Welcome, visitor! [ Oturum aç

Amcamın Karısı Canım Yengemi Amını götünü deldim

Hikayeler Eylül 2, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Ben küçükken, o zamanlar yengem (amcamın karısı) daha 24 yaşındaydı. Dayım ve annem, amcamın karısının yarak manyağı bir karı olduğunu, erkek gördü mü dayanamadığını, hatta onlar buraya taşınmadan bizim ilçede bir polisin onu devamlı siktiğini konuşurlardı. Dayım o polise çok kızar ama birşey yapmazdı. Birgün dayımı bir arkadaşı ile konuşurken duymuştum. Dayım arkadaşına (amcamın karısından bahsederek), “Lan elin adamı ilik gibi karıyı evire çevire sikiyor, ben o kadar asıldım istedim bir kere bile vermedi, ah o küçücük götüne bir soksam varya bir daha da bırakamaz!” diye anlatıyordu. Benim de aklım ermediğinden ne dediklerine bir anlam veremezdim

16 yaşına gelmiştim. İzmirde amcamlara gittiğimiz o tatilde, yengemle aramda birşeyler olacağı içime doğmuştu. Küçüklüğümden beri yengeme sarılıp öperdim ve küçük olduğum için dikkat çekmezdi. Bu arada yengem 34 yaşında, zayıf, minyon tipli, çok şen şakrak, evde açık dışarıda kapalı, bayan kuaförlüğü yapan bir afettir. O gün de Yengem banyodan çıktıktan sonra ben tuvalete girmiştim. Yengemin çıkardığı iç çamaşırları kirlilikte duruyordu. Altlardan yengemin külodunu alıp hemen burnuma götürdüm. Öyle güzel kokuyordu ki, amına gelen ağ kısmında beyazlıklar vardı. Gözlerimi kapatıp kokusunu içime çekerken sikim taş gibi olmuştu. Tam o sırada aynadan kapının önünde yengemin aralıktan bana baktığını gördüm ama kıpırdayamadım. Göz ucuyla yengeme baktığımda gözlerinin sikime doğru kaydığını farkettim. Yengemin külodunu burnumdan indiriken, yengem de sessizce gitti.

İçimi müthiş bir heyecan ve yengemi sikme arzusu kaplamıştı. Hemen banyodan çıktım. Yengem mutfağa gitmişti. Neşeli bir tavır takınıp, elimi cebime sokarak evden başkasının sikimin kalktığını görmesini engelledim ve güle oynaya mutfağa gittim. Yengem tezgahta domates kesiyordu. “Canım yengem benim!” diye şebeklik yaparak, yengemin arkasına dönmesine bile fırsat vermeden, arkasından sarılıp yanağından öptüm. Bu arada da taş gibi olmuş sikimi bütün gücümle yengemin götüne dayamıştım. İnanılmaz heyecanlı bir andı bu benim için. Yengem, “Dur len yemek yapıyorum!” falan diyor, ama götünü de sikimin önünden çekmiyordu. Öyle sıcaktı ki yengemin götü, demek beni seyrederken yengem de azdı diye düşündüm nedense. Kollarımla da boynundan sarıldığım için, yengem kurtulmak için uğraşıyor tarzında götünü de bana bastırıyordu. Amcam mutfağa geldiğinde beni o halde gördü ve “Oğlum iş yaparken yengeni bunaltma, elinde bıçak var, biryerini kestirecek şimdi!” dedi gülerek. Yengem ellerimi açıp kurtuldu, ama amcamın benim sikimi görmesini istemediğinden de arada perdeleme yapıyordu. O tatilde başka birşey olmadı yengemle aramda, ama gece gündüz o anları düşünüp 31 çekmekten sikim yara bile olmuştu.

Aradan 2 ay geçmişti. Babaannem hasta olduğundan bizim evde kalıyordu. Daha büyük bir eve taşınmamız aşamasında amcamlar da geldiler. Daha onların geleceğini duyduğum andan itibaren en az 100 tane plan yaptım. O yaşıma kadar daha hiç kimseyi sikmemiştim, ama çok pornofilm seyretmiştim. Heyecandan uykularım kaçıyordu. Neyse amcamla yengem geldiler. 2-3 gün telaştan sonra 18 yaşında eve yerleştik. Babaannem yatalak olduğu için sürekli yanında birinin kalması lazımdı. Beklediğim fırsat o gün doğdu, amcam arkadaşları ile buluşmaya gidecekti, kuzenim diğer kuzenime gitmiş, abim de ilçe dışındaydı. Annem yengeme, “Biz bir annemlere gideceğiz, sen evdesin nasıl olsa.” dedi. Yengem de, “Tamam siz gidin, ben de rahat rahat bir banyo yapayım!” dedi. İkisi odada yalnızdı, ben balkondan duymuştum bunu. Hemen yaptığım bütün planları bırakıp 18 yaşında durumu değerlendirmeye başladım…

Annem hazırlanırken, ben hemen giyinip, “Halı sahaya maça gidiyorum!” diyerek evden çıktım. Uzaktan evi gözetlemeye başladım, ama içim kıpır kıpırdı. Annemler çıkıp gözden kaybolunca hemen eve gittim, kapıyı çaldım. Kapı biraz geç açıldı. Yengem bana, “Hayırdır, niye geldin?” diye sordu. Ben de, “Yatacağım, maç iptal olmuş!” dedim ve doğruca odama gittim, kapıyı tam kapamadan yatağa sırt üstü uzandım. Yengem dışarıdan sinirle söyleniyor, “Rahatça bir banyo yapamayacağım!” falan diyordu. Bu arada ben yengemi sikeceğimi düşünerek sikimi iyice kaldırdım, daha iyi görünsün diye de külodumu çıkarıp ince eşofmanımı giydim ve uyuma numarası yapmaya başladım. Yengem tam kapımın önünden geçerken birden durdu ve en az 2 dakika baktı. Sonra babaanneme bakıp tekrar geldi, kapıyı yavaşça açtı, yanıma gelerek usulca, “Enis, uyuyormusun?” diye 1-2 kere bana seslendi. Ben hiç ses vermedim, yengem uyuduğumu sansın istiyordum…

Öyle de oldu, yengem ordan bir battaniye alıp yavaşça üzerime örttü. Ama bu arada da birkaç kere koluyla kalkık sikime sürtündü. Yengemin ateşini çok net hissediyordum. Yengem sanki istemeyerek çıktı odadan ve kapıyı yine aralık bıraktı. Sonra babaanneme, “Anne ben banyo yapacağım, banyo kapısını aralık bırakıyorum, birşey olursa seslen hemen gelirim, Enis uyuyor!” dedi. Babaannem de, “Tamam kızım, ben de uyukluyorum zaten, birşey olursa seslenirim!” dedi. Ben göz ucu ile çaprazda kalan banyoya doğru bakıyordum. Yengem banyoya girdikten 5 dakika sonra yatağımdan usulca kalktım. Kararımı vermiştim, yanlışlık olmuş gibi dalacaktım banyoya. Yengem bağrırsa uykudan uyanmış numarası yaparım diye düşündüm. Yüzümü uykulu bir hale getirip işemeye gidiyormuş gibi banyonun kapısına geldim, ama heyecandan neredeyse ölecektim…

Eşofmanımın önünü indirip yarı inik durumdaki sikimi elime aldım ve banyoya girdim. Yengem çırılçıplaktı. Küvetin olduğu tarafa direk bakmadan hemen klozetin önüne geldim ve işemeye çalıştım, ama bir damla çıkmıyordu 🙂 O arada yengem toparlanıp havluyu önüne tuttu ve “Napıyorsun sen salak!” dedi. Ben de uyku sersemliğiyle şaşırmış gibi, sikim elimde yengeme doğru döndüm ve sikimi içeri koyarken, “Pardon yengeciğim, burda olduğunu bilmiyordum!” dedim. Ama bu arada da yengemin havlusunun dışında kalan her yerine bakmaya çalışıyordum. Yengem bağırmayınca zevkim tekrar kabarmaya başladı, yemgemin bacaklarına omuzlarına bakarken sikim resmen çadır direği gibi oldu. Yengem de gözlerini sikime dikti. Yanakları al al olmuştu. Bana, parmağını dudağına götürerek, ‘Sus! ’ işareti yaptı ve küvetten çıkarak yanıma geldi. Eşofmanımın üzerinden sikimi tutup, gözlerimin içine gülümseyerek baktı ve “Bu ne len?” dedi. Yengem nefesini yüzümde hissettirerek, “Numaracı seni! Demek illa beni sikeceksin, öyle mi?” dedi. Ben tutulmuş gibi duruyordum ve cevap veremiyordum, yengem de eşofmanımın üstünden sikimi taşaklarımı sıkıca avuçlamaya devam ediyordu…

Tanrım, ne müthiş bir andı, 100 ’lerce kere 31 çektiğim yengem sikimi okşuyordu. Ben nefesimi tutmuş bir halde kıpırdamadan dururken, yengem birden elini eşofmanımın içine soktu, sikimi bu sefer çıplak okşamaya başladı. Bu arada da, “Demek amcanın karısını sikeceksin, öyle mi ha?” diyordu. Ben de dayanamayıp yengeme sarıldım ve “Ohh yenge, bilsen seni ne kadar istediğimi!” diyebildim. Yengem de gülerek, “Biliyorum hınzır, İzmirde arkama dayadığın anı unutmadım!” dedi. Sonra diğer eliyle tuttuğu havlusunu bıraktığında karşımda çırılçıplak durup sikimi okşuyordu. Bana, “Soyun!” dedi. Hemen üzerimdekileri çıkardım. “Daha önce kimseyle sikiştin mi?” dedi. “Hayır!” dedim. “Güzel, demek ilk amcanın karısını sikerek başlayacaksın ha!” dedi ve beni öpmeye başladı. Ben de yengemin amını, götünü, göğüslerini deli gibi sıkmaya, okşamaya, boynunu boğazını ve göğüslerini öpmeye, yalamaya başladım…

Sikim artık patlayacak gibi olmuştu. Yengem bunu anlamış olacak ki, “Gir küvete!” dedi. Küvetin içine girdim. Yengem duşun süzgecini açıp sikime soğuk su tutunca ben birden irkildim, “Ne yapıyorsun yenge?” dedim. Yengem de, “Nerdeyese boşalacaktın, biraz geciksin diye yapıyorum!” dedi. Sikim soğuk suyun altında iyice küçülüp büzülünce beni tekrar küvetten çıkardı ve yine bana sarılıp boynumu göğsümü öperek önümde diz çökmüş vaziyette durdu. “Bak şimdi yengenin ağzını sikeceksin!” dedi ve gözlerimin içine bakarak dilini sikimin üzerinde dolaştırmaya başladı. Delirecek gibiydim, öpmeyi bile zor hayal ettiğim yengemin o sexy dudakları şimdi sikimi yalayıp öpüyordu. Sonra birden inik sikimi taşaklarıma kadar ağzına aldığında zevkten ve heyecandan ölebilirdim. Yengem sikimi öyle bir emiyordu ki, başını ileri geri hareket ettirmeye başladığında ağzının alevi beni kavuruyordu. Resmen kendimden geçiyordum. Sikim henüz tam sertleşmemişti ama gelmek üzereydim. Bu kadar çabuk boşalacağımı tahmin etmemiştim hiç. Yarıda bırakmasın diye ellerimle yengemin başını tuttum, sikime bastırmaya başladım ve “Geliyorum!” diyebildim.

Tam patladığımda yengem sikimi anca ağzından çıkarabildi. Döllerimin birazı ağzının içine, geri kalanı da yüzüne, saçlarına ve göğüslerine fışkırdı. Ama yengem hiç bozuntuya vermeden sikimi 31 çektirir gibi okşayıp, içinde ne varsa çıksın diye uğraşıyordu. Benimse dizlerim titriyordu, öylece kala kaldım. Yengem ayağa kaltı, bana gülümseyerek, “Oldu mu? Rahatladın mı?” dedi. Ben de, “Oh yenge bu neydi ya, bittim resmen!” dedim. Yengemin her yeri döl olmuş hali beni tekrer iştahlandırmış, sikim de canlanmaya başlamıştı. Elimi yengemin amına attığımda sırılsıklamdı ve yanıyordu. “Yenge buna da sokayım ne olur!” dedim. Yengem de, “Giy üstünü, sessizce babaannene bir bak gel, ben de temizleneyim!” dedi. Hemen giyinip çıktım, sessizce babaanneme baktım, horul horul uyuyordu. Tekrar banyoya döndüğümde yengem duşun altında yıkanıyordu. Bana, “Az bekle!” dedi. “Tamam!” deyip soyundum. Yengemin o sikiş için yaratılmış vücudundan süzülen suları seyrederken birazdan sikeceğim amcığa bakıp iç geçirirken sikim kazık gibi olmuştu. Yengem küvetten çıkıp hemen havluyu aldı ve kurulandı. Sonra kapıya yönelip dışarıyı dinledi. Ben de yengemin arkasından sarıldım, teni tenimdeyken bir elimle de önünden amcığını okşuyordum…

Yengem bana döndü ve öpüşmeye, sevişmeye başladık. Eliyle de sikimi ve taşaklarımı okşuyordu. Sonra klozetin kapağını kapattı, üstüne oturdu, öne doğru kaykıldı ve “Gel buraya!” dedi. Yengemin yanına yaklaşınca, “Diz çök!” dedi. Ben de hemen bacaklarının arasına diz çöktüm. Yengemin amcığı hemen bir karış önümdeydi. Yengem elini 3-4 kez amına şaplatarak, “Hadi bakalım, bunu örten külodumu koklarken nasıl zevk aldığını gördüm, şimdi yala amımı da ben de zevk alayım!” dedi. Ben, “Neresini?” diye sorunca, yengem güldü, “Cahil çocuk, sen başla, ben seni yönlendiririm!” dedi. Ben de dayanılmaz bir iştahla yengemin o kaymak gibi amcığını öpmeye, koklamaya ve yalamaya başladım. Dilimi amının deliğine soktukça yengem kısık kısık çığlıklar atmaya başladı, başımı da amına doğru iyice bastırıyordu. Yengemin zevk aldığını görmek, yengeme böylesine zevk vermek beni müthiş gururlandırmıştı. Az bir zaman amını yaladıktan sonra yengem resmen ıkınır gibi sesler çıkararark başımı dizlerinin arasında sıkmaya ve öne doğru kaykılmaya başladı. Yengemin sarsılarak ağzıma boşaldığında karnı ve göbeği resmen körük gibiydi. Amının sularını da zevkle yaladım tabii…

Yengem bir süre sonra kendine geldi, omuzlarımdan tutarak, “Ayağa kalk, sikini yengenin ağzına ver birdaha!” dedi. Ayağa kalktığımda yengemin sikime öyle bir saldırışı vardı ki, bir ara nefes alamadı, birşey olacak diye korktum. Arada bir ağzından çıkarıyor, “Amcanın siktiği amı yaladın, yengenin ağzını sikiyorsun, birazdan yengenin amını da sikeceksin!” diyordu. Yengemin bu konuşmaları beni daha çok tahrik ediyordu. Yengem sikimi kemirircesine iyice bir yaladıktan sonra, banyo paspasının üzerine beni sırt üstü yatırdı, bacaklarını ayırıp tam sikimin üzerine oturmaya başladı. Sikimin başı yengemin amcığına girerken nefesimi tutmuş izliyordum. Sonra birden kendini bıraktı, resmen hepsini sokmuştu amına. (Yengemin İlişki konusunda müthiş yetenekli olduğunu daha sonra siktiğim kadınlarla kıyaslayınca daha iyi anladım!). Yengem amının suları aka aka sikimin üzerinde hoplamaya başladı. Ben de boş durmuyor, yengemin elime gelen heryerini okşuyordum. Ara sıra göğüslerini ağzıma alıp emiyordum…

Bir süre sonra yengem, “Bak beni ne hale getirdin haylaz!” diyerek birden kasılmaya ve işer gibi boşalmaya başladı. Yengem müthiş boşalmıştı, amından akan sular sikimden süzülerek taşaklarıma kadar akıyordu. “Beni bitirdin!” diyerek sikimin hepsi amının içinde öylece durdu ve sadece amının kaslarını kasıp bırakıyordu. İnanılmaz bir şeydi bu, yengemin amı resmen ağzının yaptıklarının aynısı yapıyordu, amı sikimi emiyor gibiydi. Az sonra yengem yine hareketlenmeye başladı, sikimin üzerinde dans eder gibiydi. “Söyle, şu anda kimi sikiyorsun? Amcanın karısını mı sikiyorsun? Yengeni mi sikiyorsun ha?” diye konuşmaları beni müthiş tahrik ediyordu. Yengem bunu anladığı için de bu tür konuşmalarına devam ediyordu, “Boşalacağın zaman içime patlayacaksın, amcanın karısının amına bırakacaksın döllerini, fakat hemen boşalma daha!” diyor, sadece sikimin kafası amına kalacak şekilde kalkıp, tekrar oturuyordu…

Sonra üzerimden tamamen kalktı. Önümde domaldı ve “Geç arkama!” dedi. Acayip sevinmiştim, “Götünden mi sikeceğim yenge?” dedim. “Hayır, onu başka zaman yaparız, sen şimdi geç arkama!” dedi. Ben de geçtim. Yengem alttan eliyle sikimi tutup amcığına yerleştirdi, belini de kırınca varya müthiş bir görüntüydü. Vücudunun üst tarafını tamamen yere yapıştırıp sadece kalçaları havada, dizlerinin üzerinde domalmış bana kendini siktiriyordu. Ben de kalçalarını ve göğüslerini okşaya okşaya amına git gel yapıyordum. Yengem bu pozisyonda bir kere daha boşaldı ve benim de boşalmam için hem git gellerime yardım ediyor, hem de, “Şimdi beni sikiyorsun, içime boşalacaksın, akşama amcan gelince de yüzüne bakacaksın, içinden ne diyeceksin?” diye inliyordu. Bu ben temelli deli etmişti, makine gibi gidip geliyordum. Yengem konuşmasına devam ediyordu, “Amcana ne diyeceksin ha? Amcacığım ben senin karını Amını götünü deldim, bak yanında oturuyor mu diyeceksin haa?” diye inlemeye başladığında dayanılmaz bir zevkle patlamaya başladım…

Ben boşalırken yengem de, “Ohhhh fışkırt içime, sula yengenin amını döllerinle!” diye çıldırıyordu. Benim boşalmam bittiği halde, yengem halen kalçalarını ileri geri oynatmaya devam ediyordu. İnanamıyordum, yengem 18 yaşındaden kasılmaya ve orgazm olarak boşalmaya başlıyordu. O halde yengemin üzerine kapaklandım ve ensesini boynunu öperek yengeme teşekkür ediyordum. Birkaç dakika sonra kalktığımızda yengem, “Bana bak, bundan sakın kimsenin haberi olmasın, yoksa bir daha beni sikmeyi bırak, külodumu bile koklayamazsın!” dedi 🙂

İleriki zamanlarda yengemin akıllara zarar fantazilerini de yerine getirdim…

534 toplam, 0 bugün

Yakalayıcı Karımı Siktirmek İstiyordum, Siktirdim

Hikayeler Ağustos 30, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Herkese Merhaba, yurtdışında Belçikada yaşayan konutlu bir çiftiz. İlişkii çok hoşlandığım için sürekli, farklı farklı sexfilmleri izlerim. Bu bende mükemmel fantaziler uyandırıyor ve çok zevk alıyorum. Fakat karım, herşeyi ile harika ve çok hoş bir kadın olmasına karşın, herhalde köyde yetişmesinden dolayı olsa gerek çok yakalayıcıdır. Vazgeçin bu cins filimleri izlemeyi, Avrupanın göbeğinde yaşadığımız halde, başörtüsüz caddeye dahi çıkmaz. Ben bu filmleri izledikçe kendimden geçiyordum, 31 sürükleyerek, karımı hep başka bir erkeğin siktiğini hayal ederek boşalıyordum. Bu cins fantazilerimi karıma nasıl anlatacağımı öğrenemediğim için de hep fantazi olarak kalıyordu. Karımla sikişirken hep onu sınıyordum. Birkaç kere karımla İlişki yaparken, karımın amını yalarken, karım bütün kıvama geldiğinde, “Şimdi benim yerime seni kalın ve uzun yaraklı bir erkeğin siktiğini düşünsene karıcığım, ne harika olur!” filan diye zarf attım. Fakat karım, ya, “Sen ne saçmalıyorsun be!” diyerek fırça attı, yada hiç yanıt vermedi… İçimde hep, acaba istiyor mu, istemiyor mu? diye şüphe kalıyordu…

Dediğim gibi, karımı hep bir başkasının siktiğini hayal ederek sikiyordum. Fantazimde karımın siken adamın yarağı çok büyük oluyordu hep. Ve karımı her pozisyonda, evire çevire sikip, döllerini karımın amına boşaltıyordu ve ben de karımın 18 yaşında sikilmiş amını yalıyordum. Nedense bu fantazi beni acaip tahrik ediyordu ve mutlu oluyordum. Günler böylece geçerken, nasıl yapmalıyım da karımı bir başkasına siktirmeliyim diye düşünüyordum. İzlediğim bir filmde Kucak dansı yapan bir erkeğin masajı yaptığı kadını siktiğinden çok tahrik olmuştum. Bundan esinlenerek kafamda bir tasarı canlandırdım. Gerçeğinde olmaz değildi, hemde çok kolay olurdu. Karar verdim, bu yoldan karımı siktirmek istiyordum. Zira karım belinden azıcık rahatsız olduğu için hekimi sürekli masaj nasihat ediyordu.

Karım birgün 18 yaşındaden, “Belim ağrıyor!” dediğinde, “Her gün belim ağrıyor diyorsun, hekim masaja git diyor, ama gitmiyorsun. Ben sana bir masör bakacam, itiraz etme, belağrısı ehemmiyetli bir rahatsızlık!” dedim. Karım çeper güç, “Tamam!” dedi. Ve ben hemen ogün başladım araştırmaya. Öyle bir yer bulmalıydım ki, ordaki masajcıya Karımı masajda tahrik et ve hoşça sik! diyebileceğim bir yer olmalıydı. Sonunda uzun araştırmalar neticeyi öyle bir yer buldum. Evvel kısa bir telefon konuşması yaptım. Resepsiyonist bir kadındı. Bana dediğine göre, böyle bir istekte bulunan ilk şahıs ben değilmişim. Daha evvelde başka erkeklerin istekleri üzerine karılarına bunu uyguladıklarını ve ciddiyetin ehemmiyetli olduğunu belirtti. Bana adreslerini vererek, gelmemi önerdi. Gittiğimde beni telefondaki o kadın karşıladı. Bu isteğimin bayağı olduğunu, ehemmiyetli olan çiftlerin mutlululuğu olduğunu söyledi ve nasıl olacağını anlattı. Usulleri çok usluca idi, “Masaja gelen kadın bekleme salonuna alındığında meşrubat ikram ediyoruz, ama bu meşrubata cinsel hevesi hat aşamaya çıkartan bir ilaç koyuyoruz ve kadın masaj esnasında tahrik oluyor, o anda İlişki arzuluyor…” diye açıkladı.

Hatta masajı yapan erkeklerin yaraklarının ayrıntısına kadar belirli olduğu üryan fotoğraflarının bulunduğu bir katalaog gösterdi bana, “Sen hoşlanıyorsun ve o erkek yapıyor!” dedi. İşin en cazip tarafı ise, şayet istersem ek bir fiyat karşılığında karımın tüm seansını saklı kamera sistemi ile bir CD ’ye kayıt edip bana veriyorlarmış. Ben fihristi azıcık araştırdıktan sonra, birisini sevdim. Yarağı mükemmel büyüktü, kabukluydu da, çarpıkça, mükemmel bir yaraktı. Buluşmayı aldım, parasını ödedim çıktım. Konuta geldiğimde karıma, “Masaj yerinden buluşma aldım, 2 gün sonra akşam saat 20:00 ’de!” dedim. Karım, “Neresi? Uzak mı?” filan diye sordu. “Azıcık uzak.” dedim.

O gün gelmişti, hiçbirşeyden haberi olmayan karımı kendi ellerimle sikileceği yere vazgeçtim ve işimin olduğunu, çıkışta kendisini alacağımı söyledim. Ordan parçaladığımda, coşkudan kalbim yerinden çıkıyordu. Karımın az sonra sikileceğini düşündükçe sikim kalkıyordu. Çok sabırsızlanıyordum, en büyük hevesim o CD ’ye bakmaktı gerçeğinde, ama CD ’yi bana bir gün sonra vereceklerdi. Karım seansa girdikten sonra nerdeyse iki saat geçti, dışarda köşe başında karımın çıkmasını bekliyordum. Bu bekleme hiç bitmeyecek sandım. Sonunda karım çıktı. Otomobile aldım karımı, karım garip duruyordu. “Ne oldu karıcığım, hasta filan mısın?” dedim. Karım, “İyi değilim!” dedi. “Ne oldu, masaj iyi gelmedi mi yoksa?” dedim. “Masaj iyi geldi de, kendimi iyi sezmiyorum, azıcık başağrısı var!” dedi. Konuta girer girmez, “Bitkinim, uyuyalım mı?” dedi. Hemen yatak odasına gittik, soyunup girdik yatağa. Karım, “İyi geceler!” diyerek hemen ardı döndü. Karıma yanaşmak istiyordum, arttan sarıldım, “Canım çok istiyor!” dedim. “Çok bitkinim, yarın yapalım!” filan dedi. Ama ben ısrar ettim, güçle boynunu filan öptüm, yaladım…

Karım isteksiz bir biçimde razı oldu. Derken elimi büyük bir heyacanla karımın amına attım, karımın sikilmiş amını sezmek istiyordum. Ve hissettim de. Sonunda en büyük fantazim ve hevesim yerine gelmiş, karım bir başkası tarafından sikilmişti. Karımın amı yumuşamış, ateş gibi yanıyordu. Parmaklarımı karımın amına soktuğuma sikildiğini sezebiliyordum. Karımın suratı kızarmaya başladı, “Işığı söndür!” diyordu. Belkide sikildiğini görmemem ve kavramam içindi bu isteği. Söndürdüm ve karımın amını yumuldum, yalamaya başladım. Karımın amının sikildiği sanki tadından da belirli oluyordu. Amının içi hali hazırda vıcık vıcık suluydu. Tarifi olanaksız bir zevkle karımın amını yarım saate kadar yaladım. Sonra sikimi soktum, çok kolay kayıyordu sikim. “Karıcığım, amın bugün mükemmel hoş geldi bana, tadı da çok tatlı, harika!” dedim. Karım da, “Üfff, başım ağrıyor. Sik işte!” dedi. Ben de yarın alacağım CD ’yi ve karımın sikildiğini izleyeceğimi düşünerek mükemmel bir zevkle Amını götünü deldim karımı…

Ertesi günü güç yaptım. Hemen gidip CD ’yi almak ve izlerken 31 sürükleyip boşalmak istiyordum. CD ’yi aldım ve konuta geldim. Karım hergün yaptığı gibi komşuya gittikten sonra, büyük bir coşkuyla CD ’yi Bilgisayara taktım. Karımın odaya girişi, kadının masaja hazırlayışını, meşrubatını içtiğini dahi kayıta almışlardı. Sonra benim fihristten seçtiğim o erkeğin karıma masaj yapması, masaj yaparken yavaş yavaş karımın bacaklarının arasına elini uzatıp, karımın külotu üzerinden amını okşaması, sonra karımın külotunu çıkartıp amını yalaması filan vardı. Karım sakin bir biçimde kendini o erkeğe vazgeçmiş, istediği her şeyi yapıyordu. Adam yarağını karımın eline veriyor, karım okşuyordu. Hatta yarağını karımın ağzına dahi veriyordu. Yaşamda benim sikimi yalamayan karım, adamın yarağını kemirircesine yalıyor, emiyordu. Ve sonunda heycanla beklediğim o an geldi, adam yarağını karımın amına sokarken ben coşkuya direnemedim ve boşaldım. Karım zevkten kendinden geçmiş, o koca yarağı köküne kadar nasıl da zevkle alıyordu. Adam dakikalarca sikti karımın amını, sonra da tüm spermlerini karımın amına boşalttı. Bunları izlerken ben birkez daha boşaldım, yaşadığım en büyük zevkti bu…

Artık karımı sikerken daha bir tutkulu sikiyorum. Karıma sordum, “Haftaya gidecekmisin masaja?” diye. “Tabi natürel, gidecem! İyi geliyor belimin sızısına!” dedi orospu! Şu anda hiç sektirmeden haftada bir kere gidiyor masaja ve sikildiğini benim öğrenmediğimi sanıyor. Ben de çaktırmadan her keresinde fihristten başka bir erkek seçiyorum karımı siktirmek için. Ertesi gün de gidip CD ’yi alıyorum ve karımı kim sikti, nasıl sikti, tüm ayrıntılarına kadar izliyorum. Karım bana söylemiyor ama çok mutlu, ben de çok mutluyum ve çok zevk alıyorum. İkimiz de tadını çıkarıyoruz. Mısırı tüm karısını siktiren, siktirmek isteyen erkeklere…

776 toplam, 2 bugün

Veresiyeci Fahri18 yaşından Borçlarını Sikerek Sildim

Hikayeler Ağustos 27, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhaba dostlar. Size Bu sex öykümü Güneydoğudan Siirt ’deri yazıyorum. Ben Siirt merkezde Bakkallıkla uyumunu sağlayan orta halli birisiyim. Hergün Bakkalıma çeşit çeşit insanlar kazanç, gider. Ama içlerinde Fahriye adında bir kadın var ki usumu başımdan alıyor. Fahriye, 40 ’lı yaşlarda, türbanlı, gayet olgun, bakımlı ve 2 çocuk annesi, esmer bir kadındır. Hergün Bakkalıma kazanç alacağını alır, veresiye defterine yazdırır giderdi. Aybaşında da kocasının emekli ücretinden öderdi. Fakat son 2 aydır ödenmeyen versiye borçları hayli birikmiş ve hep Haftaya! diye erteleniyordu.

Bir gün Bakkalda tek başıma otururken 18 yaşındaden Fahriye gelmiş, benden ekmek ve sigara isteyip, bunları da veresiye defterine yazmamı istemişti. Ben de, “Artık yazamam, hesabınız iyice kabardı!” deyince, “Kırıyormusun bu hoş kadını?” dedi. Ne olduysa o anda oldu. Fahri18 yaşından suratına azıcık eksantrik, azıcık da tebessümür bir şekilde baktım ve “Tamam bu seferlik olsun, ama başka yazmam!” dedim. “Peki yakışıklı, senin dediğin gibi olsun, iyi günler!” deyip ekmekle sigarayı alıp gitti. Fahriye Bakkalıma yakın bir yerde oturuyordu. Kocası devlet dairesinden emekli bir adamdı. Kocasının yerinde olmayı çok istemiştim.

Birkaç gün sonra esmer bomba 18 yaşındaden dükkana doğru geliyordu. Üzerinde beyaz kolsuz bir tişört, altında inceden bir etekle geldi. Ne var ne yok filan derken birden yanağıma bir öpücük kondurdu, ama ne öpücük. İliklerim kesilmişti. Niçin öptüğünü bilmek istediğimde, geçenki balışlarımı ve tebessümmemi unutamadığını, benden çok beğendiğini, kocasının kendisine parasal manevi ve cinsel olarak yetmediğini ve biriken veresiye borçlarını sildirmek için benimle sevişmek istediğini söyledi. Ben de onun bu rahat hareketlerine karşı boş kalamazdım, “İstersen beraber bişeyler yaparız!” dedim. Hiç düşünmeden kabul etti ve “Buluşma yerini sen söyle!” dedi. Peki o zaman diyerek dükkanımın altındaki ambar olarak kullandığım yeri söyledim. Akşam sekizde buluşmaya karar verdik.

O gün akşam olmak öğrenmemişti. Uyuştuğumuz saat yanaşıyordu. Bütün bütün sekiz olunca, benim keklik salına salına geliyordu. Hemen içeri emret ederek dükkanın kepenklerini indirdim. Çok ama çok sexi giyinmişti. “Aşkım naber?” diyerek yanağımdan makas aldı. Çok güzelime gitmişti bu rahat davranışları, “Zaman kaybetmeden istersen başlayalım!” dedim. “Tamam aşkım!” diyerek boynumdan bir öpücük aldı. Çok etkilenmiştim, neredeyse yere yığılacaktım. Hemen Ambara indik, ben de onun dudağının kenarından öptüm. Onun da çok güzeline gitmiş olmalı ki gözlerini kapatmıştı. Ellerim rahat durmuyor, elimi külodundan içeri sokmuş, taş gibi kalçasını dolaştırıyordum. Onunda elleri boş durmuyordu, fermuarımı açmış, sikimi çıkarmış, eline alarak sıvazlamaya koyulmuştu dahi. Kulağına sıcak soluğumu veriyor, göt deliğini parmaklamayı da umursamama etmiyordum.

Katlanacak eforum yoktu, bir an evvel esmer bombamı becermeliydim. Üstündekileri bir çırpıda çıkararak anadan doğma bir hale getirdim. Elini demir gibi olmuş yarağımdan tutarak önümde diz çöküp yarağımı yalamaya başladı. Çok hoş yapıyordu bu işi ve akıldaydı. Bunu bir çırpıda ters çevirerek yerdeki kilimin üstüne dörtayak domalttım. Kafama koymuştum, götünü sikecektim. Yarağımın başını götüne sürttüğümde sesini çıkartmamıştı, muhakkak ki o da ordan istiyordu. Yarrağımı götünün deliğini yasladım, sokmak için hayli uğraştım fakat bir cinsli girememiştim kara paketine. Tükürüklüyordum olmuyordu. En iyisi Vazelin sürmekti ve hemen Bakkaldan Vazelini kaptığım gibi indim yanına. Bolca götüne sürdüm ve yarağımı birden dipledim. Acıdan çığlık atıyor ama ben aldırış etmiyordum dahi. Git gellerim çoğalmış terden suya dönmüştüm. Bir volkan gibi içine patladım. Yarağımı sürüklediğimde döllerim göt deliğinden akıp kilime damlıyordu.

Oturup birer sigara molası verdik. O esnada benden çok beğendiğini, beni elde edemeyeceğini düşündüğünü itiraf etti. Reelinde ben de ona boş değildim ve ben de onu haylidir sikmek istediğimi itiraf ettim. Sigaralarımızı söndürmüş, yine işimize koyulmuştuk. Yarrağımı ağzına almış, yalamaya başlamıştı dahi. 18 yaşındaden bir atakta, bu sefer sırtüstü yere kilime yatırıp bacaklarını araladım ve parlak amını yalamaya koyuldum. Ben kaymak gibi amını yalarken öyle bir inliyordu ki anlatamam. Dilimle onu birkez Orgazm ettikten sonra, sudan su baskına dönen amcığına yarağımı sürtmeye başladım ve minik minik girmeye başladım. İçine tamamen girdiğimde amcığını öyle bir sıkıyordu ki, nerdeyse boşalacaktım. Amının içinde hareketsiz kalarak dudaklarına yumuldum ve öpüşmeye başladık, soluksuz vazgeçmiştim onu. Memelerini yoğuruyordum, emiyordum. O ise altımda amını sıkıp sıkıp hafifleterek yine orgazm oldu.

Artık benimde canıma yetmişti, bacaklarını omzuma alıp, yarrağımı amına sokup çıkarmaya başladım. 10 dakikaya yakın siktiken sonra git gellerim süratlendi ve foşur foşur amcığını döllerimle doldurdum. Kocasını şüphelendirmemek için hemen gitmek istedi, seri derlendik ve giyindik. Bakkaldan bölerken, Süper siktiğimi ve kocasından daha iyi olduğumu itiraf etti. O günden sonra haftada bir geliyor ve veresiye borçlarını benimle sikişerek ödüyor!

541 toplam, 0 bugün

Dostumun Kapalı Karısını Orospuya Çevirdim

Hikayeler Ağustos 19, 2021

Üvey Babam ile Her Gece İlişki Yapıyoruz

Merhabalar. Adım Nahit, 32 yaşındayım. Senelerce bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından beğenilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden mesul aşçısı, Erkan adında Lolita biriydi ve iki ay evvel 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” tasayı. Ama bir cinsli işlerimizin yoğunluğu sebebiyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim.

Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya daha önceki işverenimi ziyaret için gittim. Fabrikada benim yarıyılımdan çalışan hiç kimse kalmamış, tam personel 18 yaşındalenmiş, işveren işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane mesulü Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için bütün emin olamadım. Aynı birey akşam üzeri bütün ters yöne doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Birkaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir donakaldı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Güzel beşten sonra, “Birkaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu sokaktan nereye gidiyorsun?” diye sordum. 18 yaşında taşınmışlar, konutu sokağın sonundaki varoş semtinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş…

Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailece te görüşelim, buralarda hiç etrafımız yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı bunalıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman emredin gelin!” dedim. Akşam vaziyetten eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 senelik konutluyum ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, şayet hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım bunalıyor gerçeğinde, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan birkaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer artta başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Büromda olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok afallamıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk kez görüyordum, fakat çok süratli geçtikleri için doğru dürüst görememiştim.

Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, emretsinler gelsinler, hatta azıcık erken gelsinler kahvaltıyı da beraber yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Dürüst bir biçimde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ilave ettim, “Bu arada siz hastalanacaksınız sanırım, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif tebessümerek, “Yok, benim natürel halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayri18 yaşından deriyi çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz derili, suratı ve beden yapısı süper hoş bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum.

Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu yattırmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı sarih, hoş bir etraf, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına karşın çok güzel sohbet, azıcık çekingen ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık filan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme önerisinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Zamanımız çok hoş ve cümbüşlü geçiyor, bu arada samimiyetimiz çoğalıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana, “Nahit ağabey, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da söze girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada takviye etmediği tek emekçi yoktu, o fabrikadaki tam emekçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Ağabey ne zaman bir gidişat olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata tamamlayamıyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise makûs duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper hoş bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum.

Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği filan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de tesiriyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah kazançken minibüsle geldikleri için 18 yaşındaden minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle yollamam, sizi ben vazgeçerim!” dedim. “Ya zahmet etme.” filan dediler. Ben de, “Hem konutu da bilmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben bitkinim, sen vazgeç gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine vazgeçtim. Otomobilden inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken 18 yaşındaden tokalaştık, ama Hayri18 yaşından elleri 18 yaşındaden ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi vazgeçmeden, “Nahit ağabey her şey için çok teşekkürler, çok hoş bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, suratım kızarmıştı. “Ağabey sen bana diyorsun ama sen hastalanacaksın, suratın kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben konuta döndüm.

Eşim geceliğini giymiş uyumuş, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Azıcık sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok sevdiğini, iyi insanlar olduğunu ve konuşabileceğimizi söyledikten sonra bana mantıklı mantıklı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim suratından beni pişman etmezsin!” dedi. Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir. “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok hoş ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne ilgisi var? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok acemi, sen 18 yaşındaden de dikkat et!” dedi. “Mübalağa Etiyorsun! Dinlemedin mi, bana Ağabey diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne öğreneyim, o kadar hoş ki çekemememek elde değil!” dedi. Ben de, “Sen onu hoşsun karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az evvelki elin sıcaklığının ve konuşmalarında tesirinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu mizacına bayılıyorum senin, ne zaman usumdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu…

Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş deliler gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi şüphelerini dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa dahi dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On yıldır yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yanaşmıştım, süratle pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem dahi bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci kez boşalıyor olmanın zevkiyle, “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff deliriyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hücumla karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Soluk soluğa kalmış bir durumda üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az evvel söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana emin olmaz, izin verdiğimi filan düşünürsün!” diyerek tebessümdü.

Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir cinsli usumdan çıkmıyor, resmen tam gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı usuma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda dostumun karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, mükemmel bir kabahatlilik duygusu yaşıyordum. Bütün bir çelişki içindeydim. Bir akşam süreyi bütün dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye sokağın karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek konutlarının ters güzergahına doğru gidiyor ve sık sık arda dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arttan, “Hayriye?” dedim. Sanırım sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de azıcık gevşedi. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Ağabey sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel azıcık dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, azıcık da emrivaki bir tutumla işyerime götürdüm…

Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Ağabey ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben vazgeçerim, rahat ol, al şunu iç, serinle azıcık!” dedim. “Nahit ağabey zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak, “Seni bu saatte böyle yollamam, sonra Erkan dinlerse bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de naçar, “Peki ağabey!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, bütün karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise 18 yaşındaden gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Birkaç kez göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an suskunluk oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu kez o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak 18 yaşındaden kazık gibi olmuştu. “Ağabey ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Ben de, “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyayı konutu aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim.

Masanın altından yarağımı düzenledim, şayet anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve uysallaşmak için birkaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki belgeleri dosyaları filan derledim. Serinkanlılaşınca da, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları kalemtıraşımı söyledim. Çocuğu alırken ben azıcık utangaç davrandım, ama o çok rahattı ve yaklaştı, çocuğu sıkı yakalayabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk kez sezerken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay ağabey özür dilerim, böyle düşüneceğini öğrenemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben ivedi etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer sıradan trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak mazeretiyle onu yaklaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum…

Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzenledim ve mevzu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit ağabey, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı hoşlanırım, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla konutlu olğun için çok bahtlısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye 18 yaşındaden bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Konutluluğunuzda mesele mi yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Ağabey konutluluk olur da mesele olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir mesele mi? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre meselelerimiz var tabi, azıcık özel meseleler Nahit ağabey.” dedi.

“Bana güvenebilirsin, şayet paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü mevzusunda takviyeci olurum, ayrıca bende gizem olarak kalır, bu mevzuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit ağabey sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zati, ama güvensem de daha aşırısını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen öğrenirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Şayet çok daralır da konuşmaya lüzum dinlersen çağrı vazgeç, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam ağabey, ararım!” dedi. Bu arada suratı değişmiş, keder, utanma, çekinme ve fobi karışımı esrarengiz bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle beraber uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım konut numarasını yazmış yalnızca, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep konutta olduğum için gereksinimim olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim.

Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye otomobilden inmeden ona, “Sen makûs görünüyorsun, büyük bir meseleniz var sanırım?” diye sordum. “Yok bir şey ağabey, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın kesinlikle telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi konuttan çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, kesinlikle ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım ağabey, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan dolaysız minibüsle dönerim konuta. Ağabey çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman otomobillik bir gidişat olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan incinirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık sıradan bir şey değil!” diyerek tebessümdüm. “Ağabey benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da tebessümdü ve otomobilden indi.

Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, konuta nasıl vardım öğrenmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir sene kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu halen telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, şayet Erkan açarsa Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim deyip bir biçimde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı…

“Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle yanıt geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan konutta mı?” diye sordum. “Yok Nahit ağabey, 14:30 ’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Ağabey motorla gitmedi, servisle gitti, bayağıda servis alıyor onu, ara gizeme motorla gidiyor.” dedi. “Kavradım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir suskunluk oldu, “Boşver Nahit ağabey, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana kasvetlerini anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. 18 yaşındaden kısa bir suskunluktan sonra, “Ağabey hangi sıfatla dinleyeceksin benim meselelerimi, başka bir deyişle sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Arkadaş olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam ağabey arkadaşız, ama aile arkadaşıyız, meselelerimizle seni meşgul etmek istemem.” dedi.

“Sen öğrenirsin, ama akşam da dediğim gibi, şayet anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir gizem olarak gizlerim burada boşalmak sözcüğünü özellikle kullanmıştım, her şeyi içine atmak sıhhatine hasar verebilir, insanda bazen dışa vurma gereksinimi doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya gereksinimim var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz mümkününüz? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle kasvetimi paylaşmayı ben de isterim.” dedi. “Sen öğrenirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde yakalama. Akşam bir ara çok makûs oldun, o halin usumda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam ağabey bunu öğrenmek içimi hafifletti.” dedi.

“Seni tutmayayım, şayet işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zati.” dedi. “İyi, benim de canım bunalıyordu, mahzuru yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Mahzuru yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok hoş şeyler aldık.” dedi. “Senin hoş şeylere lüzumun yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… Azıcık suskunluk oldu Hem benim neden hoş şeylere gereksinimim olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zati çok güzelsin, extra hoş bir şeye lüzumun yok!” dedim. 18 yaşındaden kısa bir suskunluk deri sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu dinlemek çok hoş!” dedi. Hayri18 yaşından bu lafları bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en hoş kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Mübalağa Etmiyorum!” dedim. “Nerem hoş ki?” diye sordu. “Suratından başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük…

“Beni hoş bulmana sevindim Nahit ağabey!” dedi. “Meseleniz bu mu yoksa, Erkan seni hoş bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da hoş olduğumu söyler ara gizeme.” dedi. “Hmmm, yakalatamadım!” dedim. “Ağabey sonunda konuşturacaksın beni, bizim meselemiz sağlık meseleyi!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık sıradan değil diye.” dedim. “Yok ağabey, mesele Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen rehabilitasyon ettirelim, ağır bir hastalığı filan mı var? Hekime gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zati mesele de bu! Hekime gitmemesi!” dedi. “Nasıl başka bir deyişle? Niçin gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez ağabey! Utanıyor!” dedi. “Yahu sıhhatin utanması mı olur, bu nasıl bir anlayış, hekime gidilmez mi, nesi var bunun? Tüberküloz mu? Kanser mi?” diye sordum. “Yok ağabey, öyle bir şey değil, erkekliği ile alakalı…” dedi.

İşte tuzağıma düşmüştü. Azıcık suskunluk oldu. “Hmmm, sanırım kavrıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, şayet rehabilitasyonu olan bir rahatsızlıksa gitmeli hekime!” dedim. “Ağabey özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, azıcık sarih konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp filan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir mesele?” dedim. “Ağabey Erkanın erken boşalma meseleyi var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika dahi sürmeden! Bir kezinde içine dahi giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Gerçeğinde gerdeği de o gün yapmış olduk, başka bir deyişle düğünden 2 ay sonra! Ara gizeme söylüyorum hekime gidelim diye, hekime gideceğimize beni öldür diyor.” dedi.

“Hmmm, gidişat baya korkunçmuş, senin ismine nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit ağabey bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level ’e geçtiğimizin göstergesiydi bu sual. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan yakala da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayri18 yaşından afallamışlığını telefondan dahi sezebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu ağabey? Okadar zaman yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Zamanımız kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat zamanımız bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, farklı Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kere Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. Öğrenerek bu sözcükleri seçmiştim!.

Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Ağabey anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur gerçeğinde, fakat azıcık sarih saçık olur, mahzuru var mı?” dedim. “Yoo, mahzuru yok, istediğin gibi anlat ağabey!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden evvel, başka bir deyişle sikişmeden evvel, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en hoş misal. 69 ’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü uyuyorum, sen de benim üzerime ters uyuyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Azıcıktan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası Abaza Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik ayrıl amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! filan diyorsun!” dedim…

Hayriye belliki bu kadar da sarih beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda süratli süratli soluk alışını dinleyebiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye sessizlikten sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level ’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda İlişkie dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, coşkuyla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, başka bir deyişle amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı süratli süratli emiyor, aynı zamanda amını suratıma bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım!

Ertesi gün 18 yaşındaden aynı zamanda aradım. Hemen açtı 18 yaşındaden telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün kusur ettim sanırım, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, laf birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Şayet dünkü bir hataysa, bu yalnızca senin kusurun değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok esrarengiz oldum, ondan kapattım telefonu! İlk kez kendimi reel bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç coşku kalmaz!” dedi. Hayriye bütün istediğim kıvama gelmişti, azıcık daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de öğreniyorsun, en iyisi burda tamamlayalım bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Şayet dilenmemi istiyorsan dilenirim! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya dahi hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, ayrıl!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon İlişkiine devam ettik…

Takribî bir hafta süresince hergün telefonda İlişki yaptıktan sonra, dostumun o kapalı ve çekingen karısı Hayriye, artık bütün bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır suratını görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam konutta, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, deliriyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman yaradanım o ne hoşluk! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını emin eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimi yakaladı. Koltukta oturuyordu, kendime doğru sürükleyerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım…

Deliler gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elini yakaladım, arkadaki minik odada Kanepe vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o tehlikeyi alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Kanepeye yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu konutta vazgeçip sabahın âmâsında karından yemek tarifi almak gibi sudan mazeretle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda mesele yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim…

Hayriye saçlarımdan yakalayıp beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın filan kazanç, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zati akşamdan beri kazık durumda, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayri18 yaşından amına alt yukarıya sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında sezince, Hayri18 yaşından gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi Manitam, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zati Erkan içine girdi bir kez dahi git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster yeteneğini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne sürüklüyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Kavradın mı şimdi elimdeki ateşin nedenini?” dedi.

Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Çeper güç yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki soluk almıyordu. Azıcık bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç Manitam!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, soluklarımız birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi usulca geri çektim, tekerrür yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası hoşluk altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat ivedi etmeliydim, zamanımız çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Manitamsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum…

Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik dostunun karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir zaman pompaladım ve Hayriye epilepsi hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık derlendik. Pancurları ve kapıyı açtım hem sokağa bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden kazancım aşkım. Saat bütün 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti.

Coşkuyla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken cadde kapısının sarih olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak cadde lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Usulca çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu dahi. Ben de onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle anladı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, zamanımız çok nasıl olsa!” dedi.

Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında alt yukarıya dolaştırmaya başladım. Hayriye delirmişti, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye dileniyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki agresif bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin soluk alıyordu. Ben yarağımı amından usulca geri sürükleyip, çok sert bir biçimde tekerrür yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, minik ısırıklar konduruyordu. Ben süratlenmiştim, kısık kısık soluk alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik ayrıl amımı koca yaraklım, sikeme18 yaşından amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım…

Hayriye amının adalelerini sıkarak sanki yarağımı vazgeçmemecesine eziyordu. Amcığı hafifleyeceğine sanki dahada bunalıyor, daralıyordu. Susmak öğrenmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne hoş sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı yakalatırdın!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zati tapıyor sana!” dedi. Bunları dinleyince kavradım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası hudutsuzmuş, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan mükemmel zevk alıyordu. Hemen ben de buna takviye etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim.

“Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat dostunu, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen bütün bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi bedenine, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta güçle sikerdim seni, hain Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, güçle, haykırdıra haykırdıra, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları sokaklara sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu dostuna neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zati verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim.

“Götümü de verecem, bakire el dokunmamış götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu hoş!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat evvel şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, dostunun altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekerrür kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise süratimi daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için sabrediyordum…

Takribî 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kere boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi süratlendim, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama evvel şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, dostunun sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, vazgeç kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu laflar üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Sanki kısa bir baygınlık geçirdi…

O gece Hayriyeyi kerelerce Amını götünü deldim anal de Amını götünü deldim! ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk kazançsa orasından delice Amını götünü deldim. Şimdi benden hamile kalınca kocadene her şeyi anlatmış, kocası evvel kızmış, ama sonra naçar olduğu için kabullenmiş…

541 toplam, 0 bugün

Page 2 of 2 1 2

mozaka.com maltepe escort ataşehir escort kadıköy escort bostancı escort istanbulescorttu.com anadolu yakası escort şerifali escort atasehirescortlari.com ataşehir escort pendikescortkizlar.net pendik escort kurtköy escort kartal escort bostancı escort kadıköy escort ümraniye escort ataşehir escort escort bayan ankara escort maltepe escort pendik escort ümraniye escort izmit escort ümraniye escort escort bayan