Welcome, visitor! [ Oturum aç

Kadın Müdürümüzün Kocadene Siktirdik

Hikayeler Eylül 21, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhabalar. Adım Selma, 22 yaşında, 1.65 boyunda, kumral, İlişkii giyinmeyi ve İlişki yapmayı çok seven birisiyim. 1,5 sene kadar konutlu kaldıktan sonra kocamın İlişki mevzusunda gönülsüz olması sebebiyle boşandım ve 6 aydır da dulum. Memur olmam sebebiyle, Anadoluda bir ilçeye atamam çıktı. Aynı yerde üç şahıs çalışmaktayız, üçümüz de kadınız Ben, Nalan ve Müdürümüz Leyla hanım. Müdürümüz Leyla hanım konutlu, kocası Hasan bey, 1.85-1.90 boylarında, kocaman yapılı, çok sikici bir tip ve sikince de adamı dağılacak yapıda birisi. Değişik dostumuz Nalan ise, o da 18 yaşında soyulmuş ve kendisi de benim gibi 18 yaşında boşanmış ve 18 yaşında atama olmuş, benden dün işe başlamış. Konut bulana kadar iyi bir Otel olup olmadığını sordum. Leyla hanım konut bulana kadar kendilerinde kalmamızda mesele olmadığını, ilçenin tutucu ilçe olduğunu ve dikkat etmemizi söyledi. Ve biz de birkaç günlüğüne diye Leyla hanımın evinde davetliyi olduk ve kiralık konut aramaya başladık…

Fakat dul olduğumuzu bildiklerinde kimse bize konut vermeye yaklaşmıyordu. Leyla hanımın kocası Hasan bey mevzuyu halledeceğini söyledi ve bize konut bakmaya başladı. Hasan bey çok çekici bir erkekti, “Gel altıma yat!” dese, hiç kararsız etmeden uyurdum. Kendimi ona farkettirmek için muhtelif mazeretlerle kendisine yanaşıyor, azan amımı ona siktirmek için sinyaller veriyordum. Hele akşamları konutta ise, yemek ve çay mazeretiyle tüm barbarlığımı ve dişiliğimi sergiliyordum. Dostum Nalan ise benden alt değildi. Leyla hanım sorunu fark etmiş olmalıydı ki, bir gün işten kazançken, “Giyimlerinize dikkat edin, benim herifi baştan çıkarmayın, burası minik bir yer, adamın başı yanmasın, ceremesini ben sürüklüyorum!” deyince, ben Hasan beyin daha evvel de birileriyle birtakım serüvenler yaşadığını kavradım ve kendimi Hasan beye siktirme tutkum daha da arkasıydı…

Konutlarında kalmaya başlayalı 20 gün kadar olmuş fazla içtenleşmiştik. Bir akşam üstü dışarıda hep beraber yemek yedikten sonra konuta döndük. Geç olmuştu, biz Nalanla oturmaya devam ettiğimiz sırada, Hasan bey ile Leyla hanım uyumak için iyi geceler dileyerek parçaladılar. Sonra biz kahve yapacağımız sırada Leyla hanım geldi ve “Kızlar giyimize dikkat edin, etraftan sizin hakkınızda rivayet başlamış, konutta ne yaparsanız yapın, ama dışarıda sarih giyinmeyin, azıcık kapanın!” dedi. Kahve yaptık ve Leyla hanımla beraber içtik. Nalan bitkin olduğunu ve uyuyacağını söyleyerek vedalaşıp böldü. Leyla hanım ile baş başa kaldık ve kocası Hasan bey hakkında konuştuk. Kocasının İlişkii çok beğendiğini, kendisinin ise kocadene ayak uyduramadığını, bu sebeble kocasının dışarıdan bayanlara uyuduğundan şikayet etti. Bir zaman daha Leyla hanımla sohbet ettikten sonra, ben de uyuyacağımı söyleyip ufaladım. Leyla hanım da bir sigara içip uyuyacağını söyledi…

Odamıza geçtiğimde Nalanın sütyen ve külotla uyuduğunu ve kendisini ellediğini gördüm. Bana, “Kız çok azdım, artık birini ayarlayamazsam ilk bulduğumla sikişecem!” dedi. Ben de, “Valla benim amım da yarak diye yanıyor kız!” deyince beraber gülüştük. Az sonra ayak seslerinden Leyla hanımın yatakodalarına geçtiğini duyduk. On dakika sonra onların yatakodasından sesler gelmeye başladı. Ben merak ettim ve “Gidip odalarını gözetleyelim mi?” dedim. Nalan, “Saçmalama, ayıp olur!” dedi. “Ben gözetleyecem!” deyip yatak odalarının kapısına kadar gittim. Anahtar deliğinden baktığımda, Hasan bey Leyla hanımı yatakta siktiğini gördüm. Sonra birden kalktı, yataktan alta indi, kocaman kocaman bir siki vardı, hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim. Leyla hanımı yatağın ayakucuna çekti ve bacaklarını omzuna alarak tekerrür sikmeye başladı. Öyle bir sikiyordu ki, ‘Şak Şak Şak… ’ sesleri odayı inletiyordu. Çok geçmeden Leyla hanım inlemeye başladı. Hasan bey Leyla hanımın ağzını kapatarak sikmeye devam etti…

Onların sikişmelerini izlerken Leyla hanımın yerinde kendimi hayal ederek, ben de amımı parmaklamaya başladım. Birkaç dakika sonra titreyerek Orgazm oldum boşaldım. Fakat onlar yarım saate yakın sikişmeye devam ettiler. Leyla hanım, “Hadi artık boşal, direnemiyorum!” diyordu. Hasan bey de, “Ne yapalım, konutumuzda iki tane Abaza karı daha var, onlar da senin yükünü rahatlatsınlar! Frikik verip, amlarını ve memelerini gösterip beni azdıracaklarına, icraata geçsinler!” dedi. Leyla hanım, “Sakın onlara değme, onlar konuk! Hem başına kalırlar! Ne zaman istersen sana veriyorum ya!” dedi. Nihayet Hasan bey inlemeye hırlamaya başladı, sanırım boşalacaktı. Leyla hanımın amından kocaman sikini çıkartıp, elleriyle sallayarak Leyla hanımın göbeğine ve göğüslerine boşaldı. Filmlerde dahi dahi bu kadar çok ve uzun boşalan erkek görmemiştim. Hemen suskunca ordan uzaklaştım.

Bir Cuma günü Leyla hanıma, “Memlekete gidebilirmiyiz?” dedim. O da, “Gidebilirsiniz. Zati ben de haftasonu ablama gideceğim!” dedi. Nalanla konuta gittik hazırlık yapmaya. Hazırlandık, çıkacağımız sırada Leyla hanım da geldi ve hazırlandı. Sonra da kocadene telefon açıp, “Otomobili bana getir, ben ablama gideceğim, iki gün kendi başının dermanına bak!” dedi. Bir süre sonra Hasan bey geldi. Leyla hanıma otomobilin anahtarı ile azıcık para verdi ve kendisinin de gelebileceğini, kayınbiraderi ile görülecek Tavla hesabı olduğunu söyledi. Leyla hanım da, “Sen kal gelme, eniştem Antalyada seminerdeymiş, kazançsan orada kesintisiz kapsasın, birde seninle uğramaşam, kayınbiraderinle bayramda hesaplaşırsınız!” dedi, bize de, “Haydin, sizi de terminale vazgeçeyim!” dedi. Ben, “Taksi çağırdım, azıcıktan kazanç.” dedim. Nalan ise, “Beni vazgeçin, benim Otobüsüm erken kalıyor.” dedi. Hasan bey de, “Beni de kahveye vazgeçin.” dedi. Vedalaştık konuttan parçaladılar.

İşte aradığım fırsat ayağıma gelmişti, memlekete gitmekten bıraktım. Taksi durağını arayıp Taksi siparişimi iptal ettim. Odaya geçtim çantalarımı boşalttım, kıyafetlerimi yerine vazgeçtim. Sonra en İlişkii kıyafetlerimi giydim altıma külot ve sütyen giymedim ve Hasan beyi cepten aradım, “Hasan bey, Otobüsümü kaçırdım, memlekete gitmekten vaz geçtim, konuta gidecem ama anahtarımı bulamıyorum. Nerdesiniz? Gelip anahtarı alayım.” dedim. Hasan bey de, “Ben hemen konuta gidiyorum, konutta seni beklerim!” dedi. Ben hemen salona perdenin arda saklandım. Saklandığım yerden evin her yerini görebiliyordum. Hasan bey sevinçten ıslık çalarak dışkapıyı açtı girdi içeriye. Kapıdan salona şöyle bir baktı, sonra mutfağa ve değişik odalara baktıktan sonra da banyoya girdi. Aynanın karşısında 18 yaşındaden ıslık çalarak saçını başını düzenleyip, parfümünü tazeledi. Ardından pantolonunu indirip taşaklarına da parfüm sıktıktan sonra, sikini okşayarak sikiyle konuşmaya başladı. Hiç sikiyle konuşan adam görmemiştim, saklandığım yerde gülmemek için güç yakaladım kendimi!. Sikine, “Bu gece bana gereklisin, sevincimi kaçırma! Senin ve benim bayramım bu gece! Selma zillisini evire çevire sikelim bu gece!” dedi.

Ben saklandığım yerden çıktım ve suskunca banyonun kapısına gittim. Birden banyoya dalıp, “Birisi beni sikmekten mi bahsediyor?” dedim. Hasan bey beni görünce, saşkınlıktan siki elinde öylece kalakaldı, beti benzi atmıştı. Kekeleyerek, “Ben… Anahtar… Sen… Otobüs…” filan diye birşeyler saçmaladı. Ben hemen, “Bu Abaza şey mi beni sikecek?” diyerek, elimi sikine alttım ve sıvazladım. Siki kalınlaşmaya başladı, iki elimle güç anlıyordum. Siki okadar uzundu ki, bileğimle ölçtüm ve dirseğime kadar geliyordu. Hemen önüne diz çöktüm ve emmeye başladım. Sikinin kafası kocaman bir Mantar gibiydi ve ağzıma sığmıyordu. Hasan bey beni kaldırıp kucağına aldı, bacaklarımı beline doladı ve kalçalarımı avuçlayarak yatakodasına götürdü. Beni yatağın üzerine yatırdı, beni tepeden tırnağa süzdükten sonra, ayaklarımdan başlayıp bacaklarımı okşadı. Eli kıyafetimin etek ucuna gelince, eteğimi hafif kaldırdı ve külotsuz amımı görünce, “Mhhhh zahmetsiz iş!” diyerek kıyafetimi askılarından sıyırarak çıkardı. Memelerimde de sütyen olmadığını görünce, “Hiç bu kadar hazır ve Abaza hatun sikmemiştim!” diyerek memelerimi emmeye, amımı ellemeye başladı…

Memelerimden sonra da amıma inerek yalamaya başladı. Amımı yalayarak beni bir kere Orgazma eriştirdikten sonra beni doğrultup sikini tekerrür ağzıma verdi. Ben de iştahla yalamaya başladım. Filmlerden başka bu sahneyi yaşamamıştım ve böyle yarak görmemiştim, iyice yaladım. Ben onun sikini yalarken o da memelerimi yoğurmaya devam etti. Sonra beni tekerrür yatırdı ve amıma iki üç kere dil atıp, azıcık daha yaladıktan sonra, bacaklarımı iyice ayırıp, sikinin kafasını amıma denk getirip üzerimi yaklaştı. Sonra sikini amıma sokmaya başladı. Siki amıma sığmıyor güçle giriyordu. Sanki ilk kere sikiliyormuşum gibi acıyordu. Sikini güçle, amımın dudaklarını yırtarcasına girdirmek istiyordu. Sonunda başını sokunca azıcık hafiflemiştim. Kalanı da yavaş yavaş girdikçe zevk almaya başladım. Azıcık bastırmaya başladı, canım çok acıyordu. Derken iyice bastırdı ve ben bu acıyla bir kere daha boşaldım. Amımdan akan suların desteğiyle yarısına kadar sokabilmişti…

Azıcık öyle yarısına kadarıyla gidip gelmeye başlayına ben artık iyice kıvama gelmiştim. Fakat amımın içerisi çok acıyor ve yanıyordu. Hiç beklemediğim bir anda birden yüklenip tamamımı sokunca var eforumla bağırdım. Canım çok yanmıştı, ancak bu acının da, büyük yarağın da zevki bir başkaydı. Fazla sikilmemiş olmamın da zevk almamda avantajı vardı. Hasan bey natürel buldu daracık amı, öyle bir sikiyordu ki, adam aldığı zevkten uçuyordu resmen. Bir ara amımın dışında bir sızıntı olduğunu hissettim, elimle amımı yokladığımda kan vardı. Hasan beyi üzerimden itekleyerek amımdan çıkmasını istedim. Amıma baktığımızda çok ölçüde koyu kanamanın olduğunu gördük. Hasan bey bana, “Zilli sen hani duldun? Dulum diyerek bekaretini bozdurdun bana, benim başıma mı kalacakasın!” diyerek hiddetlendi ve bana bir tokat attı. Ben de kendisine, gerçekten 1,5 sene konutlu kaldığımı, kocamın beni sikerek bozamadığını şimdi kavradığımı söylesem de Hasan bey yataktan kalktı, bir sigara yaktı…

Çarşaf kan olmuştu. Hasan beyin asabı dinmek öğrenmiyordu, “Sen kaşındın kızım, bize dulum dedin, bakireyim deseydin elimi sürmezdim! Salak kafam nasıl kavramadım o daracık amın sikilmemiş olduğunu!” diye, kendiliğindene kızıyordu. O salak kocamla haftada üç dört kere sikiştiğimizi, gerdekte kanamamın olduğunu, ancak bu kadar yoğun olmadığını söyledim ve “Artık olan oldu, ne olacak bir de sen sikerek bozmuş oldun kızlığımı, am benim değil mi, kim hesap soruyor sana, hadi devam edelim!” diye dilenmeye başladım. Fakat ne dediysem inandıramadım. Sigarasını içerek dalgın bir biçimde dolaşmaya başladı. Bana inanmayınca kalktım, banyoya gittim…

Duşun altında acıklı bir biçimde bu olanları düşünürken, Hasan bey de geldi banyoya. Küvete girerek, şampuanlı olduğum halde beni kucakladı. Amıma sabun sürerek iyice köpürttü ve köpükleri parmaklarıyla iyice amımın içine soktu. Amımda yanma ve acıma başlamıştı. Götümün deliğini de sabunladıktan sonra beni küvetin içerisinden çıkardı ve ellerimi küvete dayatarak domalttı. Arkama geçip sikini amıma ve götüme sürtmeye başlayınca, ben götümü sikeceğini sandım ve kendisine, “Hasan bey, götümü kimseye siktirmedim, amım tazeyken kimseye götten vermem!” dedim. Hasan bey de, “Ben enayimiyim, daracık am sikmek varken bok yoluna girermiyim!” diyerek, alttan amıma birden yasladı. O kocaman kocaman yarağı sabunun tesiriyle amıma acilen girdi ve süratlenmeye başladı. Ben tekerrür boşalmıştım. Sonra siki amımdayken beni kucağına alarak küvete oturdu ve suyun içerisinde sikmeye başladı. Bu biçimde beni tahminen 10 dakika kadar sikti ve birkez daha boşaldım…

Küvetten çıktık, beni tekerrür kucağına aldı ve amıma sikini yerleştirerek, o halde yatağa götürdü. Bu sefer beni yatakta öyle bir sikmeye başladı ki, artık bayılacaktım. Müdürüm Leyla hanım demek ki boşuna “Artık boşal!” diye dilenmiyordu. Ben üç kere boşaldım ama Hasan beyde daha tık yoktu, bacağımı omzuna alarak var gücüyle amımı sikmeye devam ediyordu. Ve her soktuğunda o kacaman siki amımda kayboluyordu, alışmıştım artık, alırken zorlanmıyordum, ama bu sefer de Pozisyondan dolayı bacaklarım iyice acımaya başlamıştı. “Hasan bey bacaklarım dağılmaktan anlaştı!” deyince, pozisyon değiştirdik, beni domalttı ve tahminen 40-45 dakika kadar da ben domalık haldeyken arkadan amımı sikti. Sonra birden süratlenmeye başladı. Boşalmak üzereydi sanırım. Korunup korunmadığımı sordu, “Yok korunmuyorum!” dedim. Amımın içerisinide katlanamayacağım biçimde süratlenmişti, haykırmamak için kendimi güç yakalıyordum. Birden amımdan çıktı, ben belime veya kalçalarıma boşalacak diye beklerken, o anki boş bulunmamdan istifade sikini götüme yaslayıp köklemesi bir oldu. Canım nasıl yandı ama, “Yırttın götümü! Bıraaaaakkkkkkkkkk!” diye bağırmışım…

Fakat ne dolaşır, Hasan bey var gücüyle bastırarak bana kenetlendi ve zorlayarak dört beş kere gidip geldikten sonra götümün içine boşalmaya başladı. Boşalması iki dakika kadar sürdü. Götümün içi, bağırsaklarım sıcak sıcak dölleriyle dolmuştu, buna karşın pompalamaya devam ediyordu. Birkaç kere daha süratli süratli gidip geldikten sonra, bastırarak sikini taşaklarına kadar götüme kökleyerek üzerime yığıldı ve öylece kaldı. Siki götümde inmeye başlayınca götümden çıktı. Götümün ağzı anlaşmıştı resmen, elimle hakimiyet ettiğimde götümün deliğinin kocaman olduğunu, içinin dışının döllerle dolduğunu kavrayabiliyordum. Yataktan indiğimde götümden döller akmaya başladı. Yere dökülen döller minik bir kaseyi rahat doldururdu, bir o kadarda götümde kalmıştı. Hasan bey yatağın başucunda duran paketten birkaçtane kağıt mendil çıkarıp bacaklarımdan süzülen dölleri alttan yukarıya doğru silerek götüme tıkadı mendilleri ve popoma bir tokat atarak, “Hadi doğruca banyoya git arınıl, ben de yerleri arınıp geliyorum!” dedi.

Götüme tıkadığı mendilleri elimle götüme tutarak banyoya gittim ve duş almaya başladım. Az sonra Hasan bey de geldi ve birbirimizi hoşça yıkadık. Siki sönük haliyle dahi kocaman duruyordu. Kurulanıp bornozlara sarınarak salona geçtik. Kucağına oturdum ve öpüşmeye başladık. Boynumu boğazımı ve memelerimi kemirircesine emiyordu. 18 yaşındaden beni azdırmıştı, elimi sikine attım, hali hazırda sönüktü. Sikiyle oynamaya başlayınca, bana “Doymadın mı Abaza Orospu?” dedi. Ben de, “Doymadım!” deyip sikiyle oynamaya devam edince, bana, “Kızım zati sabahtan birisini Amını götünü deldim, sonra da seni, iki dar am çok yoruyor, istersen gece devam edelim, sikim acıyor, bu Ahmet Ağanın çeşmesi değil ki kesintisiz aksın!” dedi. Donakalarak, “Sabahtan mı, kimi? Sizin kahvede olduğunuzu sanıyordum?” diye sordum. “Ne kahvesi? Sikilecek kız dururken kahveye mi giderim? Kahvenin olduğu caddede bir manitam var, sen anahtar için aradığında onu sikiyordum!” dedi. Neden öğrenmiyorum ama azıcık bozulmuştum, çekemedim herhalde. Hasan bey varsayımımdan da çok çapkındı, anlaşılan uçanı kaçanı bağışlamıyordu.

Azıcık daha sohbet ettik. Bu arada saat 16 ortamı olmuştu, yemek hazırladım, beraber yedik. Sonra oturup bilgisayarı açtı ve bana değişik siktiği kızların fotoğraflarını gösterdi. Hepsi de Lolita ve hoş kızlardı, hatta benden çok çok hoşlardı diyebilirim. Komplekse girmiştim ve öyle kızlar dururken beni sikmesine çok donakalmıştım. Siktiği kızları nasıl siktiğini ballandıra ballandıra anlatırken, siki de yine canlanmaya başlamıştı. Katlanamadım ve elimi sikine attım oynamaya başladım ve “Hasan bey vazgeçin o kızları, kesintisiz beni sikin!” dedim. Bana ne dese seversiniz? “O Nalan zillisini de siktir bana, o zaman seni her zaman sikerim!” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim, önüne çöküp sikini bir süre yaladım, hareketlenme olmayınca yalamayı bıraktım. Ben siki ile oynarken birden kapıda anahtar sesi duyduk, hemen derlendik, ben odama koştum kapıyı kapattım, sonra odamdan geliyormuş gibi yaptım. İti an, çomağı hazırla derler ya, gelen Nalandı. Suratından ağlamış olduğu emin oluyordu. Beni görünce donakaldı ve “Kız sen ne arıyon, memlekete gitmedin mi?” dedi. Ben de, “Hayır gitmedim! Otobüsü kaçırınca gitmekten bıraktım! Peki sen niçin geri geldin?” dedim. Nalan gitmiş, fakat görüştüğü hoca dostunu bir kadınla uygunsuz tutmuş ve kızıp geri dönmüş…

Nalan natürel Hasan beyle beni bornozlarla görünce, Hasan beyle sikiştiğimi kavramakta eforluk sürüklemedi, “Ben sizi rahatsız etmeyim!” diyerek bozulmuş bir biçimde odaya gitti. Hemen arttan gittim, odada ağlıyordu. Avuntu ettim, “Kızım boşver, o sünepe hocaya üzülmeye dokunmaz! Senin neye gereksinimin var biliyormusun? Bir hoş duşa ve adam gibi sikişmeye! Bellim bu seni kendine getirir!” dedim. Nalan da sitemkar bir biçimde, “Tamam, duş almak problem değil de, kiminle sikişecem? Hasan beyi sen kapmışsın hanımefendi!” dedi. “Kızım çılgın çılgın konuşma, sen geldiğinde biz de o mevzuyu konuşuyorduk, Hasan bey seni de sikmek istiyor!” dedim. Ben öyle deyince heyecanlandı ve “Ciddimisin kız?” dedi. “Valla ciddiyim! Hadi git duşunu al, gerisini ben ayarlarım!” dedim ve banyoya gönderdim…

Hasan beyin yanına vardığımda merakla bekliyordu, “Ne oldu? Tasayı ne? Makûs birşey mi olmuş?” dedi. Ben Nalanın görüştüğü hocayla aralarında geçenleri filan anlattım ve gerçek tasasının yarak olduğunu söyledim. Hasan beyin gözleri birden parladı ve sırıtarak, “Sikeriz ozaman!” dedi. Demin bana Ahmet Ağanın çeşmesi mi bu? diyen Hasan beyin siki, sözkonusu sikilecek 18 yaşında bir am olunca, canlanmaya başladı hemen. Hasan beyle birbirimize sarılarak beraber banyoya, Nalanın yanına girdiğimizde, Nalan azıcık utanmış ve elleriye memelerini ve amını kapatmıştı. Hasan bey evvel kendi bornozu, sonra benimkini çıkardı. Nalan da aynı benim ilk gördüğümdeki gibi, Hasan beyin bu arada iyice kalkmış kocaman sikini görünce, hem donakalmış, hem de sevinmişti. Hasan bey küvete girdi ve Nalanın elleri ile gizlediği amı ile memelerini açarak okşamaya başladı. İki Abaza birbirlerine öyle bir sarıldılar ki anlatamam. Hasan bey Nalanı banyoda yarım saate yakın siktikten sonra, üçümüz beraber yatak odasına gittik.

O gece üçlü grup yaparak sabaha kadar sikiştik. Diyebilirim ki, Pazar günü saat 18 de Leyla Hanımın, “Yola çıkıyorum, iki saat sonra konutta olurum!” diye telefon etmesine kadar yataktan hiç çıkmadık. Yalnızca tuvalete gitmek zorunda olan kısa bir zamanlığına yataktan çıkıyordu. Karnımızı dahi yatakta doyuruyorduk, birimiz Sandöviç hazırlayıp getiriyordu. Bunun dışında üçlü İlişkie devam ettik.

Müdürümüz Leyla hanım geldikten sonra artık rahat sikişemiyoruz. Hasan bey şimdi bize kiralık konut bulma işini daha da süratlendirdi, biran evvel konuta çıkalım da bizi rahat sikebilsin diye. Haa unutmadan, ablama da anlattım, o da Hasan beyin o koca sikinden kısmetini almak istiyor…

2894 toplam, 1 bugün

Yarak Gereksinimi Olan Baldızlara Dayanakçı Olun Enişteler

Hikayeler Eylül 21, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhaba Ben Mersinden Barış 41 yaşındayım ve 15 senelik konutluyum. Eşimle çok hoş bir konutluluğumuz ve muhteşem bir İlişki yaşamımız var, hemen hemen hergün sikişiriz. Fakat ben göt düşkünü bir erkeğim, ama 15 senelik konutluluğumuzda karım hiç bana götten vermedi. Nekadar uğraştıysam da karım netlikle götten istemiyor. Benim bir de 42 yaşında bir baldızım karımın ablası var ve hiç evlenmedi, başka bir deyişle hali hazırda bakire. Kayınpederim seneler evvel ölüm edipte eşimin benle evlenmesinden itibaren, baldızım kaynanamla beraber yaşıyor. Kaynanam rahatsız olduğundan dolayı, yalnız vazgeçmemek için zorunlu olarak beraber yaşıyorlar. Baldızım yaşamını kaynanama adamış gidişatta, bu sebeple ne evlenmeye, ne de bir erkek dost yapmaya hiç süreyi olmadı. Bense baldızım bu vaziyetine çok üzülüyordum…

Birgün eşimin baldızımla mutfakta konuşmasına salondan kulak davetliyi oldum, eşim birlikteliğimizi anlatıyordu. Eşim benim kesintisiz arkadan sikmek istediğimi, ama bana arkadan hiç vermediğini söylüyordu. Buna baldızım azıcık kızar gibi oldu ve “Yapma kızım yaa, bak sonra kocan bir göt sikme kısmetine başka karılara gider, sen de üzülürsün!” dedi. Eşim ise, “Şayet bir göt kısmetine gidecekse gitsin, benim götümden uzak dursun da ne yaparsa yapsın!” diyordu. Baldızımın söylediklerini dinleyince daha çok afalladım, baldız eşime, “Aslan gibi kocan var ve sen ona götten vermiyorsun, yarak buldun da bunuyorsun! Bak ben bu yaşıma kadar hiç bir şey bulamadım valla, keşke sikecek erkek bulsam da götten sikse! Elindekinin bedelini öğren!” diyordu. Bunları dinledikçe daha çok azmıştım ve baldızımın o hoş götüne olan düşkünlüğüm daha çok çoğalmıştı, sikim tamamiyle taş gibi olmuş ve boşalmak üzereydim, hemen banyoya gidip başladım 31 sürüklemeye ve hafiflemeye.

Akşam oldu yemek faslı, çay faslı derken uyuma zamanı gelmişti. O gece baldızım da bizde uyuyacaktı. Eşim baldızımın uyuyacağım yeri hazırlayıp, baldızım odasına, bizde eşimle yatakodamıza sürüklendik. Soyunup yatağa girdiğimizde eşime, “Bugün konuştuklarınıza kulak davetliyi oldum…” dedim. Eşim afallamıştı, “Bizi mi dinliyorsun sen?” diyerek bana azıcık kızdı. Bense eşimin dudaklarına yumuldum ve başladık sevişmeye. Herzamanki gibi süper bir sikişten sonra yata kalmışız.

Sabah oldu, ben banyonun yolunu yakaladım. Yataklar toplandı, kahvaltı yapıldı. Eşim teyzesi ve annesi ile birlikte yazlığa gitmek istediklerini söyledi. Ben de, “Hiç sevincim yok, siz gidin, ben gelmeyecem!” dedim. Baldızım da gitmek istemiyordu, kaldı. Eşim otomobili aldı teyzesine gitti, teyzesini aldıktan sonra annesini de alıp yazlığın yolunu yakaladılar. Baldızımla konutta yalnız kalmıştık. Bir vakit sonra baldızım üzerine kalçalarını anca örten bir etek ve üstünde ise yalnızca bir bluzla, yanıma salona geldi. “Enişte hadi bir DVD izleyelim!” deyip, senenin son flimlerinden birini koydu. Hafif erotik bir filmdi, filmdeki erkeğin kız dostuyla ateşli bir sevişme sahnesi vardı. Benim sikim, hem baldızın o hoş kalçalarına izlerken ve azıcıkta filmin tesiriyle 18 yaşındaden taş gibi olmuş ve şortumdan fırlayacak gibi duruyordu. Neyse film sona erdi ve biz başladık filmin kritiğini yapmaya…

Baldız başladı, yok böyle sevişilir mi?, yok böyle olur mu? filan derken, ben de, “Peki nasıl olmasını isterdin?” diye sordum. Aldığım yanıt karşısında donakalmıştım. Baldızım, “Böyle yumuşak bir biçimde olur mu yaa? Daha ateşli, daha sert olması gerekir! Karıyı altında inim inim inletmesi gerekir!” deyip resmen kendinden geçiyordu. Ben artık katlanamayarak baldızın dudaklarına yapıştım ve bir anda aynı karşılığı gördüm. Artık baldızla birbirimizi deliler gibi öpüyor, aynı zamanda da üzerimizdekileri çıkarıyorduk. 30 saniyede ikimiz de tamamen üryandık. Baldızımın ayaklarından başlayarak heryerini yaladım. En çok da götünü. Baldızın amını yalarken baldız orgazm olmuş ve zevkten inliyor, “Sik beni götçü eniştem! Kızkardeşim götten vermezse ben veririm, sik baldızının götünü!” deyip kıvranıyordu. Ben de artık biran evvel baldızın o çok arzuladığım götünü sikmek için kuduruyordum…

Baldızmı dört ayak durumuna getirip domalttım ve arda geçtim. Senelerdir beni çıldırtan baldızın el dokunmamış götünü azıcık daha yalayıp, sikimi yasladım. Götünün deliğine tüküre tüküre içine girmeye çalışıyordum, ama götü o kadar dardı ki anlatamam. Hayli bir uğraştan sonra götüne sokmaya başladığımda baldız minderi kemiriyordu. Takribî 10 dakika sonra götüne tamamıyla sokabilmiştim. Yarım saate yakın baldızın amını okşayarak götünü Amını götünü deldim. Bu arada baldızım en az 3-4 kere orgazm olup boşalmıştı, amının suları dizlerinden alt akıyordu resmen. Sikim artık taşaklarıma kadar baldızın götüne rahat rahat girip çıkıyordu. Gitgide süratlenerek baldızın götüne öyle bir boşaldım ki, baldız, “Ohhhhhhh enişteeem! Harikulade birşey bu! Sakın çıkarma sikini götümden!” diye inledi.

Ogün 3 kere daha baldızın götünü Amını götünü deldim. O günden sonra baldızım da götüyle karım olmuştu, eşimden habersiz göt zevkimi baldızımda gideriyorum artık. Baldızım amının bakireliğini de bana vermek ve amdan da karım olmak istiyor, ama ben baldızı amdan sikme mevzusunda azıcık ihtiyatlı davranıyorum.

Yarak gereksinimi olan tüm Baldızlara dayanakçı olun Enişteler!

930 toplam, 1 bugün

Mekik Sürüklerken Teyzemin Eli Sikime Dokununca

Hikayeler Eylül 21, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Slm. Ben Ispartadan Mahmut, yaşım 18. Geçen yıl Teyzemle yaşadığım vakayı anlatacağım. Ben 17 yaşında iken Teyzem 29 yaşındaydı. Teyzem fazla hoş değildir, ama büyük götlü, büyük göğüslü biridir. 31 sürüklerken hep Teyzemi düşünürdüm. Teyzemlerle konutlarımız karşı karşıya. Eniştem de Makina Teknis18 yaşında ve Rusyada çalışıyor, 6 ayda bir kazanç. Teyzemin bir tane coçuğu var, 8 yaşında bir oğlan çocuğu, İlk mektebe gidiyor. Ben o zaman Lise sonda idim. Mektepten erken çıkmış konuta gelmiştim. Ama annem çarşıya gitmiş, kapıda kalmıştım. Ben de Teyzeme gittim. Teyzem kapıyı açtı, “Ne oldu Mahmut?” dedi. “Teyze kapıda kaldım!” dedim. Teyzem de, “Gel gir içeri!” dedi.

Teyzem evin işlerini yapıyormuş, yorulunca çay molası vermiş. Bana da çay verdi. Ben çayımı içerken Teyzem iş görüyor, ikide bir önüme eğiliyordu. Eteği uzundu, ama koca götü ile karşımda domaldıkça, sikim kalkıyor, Teyzeme saldırmamak için kendimi güç yakalıyordum. Teyzem derslerimin nasıl gittiğini sorunca, Beden dersinin makûs gittiğini, Mekik sürüklemeyi bütün yapamadığımı, alıştırma yapmam gerektiğini, fakat Mekik sürüklerken herzaman ayağıma oturacak birini bulamadığımı söyledim. Teyzem de, “Dur işimi tamamlayayım da, ayağına otururum, sen Mekik sürüklersin.” dedi. “Tamam Teyze!” dedim. Teyzem işlerini tamamlayana kadar çayımı içtim. İşi bitince, “Hadi gel, uzan halıya!” dedi. Ben bütün uzanacaktım ki, Teyzem, “Oğlum altında eşofmanın yok mu da pantolonun ütüsünü bozuyorsun!” dedi. “Yok Teyze, altımda yalnızca Boxerim var!” dedim. “Birşey olmaz canım, çıkar pantolonunu!” dedi. Ben pantolonumu çıkardım, halıya uzandım ve Mekik sürükleme pozisyonunu aldım. Teyzem de ayaklarımın üzerine oturdu…

Oturdu ama ne oturma! Uyuduğum yerden Teyzemin külodunu görmeyi vazgeçin, külodundan emin olan amının yarığına kadar ve külodun kenarlarından taşan amının kıllarına kadar net bir biçimde görebiliyordum. Teyzemin o kocaman ve yumuşacık götü de, eteğine ve çoraplarıma karşın ayaklarımı ateş gibi yakıyordu. Ben Mekik sürüklemeye başladım, ama her Mekikte Teyzem ayaklarımdan kayıyor ve düşmemek için baldırlarımdan tutunuyordu. Birkaç Mekikten sonra Teyzemin elleri kayarak taa Boxerimin paçasına kadar gelmiş, Teyzem sanki sikimi yalayacakmış gibi bir pozisyonda duruyordu. Bu arada sikim taş gibi olmuştu ve ben Mekik sürüklerken sanki Teyzemi siktiğimi hayal ediyordum. Teyzemin eli yanlışlıkla sikime dokununca, elimde olmadan Boxerime boşaldım. Döllerim sanki hiç bitmeyecek gibi fışkırıyor, Boxerimin önünü kocaman bir kir halinde nemlendirdiği yetmiyormuş gibi, o ıslanan yerden süzülüp Teyzemin eline dokunuyordu. Ben utancımdan kıpkırmızı olmuştum ve ne yapacağımı öğrenmiyordum…

Teyzem olgun bir kadındı, tebessümerek, “Bak şu senin yaramaza, hertarafını perişan etti, hadi kalk banyoya, arınalım!” dedi ve üstümden kalkarak elimden yakaladı, beni yerden kaldırdı. “Teyze yaa kusura bakma, isteyerek olmadı, valla elimde değildi!” diye özür diledim. Teyzem 18 yaşındaden tebessümerek, “Olabilir çocuğum, ufak bir kazaydı!” dedi ve benimle beraber banyoya geldi. “Hadi çıkar külodunu ver de devireyim, sen de deviren. Eniştenin külotlarından veririm, giyersin, sana olur herhalde!” dedi. Ben Teyzemin banyodan çıkmasını bekliyordum, ama Teyzem, “Eee hadi!” dedi. “Ama Teyze…” dedim. Teyzem de, “Oğlum ne utanıyorsun, minikken az mı yıkadım seni, az mı gördüm sikini taşağını!” dedi. “Teyze o küçükkendi!” dedim. Teyzem de, “Hadiii, uzatma çıkar! Hem bir bakayım, ne kadar gelişmiş!” dedi.

Sonunda Teyzemi ısrarlarını direnemedim ve Boxerimi çıkardım, verdim Teyzeme. Ama utandığımdan ellerimle sikimi taşağımı kapatıyordum. Teyzem Boxerimi çamaşır aygıtına attı ve “Hadi yıkansana ne bekliyorsun?” dedi. Düşündüm de, herzaman hayalini kurarak 31 sürüklediğim Teyzemin yanında neden sikime gizliyorum diye ve yıkanmaya başladım. Teyzem merakla sikime bakıyordu, tebessümerek, “Hmm, sen artık çocukluktan çıkmış, erkek olmuşsun! Doğru söyle Mahmut, demin Mekik sürüklerken boşalmana ben mi neden oldum?” dedi. Ben de artık ne olacaksa olsun diye düşünüp, “Evet Teyze, senin suratından oldu!” dedim. Teyzem, “Hmmm, demek öyle!” diyerek tebessümdü ve birden elini sabunlu sikime ve taşaklarıma atıp okşamaya başladı. Sikim natürel anında kalktı. Teyzem sikimi sıvazlamaya devam ederek, “Söyle bakiim, Teyzeni siktiğini düşünüp 31 sürüklediğin de oluyor mu?” dedi.

Teyzemin bunları söylerken tebessümmesinden cesaret alıp, “Evet Teyze, seni hayal ederek hergün 31 sürüklüyorum!” diye itiraf ettim. Bu arada sikim Teyzemin ellerinde yine gelişmiş ve taş gibi olmuştu. Teyzem duşun süzgecini alıp sikimi taşağımı duruladıktan sonra, sikimi ağzına alıp emmeye başladı. Ben natürel fazla dayanamdım ve Teyzemin ağzına patladım. Fakat Teyzem döllerimi yutarak, sikimi yalamaya devam etti, iliğimi kurutacak gibi emiyordu sikimi. Bir müddet yalamaya devam edince sikim Teyzemin azında yine sertleşmeye başladı. Teyzem sikimi 31 sürükletir gibi sıvazlayarak yine geliştirdi ve “Bak Mahmut, tam bunlar aramızda kalacak!” diye sıkı sıkı tembihledi ve soyunmaya başladı…

Az sonra Teyzem de benim gibi çırıl üryan kaldı ve yanıma küvete, duşun altına girdi. Teyzemin ıslak bedeni, hayalini kurduğumdan daha çekiciydi. Hemen ellerimi göğüslerine attım ve okşayarak öptüm bir müddet. Teyzem elimi yakalayıp kıllı amına götürdü, amını ellememi istiyordu. Ben zevkten gözlerimi yumup Teyzemin amını okşamaya, parmaklamaya başladım. Suyun altında olmamıza karşın Teyzemin amı ateş gibi yanıyordu. Sonra Teyzem ardı dönüp domalır gibi eğildi ve elimi yakalayıp busefer götüne götürdü. Ben artık iki elimle birden Teyzemin o kocaman götünü avuçluyor, götünün yanaklarını iyice yoğuruyordum. Teyzem azıcık daha eğildi ve Teyzemin amı arkaya kabak gibi çıktı. Teyzem elini arkaya atıp sikimi yakaldı ve sikimden tutarak beni arda çekti, sikimin başını amının deliğine yerleştirip, “Hadi yavaş yavaş sok Teyzenin amına!” dedi.

Sikimi yavaş yavaş, ama köküne kadar, Teyzemin amına soktum. Amının içi fırın gibiydi ve kaygandı. Sonra Teyzem kendini ağır ağır ileri geri oynatmaya başladı. Az sonra Teyzemin bu hareketlerine ben de eşlik ettim. Sonunda hayalini kurarak 31 sürüklediğim Teyzemin amını sikiyordum. Bu arada, evvelden hiç kimseyi sikmemiştim, Teyzem siktiğim ilk kadındı. 10-15 dakika Teyzemin amına gidip geldikten sonra, Teyzem, “Şimdi hızlan azıcık!” dedi. Ben de hızlandım, Teyzemin amına süratli süratli sokup çıkarıyordum. Teyzem inleyerek, “Süratli, daha süratli!” dedi. Ben artık son hız pompalıyordum. Az sonra Teyzemin bacakları titremeye başladığında, amının içi de daha çok kayganlaştı. Sanırım Teyzem Orgazm olmuştu. Ve bana da birşeyler oldu, ben de titremeye başladım. Dizlerimin bağı kesilmiş gibi seziyordum kendimi. Gözümün kapakları ağırlaştı birden ve Teyzeme yapışarak, soluk soluğa, amına boşalmaya başladım…

Bir müddet öyle Teyeme yapışkan kaldıktan sonra sikim küçülmeye başladı ve kendiliğinden Teyzemin amından pırttı, çıktı. Teyzem döndü ve öpüşmeye başladık. Teyzem tebessümerek, “Şimdi bütün bir erkek oldun!” dedi. Evet, bütün bir erkek olmuştum, ama ilk siktiğim kadın Teyzem olmuştu!

819 toplam, 1 bugün

Haceri ’mi Sikmeye Günübirliğine Türkiye ’ye Gittim

Hikayeler Eylül 20, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Ben burada Gurbette, Hacer ’im Memlekette, hasrettik birbirimize. Çok da özlemiştik birbirimizi. Hacer orada, ben burada düz duvarlara tırmanıyorduk. Birbirimizle görüşürken dahi boşalıyorduk, değil değmek, sesimiz dahi yetiyordu azmamıza. Dayanılmaz hal almıştı hasretlik. Hacer ’imi görmem, ona değmem gerekliydi. Hacer ’im de aynı vaziyette diye düşünüyordum. Aman ne olursa olsun! deyip, Hacer ’ime sürpriz yapmaya karar verdim. Günübirliğine Türkiye ’ye gidecektim.

Uçakta hayaller kuruyordum, tasarılar yapıyordum, nasıl yapsam da Hacer ’imi doruklara eriştirsem diye. Biliyordum, karşılaştığımızda düşündüklerimin hiçbirini asıllaştıramazdım. İlişki ’in, hele azmış iki bireyin, hemde hasret olunca, rotası, tasarıyı, düşünülmüşü olmaz. Havaalanına iner inmez aramayı düşündüm, ama bıraktım, sürpriz yapmak çok daha cümbüşlü olacaktı. Direk ona gitmek, çat kapı yapmak çok iyi gelecekti Hacer ’ime, buna emindim. Kapının önüne gelince, elim ayağım kesilmiş, yarağım taş gibi olmuştu, coşkum doruktaydı. Coşkudan terleyen titreyen ellerimle zili çaldım. Çok beklemeden kapı açıldı. Hacer ’im beni beklemediğinden, çok sıradan konut giysisiyle kapıyı açtı. Hoş dudaklarından, “Aaa Aaaaaaaaaaa!” sesi yükseldi ve ben o dudakları dudaklarımla kapadım. Benzin gibi birden parlamıştı herşey.

Hacer ’imin üzerindekileri bölmüştüm, onu andırıyorum, biranda üryan kaldı zira. Dudaklarından göbeğine, oradan amına inmiş, emiyordum, yalıyordum, çölde susuz kalmış Bedevi gibi. Hacerimin, “Aşkım, birtanem!” sesleri beni çıldırtıyordu, doymuyordum ıslaklığına. Amına neredeyse dilimin tamamını sokmuştum. Parmağımla da arkadaki minik kara deliğini keşfediyordum. Hacer ’imin sesi soluğu kesilmeye başlamıştı. Ben de patlamak üzereydim. Artık Hacer ’imin içine girmeliydim, onca yoldan ona tohum getirmiştim, ekmeliydim. Ama, zevkini, tadını çıkarta çıkarta, Hacer ’ime de zevkin en hoşunu yaşatmalıydım. Islak amından göbeğine, oradan da göğüslerine çıktım, aç Bebeler gibi emdim birbir uçlarını, pembeden koyu pembe oldu renkleri. Ağzıma tatlı tatlı akışkanlar gelmeye başladı. Bu beni dahada azdırdı, alttan benim yarak ritim yakalamaya başladı, tüm damarlarını hissediyordum.

Hacer ’imin dudaklarını dudaklarımla tutuklayıp, sıcacık, ıslak, ‘Hadi! ’ diyen amının ağzını da benim yarak öpmeye başladı. Katlanabilmek güçleşmişti, zati beni dinleyen yarağım da yoktu artık, usul usul içine giriyordu, her noktasını seziyordum, ateş gibi, kıpır kıpır ve ıslak Hacer ’im beni içine alıyordu. Kopmuştuk dünyadan, iniltiler, haykırmalar artık dinlenecek yükseklikteydi. Aman, bu zevke dinlenirse dinlensin! Hacer ’im boşaldı. Beni mest ediyordu onun boşalması, suratının pembeliği, yanaklarının kızarması, dudaklarının büzülmesi, dilinin dışarı çıkması. Hacer ’im birdaha doruklara çıkmaya başladı, “Hadi sen de, sen de boşal içime, hadi!” diye inlemeye başladı. Onca hasretliğe, bunca hoş an ’a, katlanma eforumun fazla olmayacağını öğreniyordum zati. Hacer ’im, “Boşal! Ben geldim! Sen de gel!” deyip dudaklarımı emmeye başlayınca, ben de vazgeçtim. Hacerimin amı emiyordu sanki yarağımı. Boşalmışlığın rahatlığıyla tekerrür tekerrür öptüm, sarıldım Hacer ’ime.

Hacerim kendine kazanç gelmez beni üzerinden itti. Daha, “Ne oluyor?” demeden, az evvel amına boşalmış, amının ve benim tohumlarımla ıslanmış yarağımı ağzına aldı. Hacer ’imin amı sıcaktı, ama ağzı da sıcaktı. Sanki özlemini anlatıyordu, dudaklarıyla, diliyle. Bazen dişleriyle yarağıma masaj yapıyor, bazen diliyle şeker gibi yalıyor, bazen gırtlağına kadar değdirip emiyordu. Zati dudakları değer dokunmaz taş gibi olmuştu yarağım. Sevincini çıkartıyordum Hacer ’imin yarağımla Dans ’ının. Ama hasretlik vardı. 18 yaşındaden damarlarım tık tık atmaya başlamıştı. Hacer ’im de burnundan soluyordu. İyice nemlendirip yarağımı, üzerime çıktı. Amının sıcaklığını dinleyeceğim diye neşelenirken, indi üzerimden, domaldı önüme. Bacaklarının arasından elini uzatıp, tık tık atan yarağımı tuttu, amına bir iki sürdü. Kaptan Hacer ’imdi, hangi rotadan gitmek isterse oradan gidebilirdi. Yarağımın başı pırıl pırıl olmuştu. Kalçalarının arasındaki minik kara deliğe yarağımın başını yasladı…

En beğendiğim pozisyonda, o muhteşem kalçalar gözümün önündeydi. Delirmiştim, düşünmeden katlanmıştım tüm eforumla. Daracıktı Haceri ’min göt deliği. Emin ki özlemişti, ama ağzından bir Ahhhh da çıkmadı değil, acımıştı belki de. O şekilli sırt, bardak kıvrımı bel, muhteşem kalçalar ve daracık, sıcacık götdeliği beni çıldırttı. Sabretmeye gerek yoktu, Hacerim de kasılıp hafifliyordu, sanki götüyle yarağıma masaj yapıyordu. Boşalmaya başladım! Hacerim de boşalıyordu. Yarağım sanki götü tarafından emiliyordu. Dizlerimizde derman kalmamıştı saldık kendimizi…

Hacerimi çok hoşlanıyorum, ona tapıyorum, sikmeye doyamıyorum! Ah birde aramızdaki uzaklık olmasa!

553 toplam, 1 bugün

18 yaşında Müdürde Ne Yarak Varmış Beni Fena Sikti

Hikayeler Eylül 19, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhaba sex öykü dostları, adım Nursel, 40 yaşındayım, hoş ve çekici sayılan konutlu bir bayanım. Dolgun göğüslere, yuvarlak kocaman kalçalara, düzgün bacaklara ve bedene sahibim. İstanbulda bir tekstil işletmesinde nitelik hakimiyet kısmında, ütü kutu ustabaşılığı yapıyorum. Şirketimizin daha önceki imalat müdürü gitmiş, yerine 18 yaşında müdür gelmişti. 18 yaşında müdür 30-35 yaşlarında, kocaman yapılı, yakışıklı, karizmatik, espirili, çapkın bakışlı ve çok güzel bir erkekti. Palavra yok, daha ilk gün tanıştığımızda amımın suları akmıştı. Hani bana Gel altıma yat! deseydi, hemen o anda oracıkta altına uyurdum. O kadar etkilenmiştim ki kendisinden, tanıştıktan sonra hemen tuvalete koşup, amımı parmaklayarak masturbasyon yaptım ve orgazm oldum.

Bizim dalda nitelik hakimiyet deyince tekstilde mesaisi en çok olan kısım kazanç akla. Herkes evine gider, biz sabahlara kadar çalışırız. Daha Önceki müdür hiç kalmazdı, ama 18 yaşında müdür de bizimle mesaiye kalıyordu, bazen sabaha kadar kaldığı oluyordu. Aradan geçen zamanla hem emekçilerle hem benimle içten olmuştu. Nitelik hakimiyetçinin müdürle iş hakkında sık sık konuşması ve rapor vermesi banaldi. Bir gün beni yanına çağırdı konuşmak için. Mesailerde yazanelerde kimseler olmazdı, müdürün yazanesinde başbaşaydık. Yanıma oturdu, beni çok hoşlandığını söyleyerek bacaklarımı okşamaya, orama burama ellemeye ve öpmeye başladı. Ben de istemem yan cebime koy dercesine, “Yapmayın müdür bey, işyerinde böyle birşey olamaz!” deyip kendimi naza sürüklüyordum. Fakat reelinde adama saldırmamak için kendimi güç yakalıyordum. “Sonra görüşürüz.” diyerek emekçilerin yanına döndüm.

O gün de sabaha kadar çalışmamız vardı ve sabah yükleme yapacaktık. Emekçiler akşam yemeğini yedi, tekerrür iş başı yaptık. Müdür yazaneden bana telefon etti, “Nursel hanım, iki çay al da yazaneye gel!” dedi. Ben de mutfaktan iki çay alıp gittim yazaneye. İçeriye girdiğimde müdür koltuğa oturmuş, yarağını çıkarmış, sıvazlayarak beni bekliyordu. Müdürün yarağını görünce dibim düşecekti, o nasıl yaraktı öyle be! Mübalağasız bileğim kadar vardı! Eşekten ödünç almış gibiydi! Coşkudan elimdeki çay kadehleri zangır zangır titriyordu. Müdür kalktı, elimden çayları alıp masaya koydu ve beni yakalayıp öpmeye başladı. Yarağı göbeğimi delecekmişçesine dokunuyordu. “Yapmayın lütfen, bir gelen olur, işyeri burası!” dedim, fakat müdür, “Korkma, birşey olmaz! Senin için kuduruyorum Nursel!” diyerek dudaklarımı, boynumu, boğazımı öpmeye ve kocaman elleriyle de göğüslerimi ve götümü avuçlamaya başladı. Hem çok güzelime gidiyordu, hem de birileri gelecek tutulacağız diye huzursuzdum ve korkuyordum…

“Müdür bey bukadar yeter, ben gideyim artık!” dediğimde, “Bir kere ağzına al bari de öyle git!” diyerek omuzlarımdan bastırarak önüne çömeltti. Kocamın sikini dahi daha hiç emmemiştim, tutulup rezil olmamak ve bir an evvel yazaneden çıkabilmek için zorunlu olarak ağzıma aldım ve müdürün koca yarağını emmeye başladım. Mübarek yarak ben emdikçe sanki daha da gelişiyordu. Ağzımdan çıkardım, “Yeter ne olur, ben artık gideyim!” dedim. Saçlarımdan anladığı gibi ağzıma yine soktu ve süratli süratli ağzımı sikmeye başladı. Yarak gırtlağıma kadar girip çıktıkça boğulacak gibi oluyordum, soluk alamıyordum ve gözümden yaşlar akıyordu. Sonra birden başımı yarağına bastırıp hırlamaya ve kesik kesik boşalmaya başladı. İstesem de istemesem de döllerinin çoğunu yutmak zorunda kaldım. Bir kısmı da ağzıma suratıma akmıştı. Yarağını ağzımdan sürüklediğinde daha hali hazırda ucundan döl geliyordu. Kesin yarım çay kadehini dolduracak kadar boşalmıştı. “Mükemmelsin bebeğim! Harikasın yavrum!” diyerek selpakla ağzımı suratımı sildi ve “Sen şimdi emekçilerin yanına git, ben azıcıktan yanına kazancım ve bir gerekçeyle mezbahaya çıkarız, kimseler yok, orda sikişiriz!” dedi. Ben olmaz dedim, o olur dedi, ben işime döndüm…

10-15 dakika sonra atölyeye yanıma geldi, emekçilerin yanında bana, “Nursel hanım mezbahaya az gelirmisiniz!” dedi. “Natürel efendim…” deyip, müdür önde ben artta, beraber mezbahaya çıktık. İçeriye girer girmez kapıyı kapattı ve beni kumaşların üstüne yatırdı. Gömleğimin düğmelerini açıp göğüslerimi süt18 yaşındamden çıkardı ve emmeye başladı. Sonra eteğimi kaldırdı, külotumu çıkardı ve daha evvel hiç yalanmamış amımı iştahla yalamaya koyuldu. Ben artık iyice azmıştım ve zevkten inliyordum. 5 dakika sonra doruğa çıktım, amımdan akan sularımla hali hazırda amımı yalıyordu. Mühtiş zevkli birşeydi bu. Sonra kendi pantolonunu ve külodunu indirdi, o yarma gibi yarağını amıma sokup birden kökledi. Kocam hariç ilk kez biriyle sikişiyordum, hemde bilek kadar büyük ve kalın bir yarakla. Yarağını dibime dibime köklerken ben birkez daha orgazm oldum. Çok geçmedi müdürüm de amıma sıcak tohumlarını boşaltıyordu. Müdürümün altında öyle saatlerce kalabilirdim, fakat emekçileri şüphelendirmemek için hemen derledik. Müdür yazaneye gitti, ben de emekçilerin başına döndüm.

Yarım saat sonra tekerrür yanıma geldi ve emekçilere çaktırmadan, “Nasıl güzeline gitti mi?” diye sordu. “Evet, çok güzelime gitti de, her an tutulacağız diye sıkıntılı oluyorum!” dedim. “O zaman Pazar günü yazlığıma gideriz ve rahatsız olmadan sikişiriz!” dedi. “Yazlığınız yakınlarda mı?” diye sordum, “Evet yakın!” dedi. “Olur gidelim, hatta Cumartesiden gidelim!” dedim, anlaştık. Emekçiler olan bitenden habersiz çalışıyorlardı. Sabaha karşı 4 gibi işlerimiz bitti. İşler bitince emekçiler sabah servis gelene kadar yatakhanede yatarlar, erkekler bir yerde, bayanlar ayrı bir yerde. Herkes yatakhaneye yatmaya giderken müdür yanıma geldi ve “Ben mezbahaya çıkıyorum, sen de kazançsın!” dedi. Herkes yatınca ben suskunca kalkıp mezbahaya gittim…

Müdür sabırsızlıkla bekliyordu beni. Hemen 18 yaşındaden kumaşların üzerine yatırdı beni ve göğüslerimi emmeye başladı. Çılgınlar gibi emiyordu. Göğüslerimi emmeyi vazgeçip dudaklarımı öptü ve “Arkanı dön bakalım, bu sefer götünü sikecem!” dedi. “Aman müdür bey, kocaman şeyiniz var, hiç girer mi oraya? Hem arkadan hiç yaptırmadım!” dedim. “Kızım bu göte girmezse hangi göte girer?” diyerek beni dönderdi ve dizlerimin üstüne domalttı. Acıyacğını öğreniyordum, götten veren dostlarım anlatırlardı hep, fakat götten sikilmenin nasıl birşey olduğunu da çok merak ediyordum. Kocama hiç bu merakımı söylememiştim, kocam da nedense hiç götten sikmek istememişti beni. Müdür götümü yalayıp tükürükledi ve yarağını yasladı, kasıklarımı yakalayıp götüme soktuğunda soluğum kesildi. Reelinde nekadar çok haykırmak istedim, fakat bağırsam öğreniyorum ki emekçiler başımıza üşüşeceklerdi. Yalnızca suskun suskun inliyordum. Müdür de durmadan götüme sokup çıkarıyordu. Müdür götümü 15 dakikaya yakın siktikten sonra sonunda götüme boşaldı. Yarağını götümden çıkardığında ölü gibi uzandım kumaşların üstüne. Müdür de, “Harika bir bayansın, muhteşem götün var aşkım!” diyerek ensemi, omuzlarımı ve sırtımı öptü.

Oturduk azıcık soluklandık ve birer sigara içtik. Amım da istiyordu, inik ve sarkık haliyle dahi hayvan ölüsü gibi duran yarağını ağzıma aldım ve yine kaldırdım. Bacak arama yaklaşıp amıma öyle hoş bir giriş yaptı ki, bu sefer zevkten haykırmamak için kendimi güç yakalıyordum. Dudaklarımı öpüyor, hem de dibime vurdura vurdura sikiyordu amımı. Daha 4-5 sokmada ben bir kere orgazm olmuştum. Bacaklarımı omzuna alarak 15-20 dakika da öyle sikti beni ve bir defa da o başalırken onunla beraber doruğa çıktık. Sonra ben suskunca emekçilerin yanına yatakhaneye gittim, o da yazanesine döndü.

Cumartesi günü buluşup müdürün yazlığına gidecektik, kocam bana inanıyordu mesai yapıyoruz dediğimde. Ama bir mesele vardı, hem komşum hem çok içten arkadaşım Pembe de benim yanımda çalışıyordu, o evinde olursa ben olmazsam palavram ortaya çıkacaktı. Ertesi gün gidişatı Pembeye anlattım, “Cumartesi 18 yaşında müdürle yazlığına gideceğiz, sen de gel!” dedim, Pembe de kabul etti…

663 toplam, 0 bugün

Karımı Yattırıp Borcuma Karşılık Dostuma Siktirdim

Hikayeler Eylül 17, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Slm dostlar. Benim yaşım 31, karım Gül ise 27 yaşında. Kendime ait işyerim var, fakat son zamanlarda işlerim ters gidiyordu. Bir dosttan yüklü bir ölçü borç para aldım, yetmedi ve azıcık daha aldım. Ama laf verdiğim günde ödeyemedim. Dosttan her fırsatta özür diliyordum, kesinlikle ödeyeceğimi söylüyordum. Dostumsa, “Boşver kafana takma, ödersin!” diyordu. Evvelleri beni hoşlandığı için alacağını istemiyor sanıyordum, meğerse hedefi değişikmiş, karımda gözü varmış. Karıma kesintisiz ileti yollayıp arıyormuş, karımdan kendisiyle birlikte olmasını istiyormuş. Karım da iffetine çok düşkün bir kadın, arkadaşmdan kurtulamayınca bana anlattı vaziyeti. Neye uğradığımı afalladım, kan tepemi atladı, dinlediklerime inanamadım. Azıcık sonra asabım geçip te serinkanlılaşınca, düşündüm ki bu gidişattan faydalanabilirdim. Karıma, “Sen merak etme, ben bir yolunu bulur hallederim!” dedim.

Dostumla daha sık biraraya gelmeye başladım. Öğrenerek her fırsatta mahçupluğumu dile getiriyordum ve hep karımdan bahsediyordum, sex yaşantımızdan filan. Bu da dostumu iyice tahrik ediyordu, bana hep, “Çok bahtlısın, Gül harika bir kadın, yerinde olmayı çok isterdim!” deyip duruyordu. Birgün bana, “Şayet istersen bana olan borcunu silebilir, hatta bankaya olan öteki borçlarını da ben ödeyebilirim!” dedi. Ben de, “Olur mu öyle şey?” dedim. Dostum da, “Olur olur, ama bir koşulum var, kızmak küsmek yok, yalnızca Evet yada Hayır diyeceksin, tamam mı?” dedi. Tamam anlamında başımı salladım. “Koşulum Gül!” dedi. Kavramamazlıktan gelip, “Ne omuş Gül ’e?” dedim. O da, “Gül ile uyumak istiyorum!” deyince, numaradan boğazına yapışıp, “Sen ne dediğinin farkındamısın?” dedim. O da, “Evet, Gül ’ü çok arzuluyorum, senin borçlar da çok, yarın birgün kapına haciz gelecek, sana yarına kadar müsade, düşün!” deyip gitti.

Bütün istediğim oluyordu. Öteki gün aradım, “Düşündüm, tamam önerisini kabul ediyorum!” dedim. Yarım saat sonra epeyce nakit parayla yanıma geldi, “Hadi gidip evvel bankaya olan borçlarını kapatalım!” dedi. Gittik tam borçlarımı ödedi. Sonra bir kahveye oturup, diğer işin nasıl olacağını konuştuk. Ona Gül ’şan böyle birşeyi asla kabul etmeyeceğini söyledim. O da, “Öğreniyorum!” dedi ve cebinden bir kutu hap çıkarıp verdi, “Uyku hapı, bu akşam Gülşan meşrubatına at ve evvel sen bir sına, farkına varmazsa yarın akşam da ben kazanç sikerim!” dedi ve gitti. Coşkuyla akşam olmasını bekledim. Konuta gittim, fobiden ve coşkudan tasvir benzim atmıstı. Karım ne olduğunu sordu, azıcık rahatsız olduğumu söyledim. Karım yemekten sonra çay yapmıştı. Hapı Çayına koymalıydım, ama nasıl yapacaktım? Usuma bir fikir geldi, karımın boynunu öpüp, “Aşkım ter kokuyorsun!” dedim. Gül çok titiz olduğu için, “Hemen iki dakika duş alayım!” diyerek banyoya gidip duşa girdi…

Uyku hapından 3 tanesini Çaydanlığa karıştırıp, kendime Bira aldım ve bekledim. Karım duştan çıkıp kendine bir kadeh Çay doldurup içti. İkinci Çayını da içince esnemeye başladı. Az sonra, “Üstüme ağırlık çöktü, çok uykum var, ben uyuyacağım.” dedi, beni öpüp yatak odasına gitti. Azıcık bekledikten sonra gittim, pijamalarını giymiş uyumuş, mışıl mışıl uyuyordu. Azıcık dürttüm, “Gül! Yaşamım, karıcığım?” diye seslendim, çimdikleyip, bir iki tokat attım, ama top atsan uyanacak gibi değildi. Gizeme şimdi ikinci evreyi uygulamaya ve sınamaya gelmişti. Karımı daha evvel hiç yatarken sikmemiştim, nasıl bir duygu olduğunu ve karımın gerçekten uyanıp uyanmayacağını merak ediyordum. Karımı çırıl üryan soydum, hertarafını öpüp yaladım, amını götünü parmakladım, karımda en küçük bir uyanma bulgusu yoktu. Acaip heyecanlanmıştım ve sikim de kazık gibi olmuştu. Hemen soyunup karımı yarım saat evire çevire Amını götünü deldim. Karımı sikerken daha evvel hiç böyle zevk almamıştım, bu çok değişik bir duyguydu. Fakat karımın amına boşalmayıp, göbeğine attırdım. Sonra peçeteyle arınıp pijamalarını tekerrür giydirdim.

Sabah ben işe giderken karım daha uyuyordu, birkaç defa dürttüm 18 yaşındaden uyanmadı. Öğlen aradığımda daha 18 yaşında kalkmıştı, coşkudan can verebilirdim, fakat kavradığım kadarıyla dün gece yaptığım hiç birşeyin farkında değildi. Akşam konuta gittim. Yemekten sonra 18 yaşındaden herzamanki gibi Çay yaptı getirdi. Ben bir kadeh içtikten sonra, “Karıcığım çok bitkinim, bana bir Bira getirirmisin?” dedim. Karım mutfağa Bira getirmeye gidince Çayına 18 yaşındaden uyku hapı attım. Bir zaman sonra 18 yaşındaden esnemeye başladı ve “Bana ne oluyor, iki gündür acaip uykum geliyor…” diyerek gitti yattı. Hemen dostumu aradım, geldi. İkimizde de coşku ve fobi bir aradaydı. Hemen karımın yanına gittik. Yorganı açtık ve karımı beraber çırıl üryan soyduk. İkimizin de sikleri kazık gibi olmuş, pantolonlarımızı zorluyordu…

Dostum hemen kendisi de soyundu, yalnızca külotuyla kaldı. Sonra yanımda karımın göğüslerini ve amını öpüp okşamaya başladı. Sonra bana dışarı çıkmamı söyledi. Ben ise yanlarında olmak istiyordum, “Çıkmasam, izlesem?” dedim. Dostum bana, “Çık dışarı amına koduğumun Pezevengi!” diye haykırarak beni odadan çıkarttı, kapıyı kapadı. Ama ben kapının anahtar deliğinden izlemeye başladım. Dostum içerde yatan karımı sikerken, ben kapının deliğinden izleyerek, kıskançlık, coşku ve tarif edilmez bir zevkle karmaşık, 31 sürüklüyordum. Dostum takribî bir saat kadar karımı siktikten sonra odadan çıktı. Yorgun bir haldeydi ve öyle mutlu görünüyordu, bana, “Çok bahtlısın böyle bir karın olduğu için!” dedi. Ben de kendisine teşekkür edip kapıya kadar uğurladım. Dostum vedaşalırken pis pis sırıttı ve “Bu Borcunun ilk taksidiydi, 2 gün sonra 18 yaşındaden tahsilata gelecem, ozaman sen de yanımızda kalabilirisn!” dedi ve gitti.

Hemen karımın yanına gittim. Pijamalarını giydirecektim, bir baktım ki karımın amından döller akıyordu. Gurursuz, karımın amına boşalmıştı! Karımın amındaki dölleri arınıp, bir kere de ben Amını götünü deldim karımı ve pijamasını giydirdim. Dostum 2 gün sonra tekerrür geldiğinde, ozaman yanılarında ben de olacağım fikrinin coşkusuyla uykuya daldım!

707 toplam, 1 bugün

Baldızım ve Kız Dostuyla Üçlü Sikiş

Hikayeler Eylül 2, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Baldızımı götten siktiğim günden sonra, pek fazla fırsatımız olmadığı için kaçamak sikişler yaptık. Zati baldızımla sikiştikten takribî 1 yıl sonra işyerimi İstanbula taşımam gerekiyordu. Aylardan Kasım idi, taşınacağım için daha önceki işyerimde işlerimi yavaş yavaş derlemeye başlamıştım. Cep telefonuma bir ileti geldi, “Bana borcunu nezaman ödeyeceksin?” yazıyordu. Numara bende kayıtlı değildi, kime ne borcum var diye merak ettim ve aradım. Bir tane kız çıktı, “Kimsiniz? Ne borcu?” filan diye sordum. Telefondaki kız coşkuyla, “Ben Hacer! Baldızın Pelinin en yakın dostuyum!” dedi. “Evet tanıdım, fakat sana borcum olduğunu andıramadım, ne borcu?” dedim. Hacer, “Telefonda olmaz, buluşalım ne borcu olduğunu söylerim!” dedi. Ertesi güne buluşmak için anlaştık, fakat bundan Pelinin haberi olmamasını istediğini söyledi. Ben de, “OK!” dedim.

Ertesi gün sözleştiğimiz bir Cafede buluştuk. Hacere, “Anlat bakalım sana olan borcum nerden geliyor?” dedim. Hacer pis pis sırıtarak ve iblisçe bir surat ifadesiyle, “Bak Adnan ağabey, Pelinin seninle beraber olması için ben ikna ettim! Biz Pelinle kardeşten öteyiz, herşeyimizi paylaşırız, Pelin hep senden bahsediyordu, resmen sana tapıyor, hayranlık dinliyordu, ben de enişteni mutlu et, onun altına yat diye usuna girdim! Baldızını götten sikmeni bana borçlusun başka bir deyişle!” dedi. Anlattıkları karşısında donup kalmıştım, “Peki benden ne istiyorsun?” diyebildim. Gülerek, “Korkma yapamayacağın birşey değil, hatta çok güzeline gideceğinden muhakkağım. Pelini haykırdıra haykırdıra götten siktiğin gibi, benimle de beraber olmanı istiyorum!” dedi. Reelinde bu vaziyete çok coşmuştum bir Lolita daha düştü diye, her erkeğin başına gelebilecek bir vaziyet değildi istemeden bir kızın kendisini sunması. Bayağıda hemen önerisini kabul etmem gerekirdi, ama bu vaziyeti baldızım Pelinle paylaşmam gerekir diye düşündüm ve “Olmaz!” dedim. “Neden olmasın, ben istiyorum seni, hem baldızınla beraber oluyorsun da hiç tanımadığın biriyle neden beraber olmuyorsun?” dedi. İçinde olduğum vaziyeti göz önüne alarak naçarca, “Tamam ama nasıl olacak? Bizim konut müsait değil, otele mi gideceğiz?” dedim. “Hayır, Kurban Bayramının 2. günü bizim konut müsait, annemler köye gidecekler, ben gitmeyeceğim, kazançsın beraber oluruz! Haa bu arada, bu konuştuklarımızdan Pelinin haberi olmasın!” dedi. “Tamam!” dedim.

Oradan ufalayınca hemen baldızımı aradım, “Pelin, acil konuşmamız gerekli!” dedim ve baldızımla buluştuk, Hacerle konuştuğumuz herşeyi ona anlattım. Baldızım, “Enişte ben seni kurnaz biri sanırdım, Hacer resmen sana yem atmış, sen de yemişsin!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle?” dedim. “Enişte bizim yaşadığımız olağan bir ilişki mi de Hacere anlatayım? Bu senle benim aramda bir gizem, kimseye böyle bir şey anlatılır mı hiç?” dedi. Ben resmen koca bir çam yıktığımı ve yaşamımda ilk kez böyle bir faka bastığımı kavradım. Pelin elimden tutarak, “Olan olmuş artık enişte, yapacak birşey yok, zorunlu olarak Hacerin götünü de sikeceksin!” dedi. Ben kem küm edince, “Enişte daha ne istiyorsun? Hacerin götü de hoştur, hem de götten vermeye aşina o orospu, fena mı işte?” dedi. “Evet haklısın, Hacerin götünden hastalanmıştım zati, hoşlana hoşlana sikerim, ama hadiselerin bu biçimde büyümesi ve beni faka bastırması canımı sıktı!” dedim. “Ozaman biz de Hacere bir reyin oynarız! O benim haberim olmadığını varsayadursun, Hacere beraber gideriz, benim yanımda sikersin orospunun götünü! Ben de ilk kere Hacerin sikiştiğini canlı olarak görürüm, fena mı olur?” dedi. “Tamam!” dedim ve parçaladık ordan.

Artık bayramın gelmesini iple sürüklüyor, ara gizeme Hacerle telfonlaşıyor, heycanla neler yapacağımızı konuşuyorduk. Sonunda Bayram geldi ve Bayramın 1. gününü kaynanamlarla beraber geçirdik, onlarda kaldık. 2. gün baldızımın yanında Haceri aradım, annesigil akşam yola çıkacaklarmış, ertesi gün saat 12 ’de laflaştık. Peline, “Yarın sen konuttan nasıl çıkacaksın?” diye sordum. Baldız da, “Yarın Hacere gideceğimi anneme söyledim, Hacerin ailesi köye gidecek, Hacerle birlikte takılacam diye, annem de izin verdi!” dedi. Benim de gerekçem hazırdı, dostlarla bayramlaşmaya gidecektim.

Sabah hep birlikte kahvaltı yaptık. Eşime, “Aşkım ben dostlarla bayramlaşayım ayıp olmasın.” dedim, eşim de onay verdi. Baldızım da, “Enişte beni de Hacere bırakabilirmisin?” dedi. “Tamam!” dedim ve konuttan baldızımla birlikte parçaladık. İçim güp güp atıyor, heyacanlanıyordum. Hacerlerin konuta vardık, zili çaldık. Hacer kapıyı açtı ve kapıda beni Pelinle görünce çok afalladı, 18 yaşında banyo yapmış, bornozlu haliyle kekeleyerek, “Pelin? Senin ne işin var?” dedi. Pelin de gülerek, “Orospu, benim haberim olmadan enişteme götünü siktirecektin haa? Yok öyle yağma! Götün sikilirken ben de izleyeceğim!” dedi ve içeriye girdik. Hacer, “Ne sikişmesi kızım yaa?” filan demeye kalktı, baldızım da lafını keserek, “Kızım yeme beni, uzatma artık da hadi başlayın sikişe!” dedi ve Hacerin kolundan tutarak, üçümüz beraber yatak odasına geçtik.

Ben hiç müddet geçirmeden Hacerin kiraz dudaklarına yumuldum, bornozunu tek saldırıda çıkarttım. Hacerin bedeni tıpkı varsayım ettiğim gibi pürüzsüz ve neredeyse baldızımın ikizi gibiydi. Yavaşca yatağa uzattım ve bedeninin her tarafını yaladım. O kadar mutluydum ki anlatamam. Hacerin göğüsleri yuvarlak ve muhteşemdi, yalanmadık hiç bir yerini vazgeçmeden amına yöneldim, pürüzsüz kaymak gibi amını dillerken Hacer aldığı zevkten kasılıp kasılıp vazgeçiyordu kendini, o kadar zevk aldığı çıkardığı hırlamalı seslerden emin oluyordu. Amıyla işini tamamladıktan sonra iki bacağını baldızıma yakalatıp kaldırtarak, altından ufak göt deliğini dillemeye başlamıştım. Klitorisi ile de oynayınca Hacer çok geçmeden titreye titreye boşaldı. Amından akan zevk suları götünün deliğine kadar süzülüyordu. Manzara harikuladeydi, mest olmuştum. Bu arada baldızım da çırıl üryan soyunmuştu…

Hacerin orgazmı geçince Haceri domaltarak yatağın uç tarafına getirdim. Baldızımın da dayanağıyla bir çırpıda soyunup, kalkık yarağımı Hacerin ağzına verdim. Hacer baldızıma oranla azıcık daha iyi yalıyordu, ne de olsa İşinin ehliydi orospu. Ben tam bu olanlardan fazla bir zevk alıyor ve hepsini Hacerin ağzına sokmaya çalışıyordum. Hacerin burnunu sıkarak daha ağzını daha da açtırıp derinlere girmeyi muvaffak olmuştum. Hacer boğazına giren yarağın tesiriyle gözünden istem dışı yaşlar süzülüyordu. Baldızım benim bu yaptığımı hayretle izlerken, kendi amını okşuyordu. Ritmik bir biçimde Hacerin ağzını sikerken, baldızım, “Ağzına boşalma enişte, onun da midesi bulanır!” dedi. Ama dinleyen kim, Hacerin burnu tıkalı olduğu için istese de istemese de ağzını sonuna kadar açıyordu. Ben daha fazla sabredemeden tüm şiddetimle boğazına boşalttım döllerimi. Sikimi Hacerin ağzından çıkarmadan, baldızıma bir kadeh su getirmesini söyledim. Ağzından çıkarır çıkarmaz suyu Hacere içirip döllerimin midesine gitmesini sağlamıştım.

Benim orgazmım bittikten sonra Hacerin altına yastıkları doldurup götünü dışarı çıkarmasını sağladım. Ve Hacerin tam şaşaasıyla duran götünü 15 dakika süresince dilledim, yaladım ve parmakladım. Hacerin göt deliği baldızıma kıyasla azıcık daha elastikti, orospunun daha evvel birine deldirdiği hemen emin oluyordu. Baldızımı yatağa çağırarak sikimi yalamasını ve sertleştirmesini istedim. Baldızım sikimi yine kazık gibi yaptıktan sonra da iki eliyle Hacerin götünün yanaklarını aralamasını istedim. Hacerin göt deliğini emerek daha bir genişletip büzüğünü iyice dışarı çıkarttım ve sikimi tükürükleyerek usulca ufak göt deliğine yerleştirdim. Hacerin canı fazla yanmamıştı, bu beni daha tahrik etmişti, süratli ve seri bir biçimde, zevkini çıkara çıkara Hacerin götünün en dibine giriyor çıkıyordum. Hacer aldığı zevkten çığlıklar atarak haykırıyordu, “Daha derine sok, kökle hepsini, tamamla beni!” diye. Baldızım da Hacerin popsuna şaplaklar atıyor, Hacerin sallanan memeleriyle oynuyor, “Bas enişte, dağıt orospunun götünü!” diye gaz veriyordu…

Bu biçimde Hacerin götünü 10-15 dakika süratli git geller yaparak siktikten sonra mükemmel bir boşalma daha yaptım. Bir zaman içinde yakaladıktan sonra sikimi Hacerin götünden sürüklediğimde, Hacer derin bir, “Ohhhhhh!” sürükleyerek aldığı zevki dile getirdi. O gün farklı pozisyonlarda 2 kere daha Hacerin götünü, 1 kere de baldızımın götünü haykırdıra haykırdıra Amını götünü deldim baldızım götü hala açılmamış. Üçlü Sikiş gerçekten muhteşem oluyormuş. Bu vakadan kısa bir zaman sonra biz İstanbula taşındık, uzun bir vakitten beri baldızımı ve Haceri sikemedim. Fakat ikisiyle de telefonda konuşuyoruz, yazın beraber İstanbula gelmek istiyorlar…

Herkese bol sikişli günler!

614 toplam, 1 bugün

Amcamın Karısı Canım Yengemi Amını götünü deldim

Hikayeler Eylül 2, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Ben küçükken, o zamanlar yengem (amcamın karısı) daha 24 yaşındaydı. Dayım ve annem, amcamın karısının yarak manyağı bir karı olduğunu, erkek gördü mü dayanamadığını, hatta onlar buraya taşınmadan bizim ilçede bir polisin onu devamlı siktiğini konuşurlardı. Dayım o polise çok kızar ama birşey yapmazdı. Birgün dayımı bir arkadaşı ile konuşurken duymuştum. Dayım arkadaşına (amcamın karısından bahsederek), “Lan elin adamı ilik gibi karıyı evire çevire sikiyor, ben o kadar asıldım istedim bir kere bile vermedi, ah o küçücük götüne bir soksam varya bir daha da bırakamaz!” diye anlatıyordu. Benim de aklım ermediğinden ne dediklerine bir anlam veremezdim

16 yaşına gelmiştim. İzmirde amcamlara gittiğimiz o tatilde, yengemle aramda birşeyler olacağı içime doğmuştu. Küçüklüğümden beri yengeme sarılıp öperdim ve küçük olduğum için dikkat çekmezdi. Bu arada yengem 34 yaşında, zayıf, minyon tipli, çok şen şakrak, evde açık dışarıda kapalı, bayan kuaförlüğü yapan bir afettir. O gün de Yengem banyodan çıktıktan sonra ben tuvalete girmiştim. Yengemin çıkardığı iç çamaşırları kirlilikte duruyordu. Altlardan yengemin külodunu alıp hemen burnuma götürdüm. Öyle güzel kokuyordu ki, amına gelen ağ kısmında beyazlıklar vardı. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çekerken sikim taş gibi olmuştu. Tam o sırada aynadan kapının önünde yengemin aralıktan bana baktığını gördüm ama kıpırdayamadım. Göz ucuyla yengeme baktığımda gözlerinin sikime doğru kaydığını farkettim. Yengemin külodunu burnumdan indiriken, yengem de sessizce gitti.

İçimi müthiş bir heyecan ve yengemi sikme arzusu kaplamıştı. Hemen banyodan çıktım. Yengem mutfağa gitmişti. Neşeli bir tavır takınıp, elimi cebime sokarak evden başkasının sikimin kalktığını görmesini engelledim ve güle oynaya mutfağa gittim. Yengem tezgahta domates kesiyordu. “Canım yengem benim!” diye şebeklik yaparak, yengemin arkasına dönmesine bile fırsat vermeden, arkasından sarılıp yanağından öptüm. Bu arada da taş gibi olmuş sikimi bütün gücümle yengemin götüne dayamıştım. İnanılmaz heyecanlı bir andı bu benim için. Yengem, “Dur len yemek yapıyorum!” falan diyor, ama götünü de sikimin önünden çekmiyordu. Öyle sıcaktı ki yengemin götü, demek beni seyrederken yengem de azdı diye düşündüm nedense. Kollarımla da boynundan sarıldığım için, yengem kurtulmak için uğraşıyor tarzında götünü de bana bastırıyordu. Amcam mutfağa geldiğinde beni o halde gördü ve “Oğlum iş yaparken yengeni bunaltma, elinde bıçak var, biryerini kestirecek şimdi!” dedi gülerek. Yengem ellerimi açıp kurtuldu, ama amcamın benim sikimi görmesini istemediğinden de arada perdeleme yapıyordu. O tatilde başka birşey olmadı yengemle aramda, ama gece gündüz o anları düşünüp 31 çekmekten sikim yara bile olmuştu.

Aradan 2 ay geçmişti. Babaannem hasta olduğundan bizim evde kalıyordu. Daha büyük bir eve taşınmamız aşamasında amcamlar da geldiler. Daha onların geleceğini duyduğum andan itibaren en az 100 tane plan yaptım. O yaşıma kadar daha hiç kimseyi sikmemiştim, ama çok pornofilm seyretmiştim. Heyecandan uykularım kaçıyordu. Neyse amcamla yengem geldiler. 2-3 gün telaştan sonra 18 yaşında eve yerleştik. Babaannem yatalak olduğu için sürekli yanında birinin kalması lazımdı. Beklediğim fırsat o gün doğdu, amcam arkadaşları ile buluşmaya gidecekti, kuzenim diğer kuzenime gitmiş, abim de ilçe dışındaydı. Annem yengeme, “Biz bir annemlere gideceğiz, sen evdesin nasıl olsa.” dedi. Yengem de, “Tamam siz gidin, ben de rahat rahat bir banyo yapayım!” dedi. İkisi odada yalnızdı, ben balkondan duymuştum bunu. Hemen yaptığım bütün planları bırakıp 18 yaşında durumu değerlendirmeye başladım…

Annem hazırlanırken, ben hemen giyinip, “Halı sahaya maça gidiyorum!” diyerek evden çıktım. Uzaktan evi gözetlemeye başladım, ama içim kıpır kıpırdı. Annemler çıkıp gözden kaybolunca hemen eve gittim, kapıyı çaldım. Kapı biraz geç açıldı. Yengem bana, “Hayırdır, niye geldin?” diye sordu. Ben de, “Yatacağım, maç iptal olmuş!” dedim ve doğruca odama gittim, kapıyı tam kapamadan yatağa sırt üstü uzandım. Yengem dışarıdan sinirle söyleniyor, “Rahatça bir banyo yapamayacağım!” falan diyordu. Bu arada ben yengemi sikeceğimi düşünerek sikimi iyice kaldırdım, daha iyi görünsün diye de külodumu çıkarıp ince eşofmanımı giydim ve uyuma numarası yapmaya başladım. Yengem tam kapımın önünden geçerken birden durdu ve en az 2 dakika baktı. Sonra babaanneme bakıp tekrar geldi, kapıyı yavaşça açtı, yanıma gelerek usulca, “Enis, uyuyormusun?” diye 1-2 kere bana seslendi. Ben hiç ses vermedim, yengem uyuduğumu sansın istiyordum…

Öyle de oldu, yengem ordan bir battaniye alıp yavaşça üzerime örttü. Ama bu arada da birkaç kere koluyla kalkık sikime sürtündü. Yengemin ateşini çok net hissediyordum. Yengem sanki istemeyerek çıktı odadan ve kapıyı yine aralık bıraktı. Sonra babaanneme, “Anne ben banyo yapacağım, banyo kapısını aralık bırakıyorum, birşey olursa seslen hemen gelirim, Enis uyuyor!” dedi. Babaannem de, “Tamam kızım, ben de uyukluyorum zaten, birşey olursa seslenirim!” dedi. Ben göz ucu ile çaprazda kalan banyoya doğru bakıyordum. Yengem banyoya girdikten 5 dakika sonra yatağımdan usulca kalktım. Kararımı vermiştim, yanlışlık olmuş gibi dalacaktım banyoya. Yengem bağrırsa uykudan uyanmış numarası yaparım diye düşündüm. Yüzümü uykulu bir hale getirip işemeye gidiyormuş gibi banyonun kapısına geldim, ama heyecandan neredeyse ölecektim…

Eşofmanımın önünü indirip yarı inik durumdaki sikimi elime aldım ve banyoya girdim. Yengem çırılçıplaktı. Küvetin olduğu tarafa direk bakmadan hemen klozetin önüne geldim ve işemeye çalıştım, ama bir damla çıkmıyordu 🙂 O arada yengem toparlanıp havluyu önüne tuttu ve “Napıyorsun sen salak!” dedi. Ben de uyku sersemliğiyle şaşırmış gibi, sikim elimde yengeme doğru döndüm ve sikimi içeri koyarken, “Pardon yengeciğim, burda olduğunu bilmiyordum!” dedim. Ama bu arada da yengemin havlusunun dışında kalan her yerine bakmaya çalışıyordum. Yengem bağırmayınca zevkim tekrar kabarmaya başladı, yemgemin bacaklarına omuzlarına bakarken sikim resmen çadır direği gibi oldu. Yengem de gözlerini sikime dikti. Yanakları al al olmuştu. Bana, parmağını dudağına götürerek, ‘Sus! ’ işareti yaptı ve küvetten çıkarak yanıma geldi. Eşofmanımın üzerinden sikimi tutup, gözlerimin içine gülümseyerek baktı ve “Bu ne len?” dedi. Yengem nefesini yüzümde hissettirerek, “Numaracı seni! Demek illa beni sikeceksin, öyle mi?” dedi. Ben tutulmuş gibi duruyordum ve cevap veremiyordum, yengem de eşofmanımın üstünden sikimi taşaklarımı sıkıca avuçlamaya devam ediyordu…

Tanrım, ne müthiş bir andı, 100 ’lerce kere 31 çektiğim yengem sikimi okşuyordu. Ben nefesimi tutmuş bir halde kıpırdamadan dururken, yengem birden elini eşofmanımın içine soktu, sikimi bu sefer çıplak okşamaya başladı. Bu arada da, “Demek amcanın karısını sikeceksin, öyle mi ha?” diyordu. Ben de dayanamayıp yengeme sarıldım ve “Ohh yenge, bilsen seni ne kadar istediğimi!” diyebildim. Yengem de gülerek, “Biliyorum hınzır, İzmirde arkama dayadığın anı unutmadım!” dedi. Sonra diğer eliyle tuttuğu havlusunu bıraktığında karşımda çırılçıplak durup sikimi okşuyordu. Bana, “Soyun!” dedi. Hemen üzerimdekileri çıkardım. “Daha önce kimseyle sikiştin mi?” dedi. “Hayır!” dedim. “Güzel, demek ilk amcanın karısını sikerek başlayacaksın ha!” dedi ve beni öpmeye başladı. Ben de yengemin amını, götünü, göğüslerini deli gibi sıkmaya, okşamaya, boynunu boğazını ve göğüslerini öpmeye, yalamaya başladım…

Sikim artık patlayacak gibi olmuştu. Yengem bunu anlamış olacak ki, “Gir küvete!” dedi. Küvetin içine girdim. Yengem duşun süzgecini açıp sikime soğuk su tutunca ben birden irkildim, “Ne yapıyorsun yenge?” dedim. Yengem de, “Nerdeyese boşalacaktın, biraz geciksin diye yapıyorum!” dedi. Sikim soğuk suyun altında iyice küçülüp büzülünce beni tekrar küvetten çıkardı ve yine bana sarılıp boynumu göğsümü öperek önümde diz çökmüş vaziyette durdu. “Bak şimdi yengenin ağzını sikeceksin!” dedi ve gözlerimin içine bakarak dilini sikimin üzerinde dolaştırmaya başladı. Delirecek gibiydim, öpmeyi bile zor hayal ettiğim yengemin o sexy dudakları şimdi sikimi yalayıp öpüyordu. Sonra birden inik sikimi taşaklarıma kadar ağzına aldığında zevkten ve heyecandan ölebilirdim. Yengem sikimi öyle bir emiyordu ki, başını ileri geri hareket ettirmeye başladığında ağzının alevi beni kavuruyordu. Resmen kendimden geçiyordum. Sikim henüz tam sertleşmemişti ama gelmek üzereydim. Bu kadar çabuk boşalacağımı tahmin etmemiştim hiç. Yarıda bırakmasın diye ellerimle yengemin başını tuttum, sikime bastırmaya başladım ve “Geliyorum!” diyebildim.

Tam patladığımda yengem sikimi anca ağzından çıkarabildi. Döllerimin birazı ağzının içine, geri kalanı da yüzüne, saçlarına ve göğüslerine fışkırdı. Ama yengem hiç bozuntuya vermeden sikimi 31 çektirir gibi okşayıp, içinde ne varsa çıksın diye uğraşıyordu. Benimse dizlerim titriyordu, öylece kala kaldım. Yengem ayağa kaltı, bana gülümseyerek, “Oldu mu? Rahatladın mı?” dedi. Ben de, “Oh yenge bu neydi ya, bittim resmen!” dedim. Yengemin her yeri döl olmuş hali beni tekrer iştahlandırmış, sikim de canlanmaya başlamıştı. Elimi yengemin amına attığımda sırılsıklamdı ve yanıyordu. “Yenge buna da sokayım ne olur!” dedim. Yengem de, “Giy üstünü, sessizce babaannene bir bak gel, ben de temizleneyim!” dedi. Hemen giyinip çıktım, sessizce babaanneme baktım, horul horul uyuyordu. Tekrar banyoya döndüğümde yengem duşun altında yıkanıyordu. Bana, “Az bekle!” dedi. “Tamam!” deyip soyundum. Yengemin o sikiş için yaratılmış vücudundan süzülen suları seyrederken birazdan sikeceğim amcığa bakıp iç geçirirken sikim kazık gibi olmuştu. Yengem küvetten çıkıp hemen havluyu aldı ve kurulandı. Sonra kapıya yönelip dışarıyı dinledi. Ben de yengemin arkasından sarıldım, teni tenimdeyken bir elimle de önünden amcığını okşuyordum…

Yengem bana döndü ve öpüşmeye, sevişmeye başladık. Eliyle de sikimi ve taşaklarımı okşuyordu. Sonra klozetin kapağını kapattı, üstüne oturdu, öne doğru kaykıldı ve “Gel buraya!” dedi. Yengemin yanına yaklaşınca, “Diz çök!” dedi. Ben de hemen bacaklarının arasına diz çöktüm. Yengemin amcığı hemen bir karış önümdeydi. Yengem elini 3-4 kez amına şaplatarak, “Hadi bakalım, bunu örten külodumu koklarken nasıl zevk aldığını gördüm, şimdi yala amımı da ben de zevk alayım!” dedi. Ben, “Neresini?” diye sorunca, yengem güldü, “Cahil çocuk, sen başla, ben seni yönlendiririm!” dedi. Ben de dayanılmaz bir iştahla yengemin o kaymak gibi amcığını öpmeye, koklamaya ve yalamaya başladım. Dilimi amının deliğine soktukça yengem kısık kısık çığlıklar atmaya başladı, başımı da amına doğru iyice bastırıyordu. Yengemin zevk aldığını görmek, yengeme böylesine zevk vermek beni müthiş gururlandırmıştı. Az bir zaman amını yaladıktan sonra yengem resmen ıkınır gibi sesler çıkararark başımı dizlerinin arasında sıkmaya ve öne doğru kaykılmaya başladı. Yengemin sarsılarak ağzıma boşaldığında karnı ve göbeği resmen körük gibiydi. Amının sularını da zevkle yaladım tabii…

Yengem bir süre sonra kendine geldi, omuzlarımdan tutarak, “Ayağa kalk, sikini yengenin ağzına ver birdaha!” dedi. Ayağa kalktığımda yengemin sikime öyle bir saldırışı vardı ki, bir ara nefes alamadı, birşey olacak diye korktum. Arada bir ağzından çıkarıyor, “Amcanın siktiği amı yaladın, yengenin ağzını sikiyorsun, birazdan yengenin amını da sikeceksin!” diyordu. Yengemin bu konuşmaları beni daha çok tahrik ediyordu. Yengem sikimi kemirircesine iyice bir yaladıktan sonra, banyo paspasının üzerine beni sırt üstü yatırdı, bacaklarını ayırıp tam sikimin üzerine oturmaya başladı. Sikimin başı yengemin amcığına girerken nefesimi tutmuş izliyordum. Sonra birden kendini bıraktı, resmen hepsini sokmuştu amına. (Yengemin İlişki konusunda müthiş yetenekli olduğunu daha sonra siktiğim kadınlarla kıyaslayınca daha iyi anladım!). Yengem amının suları aka aka sikimin üzerinde hoplamaya başladı. Ben de boş durmuyor, yengemin elime gelen heryerini okşuyordum. Ara sıra göğüslerini ağzıma alıp emiyordum…

Bir süre sonra yengem, “Bak beni ne hale getirdin haylaz!” diyerek birden kasılmaya ve işer gibi boşalmaya başladı. Yengem müthiş boşalmıştı, amından akan sular sikimden süzülerek taşaklarıma kadar akıyordu. “Beni bitirdin!” diyerek sikimin hepsi amının içinde öylece durdu ve sadece amının kaslarını kasıp bırakıyordu. İnanılmaz bir şeydi bu, yengemin amı resmen ağzının yaptıklarının aynısı yapıyordu, amı sikimi emiyor gibiydi. Az sonra yengem yine hareketlenmeye başladı, sikimin üzerinde dans eder gibiydi. “Söyle, şu anda kimi sikiyorsun? Amcanın karısını mı sikiyorsun? Yengeni mi sikiyorsun ha?” diye konuşmaları beni müthiş tahrik ediyordu. Yengem bunu anladığı için de bu tür konuşmalarına devam ediyordu, “Boşalacağın zaman içime patlayacaksın, amcanın karısının amına bırakacaksın döllerini, fakat hemen boşalma daha!” diyor, sadece sikimin kafası amına kalacak şekilde kalkıp, tekrar oturuyordu…

Sonra üzerimden tamamen kalktı. Önümde domaldı ve “Geç arkama!” dedi. Acayip sevinmiştim, “Götünden mi sikeceğim yenge?” dedim. “Hayır, onu başka zaman yaparız, sen şimdi geç arkama!” dedi. Ben de geçtim. Yengem alttan eliyle sikimi tutup amcığına yerleştirdi, belini de kırınca varya müthiş bir görüntüydü. Vücudunun üst tarafını tamamen yere yapıştırıp sadece kalçaları havada, dizlerinin üzerinde domalmış bana kendini siktiriyordu. Ben de kalçalarını ve göğüslerini okşaya okşaya amına git gel yapıyordum. Yengem bu pozisyonda bir kere daha boşaldı ve benim de boşalmam için hem git gellerime yardım ediyor, hem de, “Şimdi beni sikiyorsun, içime boşalacaksın, akşama amcan gelince de yüzüne bakacaksın, içinden ne diyeceksin?” diye inliyordu. Bu ben temelli deli etmişti, makine gibi gidip geliyordum. Yengem konuşmasına devam ediyordu, “Amcana ne diyeceksin ha? Amcacığım ben senin karını Amını götünü deldim, bak yanında oturuyor mu diyeceksin haa?” diye inlemeye başladığında dayanılmaz bir zevkle patlamaya başladım…

Ben boşalırken yengem de, “Ohhhh fışkırt içime, sula yengenin amını döllerinle!” diye çıldırıyordu. Benim boşalmam bittiği halde, yengem halen kalçalarını ileri geri oynatmaya devam ediyordu. İnanamıyordum, yengem 18 yaşındaden kasılmaya ve orgazm olarak boşalmaya başlıyordu. O halde yengemin üzerine kapaklandım ve ensesini boynunu öperek yengeme teşekkür ediyordum. Birkaç dakika sonra kalktığımızda yengem, “Bana bak, bundan sakın kimsenin haberi olmasın, yoksa bir daha beni sikmeyi bırak, külodumu bile koklayamazsın!” dedi 🙂

İleriki zamanlarda yengemin akıllara zarar fantazilerini de yerine getirdim…

530 toplam, 1 bugün

Yakalayıcı Karımı Siktirmek İstiyordum, Siktirdim

Hikayeler Ağustos 30, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Herkese Merhaba, yurtdışında Belçikada yaşayan konutlu bir çiftiz. İlişkii çok hoşlandığım için sürekli, farklı farklı sexfilmleri izlerim. Bu bende mükemmel fantaziler uyandırıyor ve çok zevk alıyorum. Fakat karım, herşeyi ile harika ve çok hoş bir kadın olmasına karşın, herhalde köyde yetişmesinden dolayı olsa gerek çok yakalayıcıdır. Vazgeçin bu cins filimleri izlemeyi, Avrupanın göbeğinde yaşadığımız halde, başörtüsüz caddeye dahi çıkmaz. Ben bu filmleri izledikçe kendimden geçiyordum, 31 sürükleyerek, karımı hep başka bir erkeğin siktiğini hayal ederek boşalıyordum. Bu cins fantazilerimi karıma nasıl anlatacağımı öğrenemediğim için de hep fantazi olarak kalıyordu. Karımla sikişirken hep onu sınıyordum. Birkaç kere karımla İlişki yaparken, karımın amını yalarken, karım bütün kıvama geldiğinde, “Şimdi benim yerime seni kalın ve uzun yaraklı bir erkeğin siktiğini düşünsene karıcığım, ne harika olur!” filan diye zarf attım. Fakat karım, ya, “Sen ne saçmalıyorsun be!” diyerek fırça attı, yada hiç yanıt vermedi… İçimde hep, acaba istiyor mu, istemiyor mu? diye şüphe kalıyordu…

Dediğim gibi, karımı hep bir başkasının siktiğini hayal ederek sikiyordum. Fantazimde karımın siken adamın yarağı çok büyük oluyordu hep. Ve karımı her pozisyonda, evire çevire sikip, döllerini karımın amına boşaltıyordu ve ben de karımın 18 yaşında sikilmiş amını yalıyordum. Nedense bu fantazi beni acaip tahrik ediyordu ve mutlu oluyordum. Günler böylece geçerken, nasıl yapmalıyım da karımı bir başkasına siktirmeliyim diye düşünüyordum. İzlediğim bir filmde Kucak dansı yapan bir erkeğin masajı yaptığı kadını siktiğinden çok tahrik olmuştum. Bundan esinlenerek kafamda bir tasarı canlandırdım. Gerçeğinde olmaz değildi, hemde çok kolay olurdu. Karar verdim, bu yoldan karımı siktirmek istiyordum. Zira karım belinden azıcık rahatsız olduğu için hekimi sürekli masaj nasihat ediyordu.

Karım birgün 18 yaşındaden, “Belim ağrıyor!” dediğinde, “Her gün belim ağrıyor diyorsun, hekim masaja git diyor, ama gitmiyorsun. Ben sana bir masör bakacam, itiraz etme, belağrısı ehemmiyetli bir rahatsızlık!” dedim. Karım çeper güç, “Tamam!” dedi. Ve ben hemen ogün başladım araştırmaya. Öyle bir yer bulmalıydım ki, ordaki masajcıya Karımı masajda tahrik et ve hoşça sik! diyebileceğim bir yer olmalıydı. Sonunda uzun araştırmalar neticeyi öyle bir yer buldum. Evvel kısa bir telefon konuşması yaptım. Resepsiyonist bir kadındı. Bana dediğine göre, böyle bir istekte bulunan ilk şahıs ben değilmişim. Daha evvelde başka erkeklerin istekleri üzerine karılarına bunu uyguladıklarını ve ciddiyetin ehemmiyetli olduğunu belirtti. Bana adreslerini vererek, gelmemi önerdi. Gittiğimde beni telefondaki o kadın karşıladı. Bu isteğimin bayağı olduğunu, ehemmiyetli olan çiftlerin mutlululuğu olduğunu söyledi ve nasıl olacağını anlattı. Usulleri çok usluca idi, “Masaja gelen kadın bekleme salonuna alındığında meşrubat ikram ediyoruz, ama bu meşrubata cinsel hevesi hat aşamaya çıkartan bir ilaç koyuyoruz ve kadın masaj esnasında tahrik oluyor, o anda İlişki arzuluyor…” diye açıkladı.

Hatta masajı yapan erkeklerin yaraklarının ayrıntısına kadar belirli olduğu üryan fotoğraflarının bulunduğu bir katalaog gösterdi bana, “Sen hoşlanıyorsun ve o erkek yapıyor!” dedi. İşin en cazip tarafı ise, şayet istersem ek bir fiyat karşılığında karımın tüm seansını saklı kamera sistemi ile bir CD ’ye kayıt edip bana veriyorlarmış. Ben fihristi azıcık araştırdıktan sonra, birisini sevdim. Yarağı mükemmel büyüktü, kabukluydu da, çarpıkça, mükemmel bir yaraktı. Buluşmayı aldım, parasını ödedim çıktım. Konuta geldiğimde karıma, “Masaj yerinden buluşma aldım, 2 gün sonra akşam saat 20:00 ’de!” dedim. Karım, “Neresi? Uzak mı?” filan diye sordu. “Azıcık uzak.” dedim.

O gün gelmişti, hiçbirşeyden haberi olmayan karımı kendi ellerimle sikileceği yere vazgeçtim ve işimin olduğunu, çıkışta kendisini alacağımı söyledim. Ordan parçaladığımda, coşkudan kalbim yerinden çıkıyordu. Karımın az sonra sikileceğini düşündükçe sikim kalkıyordu. Çok sabırsızlanıyordum, en büyük hevesim o CD ’ye bakmaktı gerçeğinde, ama CD ’yi bana bir gün sonra vereceklerdi. Karım seansa girdikten sonra nerdeyse iki saat geçti, dışarda köşe başında karımın çıkmasını bekliyordum. Bu bekleme hiç bitmeyecek sandım. Sonunda karım çıktı. Otomobile aldım karımı, karım garip duruyordu. “Ne oldu karıcığım, hasta filan mısın?” dedim. Karım, “İyi değilim!” dedi. “Ne oldu, masaj iyi gelmedi mi yoksa?” dedim. “Masaj iyi geldi de, kendimi iyi sezmiyorum, azıcık başağrısı var!” dedi. Konuta girer girmez, “Bitkinim, uyuyalım mı?” dedi. Hemen yatak odasına gittik, soyunup girdik yatağa. Karım, “İyi geceler!” diyerek hemen ardı döndü. Karıma yanaşmak istiyordum, arttan sarıldım, “Canım çok istiyor!” dedim. “Çok bitkinim, yarın yapalım!” filan dedi. Ama ben ısrar ettim, güçle boynunu filan öptüm, yaladım…

Karım isteksiz bir biçimde razı oldu. Derken elimi büyük bir heyacanla karımın amına attım, karımın sikilmiş amını sezmek istiyordum. Ve hissettim de. Sonunda en büyük fantazim ve hevesim yerine gelmiş, karım bir başkası tarafından sikilmişti. Karımın amı yumuşamış, ateş gibi yanıyordu. Parmaklarımı karımın amına soktuğuma sikildiğini sezebiliyordum. Karımın suratı kızarmaya başladı, “Işığı söndür!” diyordu. Belkide sikildiğini görmemem ve kavramam içindi bu isteği. Söndürdüm ve karımın amını yumuldum, yalamaya başladım. Karımın amının sikildiği sanki tadından da belirli oluyordu. Amının içi hali hazırda vıcık vıcık suluydu. Tarifi olanaksız bir zevkle karımın amını yarım saate kadar yaladım. Sonra sikimi soktum, çok kolay kayıyordu sikim. “Karıcığım, amın bugün mükemmel hoş geldi bana, tadı da çok tatlı, harika!” dedim. Karım da, “Üfff, başım ağrıyor. Sik işte!” dedi. Ben de yarın alacağım CD ’yi ve karımın sikildiğini izleyeceğimi düşünerek mükemmel bir zevkle Amını götünü deldim karımı…

Ertesi günü güç yaptım. Hemen gidip CD ’yi almak ve izlerken 31 sürükleyip boşalmak istiyordum. CD ’yi aldım ve konuta geldim. Karım hergün yaptığı gibi komşuya gittikten sonra, büyük bir coşkuyla CD ’yi Bilgisayara taktım. Karımın odaya girişi, kadının masaja hazırlayışını, meşrubatını içtiğini dahi kayıta almışlardı. Sonra benim fihristten seçtiğim o erkeğin karıma masaj yapması, masaj yaparken yavaş yavaş karımın bacaklarının arasına elini uzatıp, karımın külotu üzerinden amını okşaması, sonra karımın külotunu çıkartıp amını yalaması filan vardı. Karım sakin bir biçimde kendini o erkeğe vazgeçmiş, istediği her şeyi yapıyordu. Adam yarağını karımın eline veriyor, karım okşuyordu. Hatta yarağını karımın ağzına dahi veriyordu. Yaşamda benim sikimi yalamayan karım, adamın yarağını kemirircesine yalıyor, emiyordu. Ve sonunda heycanla beklediğim o an geldi, adam yarağını karımın amına sokarken ben coşkuya direnemedim ve boşaldım. Karım zevkten kendinden geçmiş, o koca yarağı köküne kadar nasıl da zevkle alıyordu. Adam dakikalarca sikti karımın amını, sonra da tüm spermlerini karımın amına boşalttı. Bunları izlerken ben birkez daha boşaldım, yaşadığım en büyük zevkti bu…

Artık karımı sikerken daha bir tutkulu sikiyorum. Karıma sordum, “Haftaya gidecekmisin masaja?” diye. “Tabi natürel, gidecem! İyi geliyor belimin sızısına!” dedi orospu! Şu anda hiç sektirmeden haftada bir kere gidiyor masaja ve sikildiğini benim öğrenmediğimi sanıyor. Ben de çaktırmadan her keresinde fihristten başka bir erkek seçiyorum karımı siktirmek için. Ertesi gün de gidip CD ’yi alıyorum ve karımı kim sikti, nasıl sikti, tüm ayrıntılarına kadar izliyorum. Karım bana söylemiyor ama çok mutlu, ben de çok mutluyum ve çok zevk alıyorum. İkimiz de tadını çıkarıyoruz. Mısırı tüm karısını siktiren, siktirmek isteyen erkeklere…

770 toplam, 0 bugün

Dostumun Kapalı Karısını Orospuya Çevirdim

Hikayeler Ağustos 19, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Senelerce bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından beğenilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden mesul aşçısı, Erkan adında Lolita biriydi ve iki ay evvel 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” tasayı. Ama bir cinsli işlerimizin yoğunluğu sebebiyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim.

Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya daha önceki işverenimi ziyaret için gittim. Fabrikada benim yarıyılımdan çalışan hiç kimse kalmamış, tam personel 18 yaşındalenmiş, işveren işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane mesulü Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için bütün emin olamadım. Aynı birey akşam üzeri bütün ters yöne doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir donakaldı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Güzel beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu sokaktan nereye gidiyorsun?” diye sordum. 18 yaşında taşınmışlar, konutu sokağın sonundaki varoş semtinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş…

Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailece te görüşelim, buralarda hiç etrafımız yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı bunalıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman emredin gelin!” dedim. Akşam vaziyetten eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 senelik konutluyum ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, şayet hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım bunalıyor gerçeğinde, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer artta başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Büromda olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok afallamıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk kez görüyordum, fakat çok süratli geçtikleri için doğru dürüst görememiştim.

Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, emretsinler gelsinler, hatta azıcık erken gelsinler kahvaltıyı da beraber yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Dürüst bir biçimde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ilave ettim, “Bu arada siz hastalanacaksınız sanırım, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif tebessümerek, “Yok, benim natürel halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayri18 yaşından deriyi çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz derili, suratı ve beden yapısı süper hoş bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum.

Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu yattırmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı sarih, hoş bir etraf, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına karşın çok güzel sohbet, azıcık çekingen ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık filan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme önerisinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Zamanımız çok hoş ve cümbüşlü geçiyor, bu arada samimiyetimiz çoğalıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit ağabey, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da söze girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada takviye etmediği tek emekçi yoktu, o fabrikadaki tam emekçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Ağabey ne zaman bir gidişat olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata tamamlayamıyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise makûs duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper hoş bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum.

Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği filan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de tesiriyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah kazançken minibüsle geldikleri için 18 yaşındaden minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle yollamam, sizi ben vazgeçerim!” dedim. “Ya zahmet etme.” filan dediler. Ben de, “Hem konutu da bilmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben bitkinim, sen vazgeç gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine vazgeçtim. Otomobilden inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken 18 yaşındaden tokalaştık, ama Hayri18 yaşından elleri 18 yaşındaden ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi vazgeçmeden, “Nahit ağabey her şey için çok teşekkürler, çok hoş bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, suratım kızarmıştı. “Ağabey sen bana diyorsun ama sen hastalanacaksın, suratın kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben konuta döndüm.

Eşim geceliğini giymiş uyumuş, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Azıcık sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok sevdiğini, iyi insanlar olduğunu ve konuşabileceğimizi söyledikten sonra bana mantıklı mantıklı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim suratından beni pişman etmezsin!” dedi. Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir. “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok hoş ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne ilgisi var? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok acemi, sen 18 yaşındaden de dikkat et!” dedi. “Mübalağa Etiyorsun! Dinlemedin mi, bana Ağabey diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne öğreneyim, o kadar hoş ki çekemememek elde değil!” dedi. Ben de, “Sen onu hoşsun karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az evvelki elin sıcaklığının ve konuşmalarında tesirinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu mizacına bayılıyorum senin, ne zaman usumdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu…

Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş deliler gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi şüphelerini dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa dahi dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On yıldır yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yanaşmıştım, süratle pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem dahi bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci kez boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff deliriyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hücumla karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Soluk soluğa kalmış bir durumda üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az evvel söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana emin olmaz, izin verdiğimi filan düşünürsün!” diyerek tebessümdü.

Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir cinsli usumdan çıkmıyor, resmen tam gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı usuma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda dostumun karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, mükemmel bir kabahatlilik duygusu yaşıyordum. Bütün bir çelişki içindeydim. Bir akşam süreyi bütün dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye sokağın karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek konutlarının ters güzergahına doğru gidiyor ve sık sık arda dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arttan, “Hayriye?” dedim. Sanırım sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de azıcık gevşedi. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Ağabey sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel azıcık dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, azıcık da emrivaki bir tutumla işyerime götürdüm…

Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Ağabey ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben vazgeçerim, rahat ol, al şunu iç, serinle azıcık!” dedim. “Nahit ağabey zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle yollamam, sonra Erkan dinlerse bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de naçar, “Peki ağabey!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, bütün karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise 18 yaşındaden gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç kez göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an suskunluk oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu kez o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak 18 yaşındaden kazık gibi olmuştu. “Ağabey ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyayı konutu aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim.

Masanın altından yarağımı düzenledim, şayet anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve uysallaşmak için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki belgeleri dosyaları filan derledim. Serinkanlılaşınca da, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları kalemtıraşımı söyledim. Çocuğu alırken ben azıcık utangaç davrandım, ama o çok rahattı ve yaklaştı, çocuğu sıkı yakalayabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk kez sezerken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay ağabey özür dilerim, böyle düşüneceğini öğrenemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben ivedi etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer sıradan trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak mazeretiyle onu yaklaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum…

Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzenledim ve mevzu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit ağabey, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı hoşlanırım, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla konutlu olğun için çok bahtlısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye 18 yaşındaden bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Konutluluğunuzda mesele mi yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Ağabey konutluluk olur da mesele olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir mesele mi? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre meselelerimiz var tabi, azıcık özel meseleler Nahit ağabey.” dedi.

“Bana güvenebilirsin, şayet paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü mevzusunda takviyeci olurum, ayrıca bende gizem olarak kalır, bu mevzuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit ağabey sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zati, ama güvensem de daha aşırısını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen öğrenirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Şayet çok daralır da konuşmaya lüzum dinlersen çağrı vazgeç, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam ağabey, ararım!” dedi. Bu arada suratı değişmiş, keder, utanma, çekinme ve fobi karışımı esrarengiz bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle beraber uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım konut numarasını yazmış yalnızca, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep konutta olduğum için gereksinimim olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim.

Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye otomobilden inmeden ona, “Sen makûs görünüyorsun, büyük bir meseleniz var sanırım?” diye sordum. “Yok bir şey ağabey, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın kesinlikle telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi konuttan çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, kesinlikle ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım ağabey, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan dolaysız minibüsle dönerim konuta. Ağabey çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman otomobillik bir gidişat olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan incinirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık sıradan bir şey değil!” diyerek tebessümdüm. “Ağabey benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da tebessümdü ve otomobilden indi.

Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, konuta nasıl vardım öğrenmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir sene kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, şayet Erkan açarsa Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim deyip bir biçimde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı…

“Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle yanıt geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan konutta mı?” diye sordum. “Yok Nahit ağabey, 14:30 ’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Ağabey motorla gitmedi, servisle gitti, bayağıda servis alıyor onu, ara gizeme motorla gidiyor.” dedi. “Kavradım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir suskunluk oldu, “Boşver Nahit ağabey, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana kasvetlerini anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. 18 yaşındaden kısa bir suskunluktan sonra, “Ağabey hangi sıfatla dinleyeceksin benim meselelerimi, başka bir deyişle sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Arkadaş olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam ağabey arkadaşız, ama aile arkadaşıyız, meselelerimizle seni meşgul etmek istemem.” dedi.

“Sen öğrenirsin, ama akşam da dediğim gibi, şayet anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir gizem olarak gizlerim burada boşalmak sözcüğünü özellikle kullanmıştım, her şeyi içine atmak sıhhatine hasar verebilir, insanda bazen dışa vurma gereksinimi doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya gereksinimim var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz mümkününüz? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle kasvetimi paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen öğrenirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde yakalama. Akşam bir ara çok makûs oldun, o halin usumda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam ağabey bunu öğrenmek içimi hafifletti.” dedi.

“Seni tutmayayım, şayet işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zati.” dedi. “İyi, benim de canım bunalıyordu, mahzuru yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Mahzuru yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok hoş şeyler aldık.” dedi. “Senin hoş şeylere lüzumun yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… Azıcık suskunluk oldu Hem benim neden hoş şeylere gereksinimim olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zati çok güzelsin, extra hoş bir şeye lüzumun yok!” dedim. 18 yaşındaden kısa bir suskunluk deri sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu dinlemek çok hoş!” dedi. Hayri18 yaşından bu lafları bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en hoş kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Mübalağa Etmiyorum!” dedim. “Nerem hoş ki?” diye sordu. “Suratından başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük…

“Beni hoş bulmana sevindim Nahit ağabey!” dedi. “Meseleniz bu mu yoksa, Erkan seni hoş bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da hoş olduğumu söyler ara gizeme.” dedi. “Hmmm, yakalatamadım!” dedim. “Ağabey sonunda konuşturacaksın beni, bizim meselemiz sağlık meseleyi!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık sıradan değil diye.” dedim. “Yok ağabey, mesele Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen rehabilitasyon ettirelim, ağır bir hastalığı filan mı var? Hekime gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zati mesele de bu! Hekime gitmemesi!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle? Niçin gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez ağabey! Utanıyor!” dedi. “Yahu sıhhatin utanması mı olur, bu nasıl bir anlayış, hekime gidilmez mi, nesi var bunun? Tüberküloz mu? Kanser mi?” diye sordum. “Yok ağabey, öyle bir şey değil, erkekliği ile alakalı…” dedi.

İşte tuzağıma düşmüştü. Azıcık suskunluk oldu. “Hmmm, sanırım kavrıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, şayet rehabilitasyonu olan bir rahatsızlıksa gitmeli hekime!” dedim. “Ağabey özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, azıcık sarih konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp filan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir mesele?” dedim. “Ağabey Erkanın erken boşalma meseleyi var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika dahi sürmeden! Bir kezinde içine dahi giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Gerçeğinde gerdeği de o gün yapmış olduk, başka bir deyişle düğünden 2 ay sonra! Ara gizeme söylüyorum hekime gidelim diye, hekime gideceğimize beni öldür diyor.” dedi.

“Hmmm, gidişat baya korkunçmuş, senin ismine nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit ağabey bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level ’e geçtiğimizin göstergesiydi bu sual. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan yakala da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayri18 yaşından afallamışlığını telefondan dahi sezebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu ağabey? Okadar zaman yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Zamanımız kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat zamanımız bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, farklı Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kere Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. Öğrenerek bu sözcükleri seçmiştim!.

Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Ağabey anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur gerçeğinde, fakat azıcık sarih saçık olur, mahzuru var mı?” dedim. “Yoo, mahzuru yok, istediğin gibi anlat ağabey!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden evvel, başka bir deyişle sikişmeden evvel, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en hoş misal. 69 ’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü uyuyorum, sen de benim üzerime ters uyuyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Azıcıktan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası Abaza Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik ayrıl amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! filan diyorsun!” dedim…

Hayriye belliki bu kadar da sarih beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda süratli süratli soluk alışını dinleyebiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye sessizlikten sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level ’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda İlişkie dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, coşkuyla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, başka bir deyişle amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı süratli süratli emiyor, aynı zamanda amını suratıma bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım!

Ertesi gün 18 yaşındaden aynı zamanda aradım. Hemen açtı 18 yaşındaden telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün kusur ettim sanırım, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, laf birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Şayet dünkü bir hataysa, bu yalnızca senin kusurun değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok esrarengiz oldum, ondan kapattım telefonu! İlk kez kendimi reel bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç coşku kalmaz!” dedi. Hayriye bütün istediğim kıvama gelmişti, azıcık daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de öğreniyorsun, en iyisi burda tamamlayalım bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Şayet dilenmemi istiyorsan dilenirim! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya dahi hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, ayrıl!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon İlişkiine devam ettik…

Takribî bir hafta süresince hergün telefonda İlişki yaptıktan sonra, dostumun o kapalı ve çekingen karısı Hayriye, artık bütün bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır suratını görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam konutta, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, deliriyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman yaradanım o ne hoşluk! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını emin eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimi yakaladı. Koltukta oturuyordu, kendime doğru sürükleyerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım…

Deliler gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elini yakaladım, arkadaki minik odada Kanepe vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o tehlikeyi alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Kanepeye yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu konutta vazgeçip sabahın âmâsında karından yemek tarifi almak gibi sudan mazeretle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda mesele yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim…

Hayriye saçlarımdan yakalayıp beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın filan kazanç, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zati akşamdan beri kazık durumda, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayri18 yaşından amına alt yukarıya sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında sezince, Hayri18 yaşından gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi Manitam, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zati Erkan içine girdi bir kez dahi git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster yeteneğini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne sürüklüyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Kavradın mı şimdi elimdeki ateşin nedenini?” dedi.

Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Çeper güç yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki soluk almıyordu. Azıcık bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç Manitam!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, soluklarımız birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi usulca geri çektim, tekerrür yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası hoşluk altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat ivedi etmeliydim, zamanımız çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Manitamsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum…

Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik dostunun karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir zaman pompaladım ve Hayriye epilepsi hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık derlendik. Pancurları ve kapıyı açtım hem sokağa bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden kazancım aşkım. Saat bütün 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti.

Coşkuyla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken cadde kapısının sarih olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak cadde lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Usulca çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu dahi. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle anladı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, zamanımız çok nasıl olsa!” dedi.

Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında alt yukarıya dolaştırmaya başladım. Hayriye delirmişti, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye dileniyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki agresif bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin soluk alıyordu. Ben yarağımı amından usulca geri sürükleyip, çok sert bir biçimde tekerrür yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, minik ısırıklar konduruyordu. Ben süratlenmiştim, kısık kısık soluk alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik ayrıl amımı koca yaraklım, sikeme18 yaşından amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım…

Hayriye amının adalelerini sıkarak sanki yarağımı vazgeçmemecesine eziyordu. Amcığı hafifleyeceğine sanki dahada bunalıyor, daralıyordu. Susmak öğrenmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne hoş sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı yakalatırdın!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zati tapıyor sana!” dedi. Bunları dinleyince kavradım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası hudutsuzmuş, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan mükemmel zevk alıyordu. Hemen ben de buna takviye etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim.

“Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat dostunu, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen bütün bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi bedenine, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta güçle sikerdim seni, hain Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, güçle, haykırdıra haykırdıra, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları sokaklara sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu dostuna neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zati verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim.

“Götümü de verecem, bakire el dokunmamış götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu hoş!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat evvel şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, dostunun altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekerrür kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise süratimi daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için sabrediyordum…

Takribî 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kere boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi süratlendim, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama evvel şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, dostunun sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, vazgeç kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu laflar üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Sanki kısa bir baygınlık geçirdi…

O gece Hayriyeyi kerelerce Amını götünü deldim anal de Amını götünü deldim! ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk kazançsa orasından delice Amını götünü deldim. Şimdi benden hamile kalınca kocadene her şeyi anlatmış, kocası evvel kızmış, ama sonra naçar olduğu için kabullenmiş…

539 toplam, 0 bugün


mozaka.com maltepe escort ataşehir escort kadıköy escort bostancı escort istanbulescorttu.com anadolu yakası escort şerifali escort atasehirescortlari.com ataşehir escort pendikescortkizlar.net pendik escort kurtköy escort kartal escort bostancı escort kadıköy escort ümraniye escort ataşehir escort escort bayan ankara escort maltepe escort pendik escort ümraniye escort izmit escort ümraniye escort escort bayan