000 li senelerin başından itibaren 150-200 lü sayılara erişti. Sağlık Bakanlığı nın Aralık 2005 bilgilerine göre, yalnızca 2005 seneyi içinde 332 18 yaşında hadise teşhis edildi. 18 yaşındaden Sağlık Bakanlığı bilgilerine göre Aralık 2005 haysiyeti ile Türkiye de 2254 HIV/AIDS hastası bulunuyor. Bu hastaların 588 i AIDS basamağına erişmiş vaziyette. 1666 şahıs ise HIV virüsü taşıyor. HIV enfeksiyonuna ülkemizde en sık 15-49 yaş arasında tesadüfülüyor. Hastalık erkeklerde %68.6, bayanlarda ise %31.4 oranında görülüyor.

Büyümekte olan ülkelerde büyük bir sağlık tehditi oluşturuyor

Tedavi sürecinde verilen büyük çabalara karşın, AIDS dünya genelinde ve özellikle de Afrika, Çin, Rusya ve Hindistan da gelişen bir sağlık tehditi olmaya devam ediyor.

İlaç işletmeleri, büyümekte olan ülkelerdeki sağlık hizmetlerini iyileştirmek ve AIDS le çabaya destek olmak emeliyle 1998 senesinden beri 411 milyar doların üstünde katkı yaptılar. Uygulamaya konulan projeler arasında HIV/AIDS muayenehanelerinin yapılması, AIDS eğitim ve ihtiyata programları, HIV in anneden çocuğa bulaşmasını yasaklamaya müteveccih programlar, AIDS ve alakalı hastalıklara müteveccih ilaçların affedilmesi yer alıyor.

Birleşmiş Halklar HIV/AIDS Programı na UNAIDS göre, 2004 senesinde dünyada takribî beş milyon 18 yaşında HIV enfeksiyonu –– alana kazançken, dünyada takribî 3 milyon şahıs bu hastalıktan can verdi.

AIDS hastalığı dünyada ilk kez 1981 senesinde Amerika Birleşik Devletleri nde bir grup erkekte ve Haiti den gelen muhacirlerde tesadüfüldü. Tüm dünyada ise bugüne kadar 20 milyondan fazla insanı öldürdüğü ve takribî 40 milyon bireye bulaştığı belirtiliyor. Amerika Birleşik Devletleri De HIV virüsü taşıyanların rakamının ise 1,1 milyon bireye eriştiği hipotez ediliyor.

473 toplam, 0 bugün

Cinsel Hayatınızı Gözetin

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Cinsel Hayatınızı Gözetin

Cinsel hayatınızı uzun vakit ve sevinçle sürdürmek istiyorsanız, günlük hayatınızda bazı kaidelere uymanız gerekiyor. Altta mevzuyla cinsel hayatınızı gözetecek bazı başlıca teklifleri bulacaksınız.

Kullandığınız ilaçlara dikkat edin:

Bazı ilaçlar, özellikle de yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve bunalım rehabilitasyonunda kullanılanlardan kimileri, iktidarsızlık yapabilmektedir. 18 yaşında başladığınız bir ilaçtan sonra cinsel eforsuzluk oluştuysa hekiminizle görüşmelisiniz.

Beslenmenize özen gösterin:

Harcadığınız gıdalara dikkat ediniz. Olası olduğunca az işlenmiş ve natürel mahsuller harcayın. Özellikle margarin cinsi yağlardan kaçının. Akışkan yağlardan olası oldukça zeytinyağını seçim edin. Daha az kalori harcayın, sebze ve meyve kullanımınızı artırın. Kilo almamak kaydı ile fındık, ceviz, badem, fıstık ve kabak çekirdeği harcayın.

Kilo verin: Cinsel eforsuzluk ile alakalı pek çok hastalıkta, özellikle şeker hastalığında, hipertansiyon ve damar sertliğinde, kilo aşırılığı ve kiloluluk en ehemmiyetli etkendir. Kumpaslı bir kilo verme programı, damarlardaki kan akımını iyileştirip cinsel hayatınıza pozitif katkılar sağlar.

Kumpaslı egzersiz yapın:

Kumpaslı egzersiz alışkanlığı sizi İlişkiüel efor eksilmesinin en ehemmiyetli etkenleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden gözetecek, damarlarınızı hep Lolita yakalayacaktır. Son yarıyılda yapılan bir çalışma özellikle erkeklerin egzersizden sonra ereksiyon eforlarının çoğaldığını bilimsel olarak göstermiştir.

Strese dikkat:

Bunalımın ve bunalım rehabilitasyonunda kullanılan pek çok ilacın cinsel hayatı baskıladığı öğrenilmektedir. Ayrıca gerilimli, stres seviyeyi yüksek, asaplı erkeklerde cinsel efor kaybı daha erken yaşlarda ortaya çıkmakta ve daha yoğun seyretmektedir.

İçki ve sigaradan uzaklaşın:

İçki ve sigara da cinsel sıhhatin en faal zehirli maddeleridir. Uzun süreli kullanımda cinsel efor ve isteğin eksilmemesi olanaksızdır. Cemiyetteki yanlış bir kanı özellikle içkinin cinsel eforu pozitif etkilediği güzergahındadır. Bu son derece yanlış ve ters bir bilgidir. İçki yalnızca süperego üstbenlik’ya ait baskıyı başka bir deyişle dinsel, cemiyetsel ve ahlaki baskıyı eksiltir ancak cinsel eforu netlikle artırmaz.

Kumpaslı İlişki yapın:

Cinsel efor eksilmesinden korunmanın faal yollarından biri de kumpaslı İlişki yaşamıdır.

Yeterince yatmaya dikkat edin:

Uykusuzluk ve bitkinlik, kumpaslı İlişki hayatının en ehemmiyetli zehirli maddeleridir.

Paniğe kapılmayın:

Herkes zaman zaman cinsel eforsuzluk meseleyi yaşayabilir. Asla hemen paniğe kapılmayın. Bu yarıyıllarda kumpaslı dinlenme, kısa tatiller, kaçışlar size iyi gelecektir.

Hekiminizle konuşun:

Cinsel efor kaybı meselenizi hekiminize bildirmekten çekinmeyin. Bu mesele bazen çok kolay bir yanılgıdan kaynaklanabilir. Seyrek de olsa ehemmiyetli bir sağlık meselesinin ilk bulgusu olabilir. Nedenin tanımlanmasında ve en uygun çözümün bulunmasında hekiminizden dayanak istemenizde verim vardır.

428 toplam, 0 bugün

Disparöni – Ağrılı Cinsel İlişki

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Disparöni - Ağrılı Cinsel İlişki

Disparöni, aile tasarılaması muayenehanelerinde çok karşılaşı1an bir meseledir. Aksi ispatlanıncaya kadar disparöniyi fíziksel bir mesele olarak ele almalıdır, psikolojik olarak değerlendirilmemelidir. Çoğu defa fiziksel bir mesele vardır veya disparöni fiziksel bir meseleyle beraber baş1amıştır. Sıradan cinsel ilişkide, cinsel uyarım vajen genişlemesine ve ıslanmasına, bu da daha fazla coşku ve zevk dinlenmesine yol açar. Her hangi bir sebeple ağrı ortaya çıkarsa, kadının heyecanı ve zevk alması önlenir, vajinal genişleme olmaz, vajinal kuru1uğa yol açar. Bu vaziyette penis hareketleri daha da ağrılı olur. Cinsel ilişki, zevk verecek yerde ağrı uyandıran bir kısır döngüye dönüşür.

Ağrılı ilişkiden dinlenen fobi, ağrı sebebi ortadan kalktıktan sonra dahi misalin operasyon dikişlerinin iyileşmesinden sonra devam edebilir.

Hastanın mevcut olabilecek üç farklı orijine sahip meseleyi bir birinden ayırt edilmelidir.

Son iki hafta içinde ortaya çıkmış disparöni hadiseleri, penisin girişi veya vajen içindeki hareketi sırasında ortaya çıkan bunlar çoğunlukla vajen veya vulvadakí dudaklar yerel sebeplere bağ1ıdır veya vajende derin olarak ortaya çıkan daha ileri bir pelvik patoloji veya prolabe over belirtiyi düşündürür, disparöni hadiseleri olabilir.

Disparöni 2 haftadan daha uzun zaman devam etmişse, çoğun1ukla kısır döngü halini a1mıştır. Ağrının asıl sebebi hala devam ediyor veya ortadan ka1kmış olabilir. Ancak kadının vajeni ağrı fobisi sebebiyle kuru ve dardır. Bu tip hadiseler bazen, vajinismusta görülebilir.

Disparöni, şu düzeyleri izleyerek rehabilitasyon edilebilir:

1-Hekim tarafından, hastaya ağrı1ı bölgenin ve ağrı sebebinin ne olduğunun sarihçe anlatılması,

2-Muhtemelse ağrı sebebini ortadan kaldırın.

3-Bol ölçüde lubrikan kayganlaştırıcı kullanılması. Vazelinli jel kullanmayın. Kontraseptif emelle prezervatif kullanılmıyorsa ıslatıcı ten losyonları da kullanılabilir. Lubrikan, hem penise, hem de vulva ve vajene bol ölçüde uygulanmalıdır iki yemek kaşığı dolusu.

4-Kadının, penisin girişini hakimiyet etmesi önerilebilir.

5-Çiftlere, her zamanki ilişki1erine bazı güzel ve cinsel doğrultudan uyarıcı tecrübeler katmaları önerilebilir beraber duş yapma, cinsel ilişkiye girmeksizin karşı1ık1ı okşama, cinsel kitaplar ve fotoğraflar gibi. Bu gibi uygulamalar vajinal genişlemeyi artırıp kuruluğu önleyerek sürtünme ve ağrıyı azaltır.

6-Pelvik patolojiye bağ1ı derin ağrısı olan kadınlarda endometriozis, pelvik enflamatuar hastalık gibi, patoloji ortadan kaldırılamıyorsa penis girişine en az imkân veren koital pozisyonu sınamaları önerilir.

Penis girişi en fazla, kadının sırtüstü uyurken bacaklarını eşinin omzuna yasladığı pozisyonda reelleşir. Kadının bacakları göğsünden uzak1aştığı miktarda penis girişi eksilir. En az giriş, kadının sırtüstü uyur vaziyette bacaklarını düz olarak uzattığında muhtemel olur. Bu pozisyonda, penis girişi az olmakla beraber kadın bacakları ile labiumları sıkıştırarak vulvar teması artırabilir.

Eğer vajinal ilişki hiç muhtemel olmuyorsa, interfemoral ilişki sınanabilir. İnterfemoral ilişkide, kadın sırtüstü veya yüzüstü, ayak belikleri birbirine kenetlenmiş biçimde uyur. Bu pozisyon, kadının bacakları ve vulva arasında, vulva ve penis stimülasyonuna izin verecek ve vajinal ilişkiye bir seçenek oluşturabilecek üçgen biçiminde bir alan oluşturur. Bazı cılız kadınlarda bu alan, fazla geniş olursa da kadın, penisi vulvada yakalamak için parmaklarını kullanabilir.

Disparöni rehabilitasyonunun neticeyi, uzun süreli hastalarda dahi, çok iyidir.

424 toplam, 0 bugün

Çocuklara Kanser Aşısı Uygulanacak

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Çocuklara Kanser Aşısı Uygulanacak

HPV virüsüne karşı kullanılan aşının 11-12 yaş grubu için, bir sene içerisinde aşı takvimine alınacağı bildirildi.

  Rahim ağzı kanserinin mesulü HPV virüsüne karşı kullanılan aşının, bir sene içinde aşı takvimine alınacağı belirtildi. Türk Alman Jinekoloji Derneğinin Antalya’da tertip ettiği kurultayda konuşan Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Faruk Köse, HPV aşısının 1 sene içinde Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine alınacağını ve aşının 11-12 yaş gurubundaki çocuklara uygulanacağını söyledi.

   Türkiye’de her sene bin 400 etrafında kadına rahim ağzı kanseri tanısı konulduğunu bunlardan takribî 600’ünün hayatını yitirdiğini kaydolan Prof. Dr. Köse, “Human Papilloma Virüs HPV” rahim ağzı kanserinin en ehemmiyetli sebebi. Cinsel yolla geçen bu virüs, kadınların yüzde 80’inde yaşamının bir safhasında görülüyor. Virüsün görüldüğü kadınların yüzde 1-3’ünde kansere neden oluyor. Kansere tutulan kadınların da yüzde 60’ı ilerlemiş bir safhada veya rehabilitasyon edilemeyecek gidişatta karşımıza geliyor” dedi.

Teşhisi seneler evvelinde konulabilir

   Rahim ağzı kanserinin tarama ve aşıyla önlenebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Köse, şöyle konuştu: “Dünya Sağlık Teşkilatı DSÖ, sütun ve meme kanseriyle birlikte rahim ağzı kanseri taramalarını gerekli kılıyor. Zira bu kanser cinsi, 15-20 sene evvelinden tespit edilebilir ve aşıyla engellenebilir. Ancak Türkiye’de 10 kadından 1’i kumpaslı kadın hastalıkları uzmanına gidiyor ve 20 kadından yalnızca bcerahate simir testi yapılıyor. 30-65 yaş arası kadınların 5 senede bir tarama yaptırmasını öneriyoruz”

   Rahim ağzı kanserini önleyici HPV aşısının Türkiye’de istenilen seviyede kullanılmadığına değinen Prof. Dr. Faruk Köse, “Bunun en büyük sebebi aşının fiyatını insanların cebinden ödemesidir. Aşı 3 doz biçiminde yapılıyor. Her bir doz 225 TL. Toplam 700 TL’yi buluyor. Bu mevzu Sağlık Bakanlığı aşı kurulunda görüşülüyor. HPV aşısı 1 sene içinde aşı takvimine alınacak. Aşı, 11-12 yaş gurubundaki çocuklara uygulanacak. Toplu alımlarda maliyetinin 15 TL’ye kadar düşeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

KAYNAK:İHA

 

442 toplam, 0 bugün

Faize Sıhhati Hakkında…

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Faize Sıhhati Hakkında...

Faize Sıhhati Hakkında ‘Doğru’ Sanılan 10 ‘Yanlış”

Kanser hastaları çocuk sahibi olamazlar, anne olmamış kadınlara spiral takılmaz… Faize sıhhati hakkında cemiyette ‘doğru’ bilinen yanlış balakalar anne baba adaylarının afaki yere kaygı etmelerine, hatta rehabilitasyon için doktora başvurmada gecikmelerine bile yol açabiliyor! Sahi nedir bu hurafelerin doğruları?

Doğum hakimiyet hapları kısırlığa yol açar, kanser hastaları çocuk sahibi olamazlar, istenilen her yaşta anne olunabilir… Cemiyette faize sıhhati hakkında yerleşmiş olan “yanlış” balakalar bir yandan anne baba adaylarının afaki yere kaygıya kapılmalarına veya yargılanmalarına, değişik yandan da ‘nasıl olsa çocuk sahibi olamayacağım’ düşüncesiyle rehabilitasyon için doktora başvurmakta gecikmeleri gibi ciddi meselelere neden olabiliyor! Peki ya bu hurafelerin doğrusu nedir? Tüp Bebek Merkezi Mesulü Prof. Dr. Tansu Minik, faize sıhhati hakkında cemiyette yerleşmiş olan ‘yanlış’ balakaların ‘doğru’larını anlattı!

1. YANLIŞ: Doğacak bebeğin cinsiyetini anne belirliyor.

DOĞRUSU: Kadının genetik yapısı 46XX biçimindedir ve tüm hücrelerinde x kromozomu vardır. Erkeklerin genetik yapısı ise 46xy’dir. Dolayısıyla bazı sperm hücrelerinde x bazılarında ise y kromozomu vardır. Y kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse erkek bebek, x kromozomu taşıyan bir sperm yumurtayı döllerse kız bebek oluyor. Dolayısıyla doğacak bebeğin cinsiyetini kadın değil, erkek belirliyor. Tüp bebek ile seçilip yumurtaya enjekte edilen spermin genetik yapısına ise bakılamıyor. Ancak oluşan embriyonun genetik yapısı araştırılarak kız ya da erkek olduğu belirlenebiliyor. Cinsiyet tercihi ülkemizde yalnızca tıbbi sebeplerle yapılabiliyor.

2. YANLIŞ: Kanser hastaları çocuk sahibi olamazlar.

DOĞRUSU: Kanser rehabilitasyonu; cerrahi, kemoterapi veya radyoterapi biçiminde uygulanıyor. Bu rehabilitasyonlar, sperm ve yumurta gibi faize hücrelerini üreten testis ve yumurtalığa zarar verebiliyor. Bu sebeple rehabilitasyon evvelinde hastadan doku veya hücreler alınıp -196°C de dondurularak ileride kullanılmak üzere saklanabiliyor. Bu 18 yaşındalik çocuk yaştaki kanser hastalarına da umut oluyor. Kanser olan hastanın konutlu olduğu vaziyetlerde tüp bebek teknolojisiyle embriyo elde etmek ve bunu aynı koşullarda dondurarak gizlemek çok daha başarılı neticeler alınmasını sağlıyor. İyileşme bitirildiğinde embriyo annenin rahmine transfer edilerek gebelik elde ediliyor.

3. YANLIŞ: Cinsel ilişkide bulunmamak veya hamile kalmamak yumurtaları koruyor.

DOĞRUSU: Kız çocukları yumurtalıklarında bir milyon civarında rezerv, yani biyolojik çeyiz ile doğuyor. Ergenlik ile birlikte adet kanamaları ve yumurtlamaları başladığında her ay bir yumurta üretilirken, neredeyse bin tanesi ise ölüyor. Ve bir gün bu biyolojik çeyiz tükeniyor. Sanılanın aksine cinsel hayat, gebelik sayısı veya doğum hakimiyet hapı kullanımı bu seyri değiştiremiyor.

4. YANLIŞ: Genetik hastalığı olanlar sıhhatli bebek sahibi olamazlar.

DOĞRUSU: Genetik hastalıklardan bazıları, hem anneden hem de babadan gelen hastalıklı gen olmasını gerektirirken, bazıları ise tek bir hastalıklı gen ile ortaya çıkabiliyor. Böyle vaziyetlerde tüp bebek operasyonu uygulanıyor ve embriyolar laboratuar etrafında elde ediliyor. Genetik bvefatta araştırılan embriyoların hangisinin sağlam, hangisinin hasta ve hangisinin taşıyıcı olduğu “Preimplantasyon Genetik Tanı” yöntemiyle tespit edilerek uygun embriyolar rahme transfer ediliyor. Aynı yöntem sayesinde tehlike grubunda olan 35 yaşından büyük kadınlar da Down belirtiyi olmayan sıhhatli bebekler doğurabiliyor. Preimplantasyon Genetik Tanı ile ailedeki hastalıklı bireye doku ve uzuv bağışı yapabilecek biçimde genetik uyumu olan bebek de elde edilebiliyor.

5. YANLIS: Sperm sayımında hiç sperm bulunmayan erkekler baba olamazlar.

DOĞRUSU: “Azospermi” ismi verilen bu gidişat 2 ana sebeple oluşuyor: Biltihapçısı, üretilen spermin çıkış yollarının tıkalı olması. Bu vaziyette testislerden biyopsi ile sperm elde etmek yüzde 100 oranında başarı sağlıyor. Elde edilen sperm ya eşinin yumurtasına enjekte edilerek embriyo oluşturuluyor ya da dondurularak saklanabiliyor. İkincisi ise çok az sperm üretildiği için sperm bulunamayan erkekler. Bu gidişat bazı genetik hastalık ya da enfeksiyon nedenliyle oluşuyor. Bu meseleyi yaşayan erkeklerde bile “Mikro Tese” yöntemiyle mikroskop altında biyopsi yapılarak sperm bulunabiliyor.

6. YANLIŞ: İlk tüp bebek sınaması başarılı olmaz.

DOĞRUSU: Ülkemizde Mart 2010 tarihindeki bir yönetmelikle ana rahmine transfer edilen embriyo sayısına tertip etme ve sınırlama getirildi. Bu tertip etmeye göre; 35 yaşından daha Lolita kadınlarda 1. sınamada ve 2. sınamada 1 embriyo, değişik tüm vaziyetlerde ise 2 embriyo verilebiliyor. Çoğul gebelikleri azaltmaya yönelik bu uygulamanın tüp bebekteki gebelik kısmetini de bir ölçü eksiltmesi beklenebilir. Ancak transfer edilecek embriyonun çok dikkatli tercihi, “metabolomics” yöntemi uygulaması veya 5. gün embriyo blastokist transferi gibi yöntemlerle gebelik oranı daha önceki düzeylerde tutulmaya çalışılıyor. Zati tüp bebek ekibinin en büyük isteği de daha ilk sınamada tekil bir gebelik elde etmek.

7. YANLIŞ: Doğum hakimiyet hapları kısırlığa yol açıyor.

DOĞRUSU: Daha Önceki doğum hakimiyet hapları içinde yer alan progestinler ödem ve kilo çoğalışına yol açıyordu. Ancak günümüzün çağdaş hapları bu stil yan tesirler oluşturmuyor. Çağdaş doğum hakimiyet hapları çok düşük doz kadınlık hormonu östrojen ve nitelikli progestin, yani yumurtlama hormonu içeriyor. Kullanılmaya başlandığında yumurtalıklar dinlenmeye çekiliyor ve yumurtlamayla birlikte yumurtalıkların yaptığı tüm hormon salgılaması duruyor. Kaynağı kadının kendi yumurtalıkları olan erkeklik hormonu androjen de salgılanmıyor; bunun neticeyi olarak tüylenme ve sivilceler eksildiği gibi, adet kumpassızlığı meseleyi de kayboluyor. Doğum hakimiyet haplarının kısırlık yapmaları da olası değil. Zira tesirleri zati yalnızca 1 gün sürdüğü için her gün alınmaları gerekiyor; bırakılınca da tesirleri hemen kayboluyor.

8. YANLIŞ: İlk gebeliğini kürtajla aldıran kadınlar bir daha hamile kalamazlar.

DOĞRUSU: Gerektiği derinlikte, rahim içine hasar vermeden yapılan, içeride parça kalmayan ve enfeksiyon için ihtiyatları alınmış kürtajlar sonraki gebeliği hasar vermezler. Ancak, yine de andırdırmak gerekir ki kürtaj bir aile tasarılama yöntemi değildir. Kürtaj bebeğin anormal olduğu vaziyetlerde, gebeliğin anne hayatını tehdit ettiği vaziyetlerde ve tecavüz gibi istenmeyen gebelik gidişatlarında uygulanması gereken bir yöntem. Gebelikten korunmak için çağdaş yöntemleri seçim faktörüz gerekiyor.

9.YANLIŞ: Gebeliği önlediği için doğum yapmamış kadına spiral takılmaz.

DOĞRUSU: Spiral enfeksiyon yapmıyor ama enfeksiyon varmış gibi bir reaksiyon doğuruyor. Bu reaksiyon nedeniyle salgılanan maddeler de rahim içini gebeliğe uyumsuz hale getiriyor. Bu tesir spiral durdukça devam ediyor, çıkarılınca düzeliyor. Ayrıca, bazı spirallerdeki bakır sperm öldürücü tesir yapıyor. Hormonlu spiraller aynı zamanda rahim ağzı salgı yapısını ve rahim içini değiştirerek gebeliği önlüyor. Damar veya karaciğer hastalığı gibi muhtelif sebeplerle değişik yöntemleri kullanamayan doğum yapmamış kadınlara da spiral takılabiliyor. Ancak, her 6 ayda bir hakimiyet edilmesi gerekiyor.

10. YANLIŞ: İstediğim her yaşta çocuk doğurabilirim.

Türkiye’de vasati menopoz yaşı 48 yıldır. Ancak menopozdan 10 yıl evvelinden başlayarak hem natürel, hem de tüp bebek yoluyla hamile kalmak zorlaşmaya başlıyor. Öyle ki 20 yaşındaki bir kadının bir aylık cinsel beraberlik sonrası hamile kalma talihi yüzde 25 iken bu baht 40 yaşında yüzde 5’e kadar düşüyor. Dolayısıyla “çocuk da yaparım kariyer de” sıralamasında çocuğun biyolojik olarak öncelikli olması gerekiyor. Zira bazı kadınlarda büyüyen erken menopoz bu tasarıları daha da alt üst edebiliyor. Ayrıca yumurtalıkta çikolata kisti ve sık ameliyat geçiren kadınlar ise bu mevzuda daha da dikkatli olmalılar.

490 toplam, 0 bugün

Erken Boşalma: Ne Kadarı Erken ?

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Erken Boşalma: Ne Kadarı Erken ?

Eşler süreölçer ile ölçüm yapti. Erken boşalma meselesinden yakinan erkekler aslinda gayet normal.

Erken boşalma meseleyi olduğunu düşünen erkeklerin, öbür erkeklerden yalnızca 31 saniye daha erken orgazm olduğu saptandı.

Alman bilim adamları, erken boşalma meseleyi olduğunu düşünen bir hayli erkeğin, rastgele bir fizyolojik bozukluğunun olmadığını tanımladı. Rheinische Post gazetesinde yer alan haberde, ürolog Frank Sommer’in 45 çift üzerinde yaptığı araştırmaya yer verildi. Çiftleri süreölçerle yatağa yollayan Sommer, erken boşalma meseleyi olduğunu düşünen erkeklerin, öbür erkeklerden yalnızca 31 saniye daha erken orgazm olduğunu saptadı.

Araştırmaya 25 ila 40 yaşlarında toplam 45 erkek katıldı. Bunlardan 15’i erken orgazm olmaktan davacı, 15’i cinsel yaşamından memnun şahıstan, kalan 15’i ise Avrupa’da görevli ürologlardan oluştu. Erkeklerin eşlerinin penetrasyon ile orgazm arasındaki zamanı ellerindeki süreölçerle ölçtüğünü belirten Sommer, erken boşalmaktan davacı erkeklerin vasati 2 dakika sonra, memnun erkeklerin 3 dakika sonra, ürologların ise takribî 6 dakika sonra orgazm olduklarını söyledi.

Araştırma neticesine göre, 2-3 dakika içinde orgazm olan erkeklerin rastgele fizyolojik bozukluğunun olmadığını kaydolan Sommer, ayrıca ilişki sırasında bu zamanın daha uzun veya daha kısa idrak edilebileceğini söyledi.

Sommer, deneye katılan çiftlerin en az iki sene birlikte olduklarını, deneylerin de birkaç gün arayla üç defa yapıldığını belirtti.

448 toplam, 0 bugün

Az Uyku Sıhhate Hasarlı

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Az Uyku Sıhhate Hasarlı

EDİRNE Anadolu Ajansı – Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim azası Prof. Dr. Yahya Çelik, basmakalıp uyku müddetinin 6-8 saat arasında olduğunu belirterek, “Bu uyku müddetinin altında yatan insanlarda diyabete, kilo almaya ve bunalıma meyil ortaya çıkıyor” dedi.

Çelik, sağlık kurumunda tertip ettiği basın buluşmasında, uykunun insan sıhhati için çok ehemmiyetli bir gidişat olduğunu söyledi. Uykusuzluğun önü alınmaz meselelere yol açabileceğini ifade eden Prof. Dr. Çelik, “Uyku ehemmiyetli bir hadise. İki gün arka arkaya uykusuz kalmak vefatla eşdeğerdir. İki gün, üç gün yatmazsanız ciddi psikiyatrik problemlerle, ardından vefatla karşı karşıya kalabilirsiniz. Uykunun süresi hep tartışıla gelmiştir ama basmakalıp bir uyku süresi 6 ile 8 saat arasındadır” dedi. Basmakalıp uyku müddetinin altında yatanlar için ciddi meselelerin baş göstermesinin natürel olacağını anlatan Çelik, “Basmakalıp bir uyku süresi 6 ile 8 saat arasındadır, bu uyku müddetinin altında yatan insanlarda diyabete, kilo almaya ve bunalıma meyil çoğalıyor. Az uyku gibi çok uyku da fayda getirmiyor.

Fazla uykunun da özellikle 10-12 saatten sonra dinlendirmediği öğreniliyor” biçiminde konuştu. Uykunun süresi kadar uyku niteliğinin de ehemmiyetli olduğuna dikkati sürükleyen Çelik, nitelikli bir uyku için uygulanması gerekenleri şöyle sıraladı: “İyi bir uyku yatabilmemiz için uyku hij18 yaşındamize dikkat etmemiz gerekir. Bunun için neler yapmamız lüzumlu, özellikle akşam saatlerinden sonra çay kahve uyarıcı kapsayan enerji meşrubatları kullanılmamalı.

Efor gerektiren işler yapılmaması gerekir. Uykunuz geldiği zaman yatağa girmeniz gerekir. Uykunuz gelmeden yatağa girmemeniz gerekir. Bunun dışında yatak odasında televizyon olmamalı. Yatak odasında çok fazla derin felsefi kitaplar okumamak gerekir. Çok fazla konsantrenizi bozacak, uykudan uyandıracak olan hadiselerden uzak durulması gerekli. Bir de civarın karanlık olması çok ehemmiyetli. Yatağın da elverişli açıdan iyi olması gerekli.”

 

447 toplam, 0 bugün

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik – Cinsel Soğukluk

Cinsel Sağlık Temmuz 2, 2021

Kadınlarda Cinsel İsteksizlik - Cinsel Soğukluk

Doyurucu cinsel ilişki için öncelikle şahsın kendi içinde bir istek duyması, isteğin bir partnere yönelmesi gerekir ve bu süreç içinde şahsın huyu ve iç dünyasıyla alakalı psikolojik etkenler, bedensel gidişatla alakalı biyolojik faktörler, bizi abluka eten ve içinde yaşadığımız etrafsel ve kültürel etkenler tanımlayıcı rol oynarlar.

Faişeler arasında yanlış kavramalara ve ciddi çatışmalara yol açan en ehemmiyetli etkenlerden biri eşlerin cinsel istek seviyelerinin keskin olarak değişik olmasıdır.

Cinsel işlev bozuklukları arasında sık görülen bozukluklardan biri olan cinsel isteksizlik sorunun tanımlanması bu mevzuyla ilgilenen uzmanlar arasında fikir ayrılıklarına yol açmıştır. Şahsın partneriyle alakalı düşünce ve hisleri, inançları, sosyal vaziyeti, yaşı, mesleği, cinsellikle alakalı kültürel normları, yeterli özgüven, cinsellikle alakalı evvelki tecrübelerin pozitif olması, uygun bir cinsel eşin olması, cinsellik dışındaki alanlarda da iyi bir ilişkinin olması, cinsel isteğin yoğunluğu ve sıklığı gibi bir hayli kriteri göz önüne almak gerekmektedir. Bu sebeple cinsel isteğin nesnel kriterlerini belirlemek oldukça efordur.

Cinsel istek nedir?

Şahsın karşı cinsle ilişkiye girme arzusudur. Olası çekici cinsel partnere müteveccih dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı alaka, cinsel içerikli düşler veya fanteziler kurma, cinsel aktiflikle alakalı arzuların farkında olunmasıdır. Bir partnerle cinsel ilişkiye girmeyi istemektedir. Cinselliğin azalmasına ait hayal kırıklığını da kapsamaktadır. Görme, koklama, duyma, değme, tatma, düşünce ve duygular cinsel isteği alana getirir.

Cinsel isteksizlik nedir?

Eksilmiş cinsel istek, yeterli cinsel ihtar olmasına karşın cinsel fantezilerin ve cinsel faallikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması gidişatıdır. Millet arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılmaktadır.

Cinsel İsteksizliğin Tipleri

1-Primer Cinsel İsteksizlik

Ergenlik yarıyılında başlar.

2-Sekonder Cinsel İsteksizlik

Cinsel sorunu olmayan bir kadının yaşamının rastgele bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesidir.

Cinsel isteksizlik ne sıklıkla görülür?

Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Cinsel isteksizlik kadınların vasati %33 şöhrette görülür. Oranlar yaşa bağlı olarak çoğalmaktadır.

Cinsel Soğukluğun Sebepleri Nelerdir?

1-Fiziksel Etmenler:İhtiyarlama ve menopoz, cinsellikten uzun süre uzak kalmak, kullanılan bazı ilaçlar, alkolizm, böbrek, karaciğer ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, multipl skleroz, Parkinson gibi nörolojik problemler, operasyonla rahmin alınması, hormonal dengesizlikler, doğumdan sonraki lohusalık ve emzirme yarıyılları, cinsel uzuvlarının yapı ve fonksiyonlarının bilinmemesi, rahim ağzı enfeksiyonları, vajinal mantar, trikomonas gibi vajen enfeksiyonları, vajen akıntıları, yaşa bağlı hormonal yetersizlikten kaynaklanan kuruluk, operasyon sonrası alana gelmiş yapışkanlıklar gibi cinsel yaşamı etkileyecek jinekolojik rahatsızlıklar, ilişkide ağrı hissetmedir.

2-Psikolojik Etmenler: Vaginismus, fazla stres, eşler arasındaki geçimsizlikler ve çatışmalar, homoİlişkiüellik, konutlulukla alakalı problemler, beden biçimi ile alakalı endişeler, bıkkınlık, cinsel travmalar, tecavüz, ailede birinin vefatı, çocuk doğumu, taşınma gibi ehemmiyetli yaşam vakaları, ilişkiye lüzumlu özenin gösterilmemesi, cinsel ilişki ile bazı olumsuz hatıraların yerleşmesi, cinsel ilişkide bulunmanın bir suç veya günah olarak algılanması, anksiyete ve depresyondur.

Sebepleri derleyecek olursak, bir kısmı erkeklerin sebep olduğu, bir kısmı kadınların kendilerinden gelen ve bir kısmı da etraf ile alakalı nedenlerdir. Kadınların takribî %1 de gerçekten fiziksel bir problem vardır.Geri kalan %99 luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir.

Rehabilitasyon

Rehabilitasyon, neden olan etmenin ortaya konmasından sonra muhtemeldir. Rehabilitasyonun emeli eşler arasında bir geçim oluşturulması ve aralarındaki bozulan irtibatın yine düzenlenmesidir. Şayet eşlerden birinde keskin seviyede cinsel istek azlığı varsa istek seviyesini çoğaldırmaya çalışmak gerekir. Bazen de eşlerden birinde fazla isteklilik ve arzlar varsa balansı sağlamak açısından bu istek ve arzları eksiltmek gerekebilir. Bu sebeple rehabilitasyona “çift” olarak hastalar kabul edilmelidir. Rastgele bir organik hastalık saptanamamışsa isteksizliğin sebebi psikolojiktir. Bu gidişatta çiftlerin beraber psikiyatrik destek alması gerekmektedir:

*Cinsel Terapi

*Aile Terapisi,

*Bedensel egzersizler,

*Cinsel egzersizler,

*Cinsel yaşamda kısa ayrılıklardan sonra toplanma, eğitim emelli erotik videolar seyretme, giysi farklılığı, tutumlardaki bir farklılık, mekan farklılığı gibi minik farklılıklar ve fanteziler yapılması vb. cinsel yaşama 18 yaşındaliklerin kazandırılması,

*İlaç rehabilitasyonsi: Testosteron hormonu, viagra, antidepresan ilaçlar, feromonlar ve Opti-S xtiva başka bir deyişle kadınlar için yulaftan yapılma viagra eşi bitkisel afrodizyaklar.

Cinsel İsteksizlik Hakkında Bilinmezler

*Yapılan araştırma sonuçlarına göre İlişki; stres, bitkinlik ve baş ağrısıyla savaşır ve bu sayede bünyeyi de hafifletir.

*Bazı kadınların kendiliğinden cinselliğe alakaları yoktur fakat eşlerinin yaklaşımına fizyolojik dahi olsa cevap verir, uyarılır ve orgazm olurlar.

*Kadınlarda aşk cinsel isteği artıran bir etmendir.

*Cinsel isteksizlik kadının kısır olması demek değildir. Zira kadınlar hiç cinsel birleşme yapmadan da hamile kalabilirler.

*Genel olarak tam kadınlar yeterli bedensel ve ruhsal uyarmalarla hazırlandıkları takdirde cinsel birleşmeden zevk alabilirler.

*Kadınların büyük çoğunluğu cinsel isteksizliklerinin reel sebebini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa, çoğu kere gidişattan erkek kadar, hatta ondan daha fazla, kadın sorumludur.

*Cinsel isteksizlik genellikle çiftler arasındaki sorunları yansıtır.

Dr.A.Cem KEÇE
Muayenehane Telefon & Fax
0 312 213 01 32
0 312 213 01 33
0 312 335 40 44 / 113
0.555.274 41 97
Muayenehane Adresi
Emek 8. Sokak No:77 / 1 EMEK – Maltepe – ANKARA

467 toplam, 1 bugün

Page 3 of 13 1 2 3 4 5 13

mozaka.com maltepe escort ataşehir escort kadıköy escort bostancı escort istanbulescorttu.com anadolu yakası escort şerifali escort atasehirescortlari.com ataşehir escort pendikescortkizlar.net pendik escort kurtköy escort kartal escort bostancı escort kadıköy escort ümraniye escort ataşehir escort escort bayan ankara escort maltepe escort pendik escort ümraniye escort izmit escort ümraniye escort escort bayan