Maltepe Escort, Kartal Escort, Pendik Escort

Uzmanlar erkeklere hemen hemen her gün İlişki yapmayı öneriyor. İlişki yapan erkeklerin sperm niteliği, 3-7 gün süresince İlişki yapmayan erkeklere oranla yüzde 30 daha yüksekmiş.

Avustralya da yapılan bir araştırmaya göre, her gün İlişki yapan erkeklerin sperm niteliği, 3-7 gün süresince İlişki yapmayan erkeklere oranla yüzde 30 daha yüksek.

İlişkiE ARA VERMEK NİTELİĞİ YÜKSELTMEZ

Araştırmayı yürüten hekim David Greening, bir hayli şahsın İlişkie ara vermenin sperm niteliğini yükselttiğine inandığını, ancak bunun yanlış bir düşünce olduğunu söyledi.

Sperm bedende kaldıkça Deoksirübo Nükleik Asit yapısının hasar gördüğünü belirten Greening, bu bozuklukların spermin yumurtayı dölleme ihtimalini de eksilttiğini ve düşük yapma tehlikesini artıırdığını ifade etti. Greening, erkeklere 2-3 günde bir cinsel etkinlikte bulunmalarını önerdi.

Amerikalı bir uzman, İlişkiüel temas olmasa dahi, karşı türle yakın arkadaşlık ilişkilerinin ‘duygusal kandırma’, hatta ‘zina’ olduğunu korunuyor.

Buna göre, konutlu olmanıza rağmen, karşıt türden bir bireyle özel hayatınıza ait gizemlerinizi paylaşıyorsanız ya da işten sonra bir iki bardak alkol eşliğinde sohbet ediyorsanız ‘duygusal hıyanet’ içindesiniz.

Terapist ve yazar M. Gary Neuman, kaleme aldığı ‘Emotional InfidVipy: How to Affair Proof Your Marriage and 10 Other Secrets to a Great Relationship’ başka bir deyişle isimli kitabında bu yargıya varıyor. Neuman, çok sarihçe ‘Hem işyerinde yakın arkadaşlık ilişkisi, hem de iyi bir konutluluk olası değil’ diyor. Gary Neuman, İlişki olmasa dahi, konutluluk dışındaki kadın-erkek ilişkilerini ‘zina’ diye niteliyor. Neuman’ın görüşleri ‘fazla’ bulunurken, yazarı şiddetle tenkit etenler dahi temel tezinin doğruluğunu dikkat topluyorlar. Buna göre, karşıt türler arasındaki yakın arkadaşlıklar konutluluk hayatına hasar verme potansiyeline sahip. Vefasızlık mevzusunda uzman olan Shirley Glass, işyeri dostluklarının endişelendirici olduğunu belirterek ‘Bir Hayli aşk ilişkisi böyle başlar’ diye belirtiyor.

Uzmanlar, cinsel meselelerin ortaya çıkmasında, psikolojik etmenlerin ehemmiyetli miktarda rol oynadığını söylüyor. Şifalı nebatlar, stres sebebiyle cinsel gönülsüzlük yaşayanların imdadına yetişiyor.
Nebat çayları: Bedendeki akışkanların akışını süratlendiren nebat çayları içilince, kan dolaşımı süratlenir, isteklerde ve coşkularda çoğalış olur. Enerji seviyesini de yükselten nebat çayları İlişki hayatını canlandırır.

Ginseng: Binlerce senelerdir Çin’de ilaç üretiminde kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken ihtiyarlama sürecini yavaşlatır ve göz arkasını edilemeyecek eforlar verir.

Rezene: Öğrenilen en daha önceki afrodizyaklardan olan rezeneden her gün bir parça alınması cinsel eforu artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılarak içilebilir.

Lavanta: Salata ve yemek soslarına konan birkaç damla lavanta, İlişki hayatını kuvvetlendirir.

Karanfil tanesi: Natürel afrodizyakların en güçlülerinden biri olan karanfil tanesi, bitkinliğe de iyi kazanç.

Haşhaş Tohumu: Cinsel performansı artırır.

Polen: Son senelerde afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, muhakkak miktarda testosteron ve öteki cinsiyet hormonları bulunuyor. Ayrıca içerisinde bir hayli vitamin mineral ve amino asit bulunur.

Zencefil: Asırlardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan alkollerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar. Kanı sulandıran ilaç kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, fazla harcandığında da bağırsakları rahatsız eder. Yemeklerde bahart olarak kullanılabilir. Balla karıştırılıp yenebilir. Bir hafta veya 10 gün kadar kullanılmalıdır.

Tarçın: İştah açıcıdır. Asapsal rahatlık veren bir kokusu vardır. Gaz söktürücü ve antiseptik özellikleri vardır. Afrodizyak olarak da kullanılabilir. Kışın içilen nebat çaylarına konulabilir. Tarçın yağı güzel kokusundan dolayı masaj yağı olarak da kullanılabilir.

Hardal: Cinsel bezlerin işleyişini süratlendirir.

Yasemin: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, tesirli bir uyarıcıdır.

Süsen: Süsen kökü tozu, her iki tür için de güçlü bir afrodizyaktır.

Meyan Kökü: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırılınca bayanlar için çok tesirli bir afrodizyak haline kazanç.

Vanilya: Merkezi asap sistemine tesir ederek kokusuyla uyarıcı tesir yaratır.

Roka: Bolca demir ve C vitamini kapsayan roka, eritrositler için iyidir. Ayrıca, cinsel eforu de artırır.

Maydanoz: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel hayata da lezzet katar.

Kekik: Güçlü tesirleri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.

Arı Sütü: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün tesirleri, kısa zamanda seziliyor.

Bir kurt sürüsü düşleyin. Bu kurt sürüsünde bolca dişi kurt varken bir tek erkek kurt var olsun. Ve bu erkek kurt tüm dişileri dölleme zorunda kalsın. Erkek kurt kısa zamanda menisini dişi kurda aktarıp sürünün devamını sağlamak için cinsel ilişkiyi çok kısa yakalamak zorundadır. Bu sebeple erken boşalma tabiatta bir avantajken insanda cinsel hayatında ise bir dezavantajdır.

ERKEN BOŞALMANIN TANIMI

Cinsel hevesleri sıradan olan erkeğin isteğinden evvel boşalmasına veya boşalmanın penisin vajinaya girmesinden 3.5-4 dakikadan daha kısa bir zamanda olmasına Erken Boşalma başka bir deyişle Premature Ejaculation denir. Erken boşalan şahıs genellikle “o an geldiğinde kendini yakalayamadığını” söyler. Bu sebeple erken boşalma reelde bir cinsel geçimsizliktir. Zira cinsel ilişkide en ehemmiyetli şey geçimdir ve çözümü de basittir. Zira kime veya neye göre erken boşaldığınız değişecektir. Bayanlar genellikle 10-15 dakikadan evvel orgazm olamazlar. Sıradan ilişki süresi penis vajinada iken 5 dakika ve üstüdür. İdeali ise 5 ila 15 dakika arasıdır.

ERKEN BOŞALMANIN DERECELENDİRİLMESİ

Yapılan çalışmalar, istatistikler ve ortalamalar alınarak çıkarılan derecelendirmeye göre; penis vajina ya girmeden evvel boşalma olursa “İleri Derecede Erken Boşalma”, penis vajina da iken 1 dakika veya daha altı zamanda boşalma “Orta Derece Erken Boşalma”, penis vajinada iken 1 ila 5 dakika arası boşalma “Erken Boşalma” olarak kabul edilebilir.

ERKEN BOŞALMANIN GÖRÜLME SIKLIĞI

Erkeklerin cinsel meseleleri arasında en yaygın olanı erken boşalmadır. 25 yaşın altındaki Lolita erkeklerin üçte bcerahatte ve 40 yaşın üzerindekilerin % 10 unda görüldüğü sanılmaktadır.

ERKEN BOŞALMANIN TEMEL BELİRTİLERİ

-Hakimiyetsiz bir biçimde boşalma,

-Cinsel tatminde eksilme,

-Kabahatlilik,

-Utanç dinleme,

-Kendinden nefret etme,

-Hayal kırıklığı hissi,

-Zamanla alana gelen cinsel gönülsüzlük,

-İlk boşalmadan sonra ikinci cinsel birleşme için ısrarcı olma vb.

ERKEN BOŞALMANIN SEBEPLERİ

Çoğu erkek soluk soluğa bir telaşla cinsel zevkin peşinden koşarken boşalmanın hakimiyet edilmesi, durdurulması veya sabitlenmesini başaramaz. Bedenini partneriyle geçim içinde hareket ettiremeyen erkekte şimdiye yoğunlaşmak, o anı duyumsamak imkânsızlaşır ve cinsel birleşmenin ansızın son bulacağı kaygısı olur. Bu sebeple her cinsel mesele gibi erken boşalmada bu evhamdan ya da bir rahatsızlıktan kaynaklanır. Ama reel mesele erkeğin cinsel işlevlerinde değil, cinsel işlevlerini nasıl yerine getirmesi mevzusundaki düşüncelerindedir. Zira usunu düşüncelerden temizletemeyen, özgür ve natürel bir biçimde cinselliği yaşayamayan erkek sıkıntılılık duygusundan uzaklaşamaz ve boşalma mevzusunda mesele yaşar. Kısaca erken boşalmanın başlıca sebepleri şu biçimde sıralanabilir:

-Lolitalik çağlarında uygunsuz etraflarda yapılan mastürbasyonlar,

-Cinsel mitler başka bir deyişle hurafeler,

-Cinsel ilişki mevzusunda tecrübesizlik,

-Bitkinlik, sıkkınlık, asabilik ve sıkıntılılık,

-Cinsellikle alakalı hakikatçi olmayan beklentiler,

-Cinsel uyarım noksanlığı,

-Zorunlu şartların sağlanamaması,

-Sertleşmiş penise verilen orantısız ehemmiyet,

-Cinsel açıdan baskı altında yetişme,

-Fazla cinsel isteğin verdiği gerginlik,

-Günah operasyona veya kabahatlilik duygusu,

-Hastalık kapma fobisi,

-Partnerin anlaşılamayan fobisi veya yalanlaması,

-Gebe bırakma fobisi,

-Kastrasyon anksiyetesi,

-Partnerin hayal kırıklığı fobisi,

-Vajinanın aşılamama fobisi,

-Bayana karşı gönülsüzlük,

-Partnerle çatışma,

-Başkaları tarafından mahrem yerlerinin keşfedilme fobisi,

-Partnere fazla alaka, bağlılık ve sevgi,

-Para karşılığı kurulan ilişkiler veya genelev alışkanlığı,

-Cinsel geçimsizlik,

-Bilinçaltında uyuyan cinsel ilişki ile alakalı negatif düşünceler,

-Prostatit, üretrit vb. hastalıklar,

-Penil hipersensitivite,

-T12-L1 seviyesindeki nörolojik yaralanmalar,

-Narkotik veya antipsikotik rehabilitasyonun aniden kesilmesi vb.

ERKEKLERİN BOŞALMASINI HIZLANDIRAN NEDENLER

-Lolita olmak,

-Romantik, içgüdüleri cılız ve anlamıyla hareket eden erkekler,

-Heyecanlanmak,

-Uzun süren cinsel diyetler sonrası kurulan cinsel ilişkiler,

-Partnerinin daha istekli olması,

-18 yaşında evlenmiş veya hiç cinsel ilişkide bulunmamış olmak,

-Cinsel ilişki yoğunluğunun eksilmesi,

-Cinsel birleşme esnasındaki gidip gelmelerin süratlenmesi,

-Endişeli ve asaplı ruh hali,

-Fazla istekli olmak veya fazla cinsel isteğin verdiği gerginlik,

-Konuta günün stresinden bunalmış, bitkin ve külfetli bir halde gelmek,

-Performans anksiyetesi başka bir deyişle başarısızlık fobisi,

-Partner olarak seçilmiş kadının cinsel gönülsüzlüğü,

-Cinsel zevke önemsemeyen bayanlarla, hayat bayanlarıyla veya tutulma fobisi olan bir etrafta kız dostlarla yaşanan erken cinsel tecrübeler,

-Kesintisiz alışılmış partnerle değil de ek olarak başka bir partnerle ilişkiye girme,

-Meseleli veya bozuk giden konutluluklar,

-Sertleşme bozukluğu olacağı evhamı vb.

ERKEN BOŞALMA ve MASTÜRBASYON

Mastürbasyon yapılması boşalma zamanında tesirli bir unsurdur. Lolitalik çağlarında uygunsuz etraflarda yapılan mastürbasyonlar erken boşalmaya yol açar. Mastürbasyon erkekleri erken boşalmaya programlar ve alışkanlık yapar. Bu bağlamda erken boşalma, yanlış bilinmiş bir davranıştır. Zira erkekler ergenlik yarıyılında hormonlarının tesiriyle fazla istekli olurlar. Ayıp, yasak, günah düşünceleriyle kafaları karmaşık bir biçimde genellikle banyo, tuvalet vb. uygunsuz etraflarda, baskı altında her an tutulma fobisiyle mastürbasyon yapmaya çalışırlar. Emel bir an evvel bu baskıdan kurtulmaktır. Bu da erkeklerin biyolojik saatini erken boşalmaya programlar. Cinsel ilişkiye başladıktan sonra da bu makûs alışkanlık devam eder ve tek emel bir an evvel sonlandırmak olur.

Erken boşalmanın rehabilitasyonu için cinsel terapi sırasında ironik olarak boşalma vaktini uzatmak için erkeklere mastürbasyon egzersizleri öneriyoruz. Başka Bir Deyişle durma, geciktirme ve tekerrür durmanın bilindiği çalışmalarda yanlış bilinmiş davranış doğru bir biçimde yine öğretilmeye çalışılır.

ERKEN BOŞALMA ve SÜNNET

Sünnet mevzusunda bilim adamları fikir ayrılığına düşmüştür. Bu mevzuda iki varsayım vardır. Bunlar:

1-Sünnet boşalmayı çabuklaştırır. Zira, sünnet olan erkeklerde penis sarihtedir. Bu sebeple penis soğuk bir odadan sıcak bir odaya girmiş gibi olur. Bu da fazla uyarılmayı çoğaldıran sebeptir. Oysa sünnetsiz erkeklerde penis başı kapalı bir kolide duruyor gibi sünnet teninin içindedir. Cinsel birleşme olduğunda penis bir paketten çıkıp başka bir pakete girer. Tıpkı bir odadan çıkıp başka bir odaya girmek gibi. Ayrıca sünnet sırasında penis ucundaki çok ince asaplar da kesilebiliyor. Kesilen asap uçlarında nodül oluşabiliyor. Bunlar da 18 yaşındaden duyarlılığı artırır. Bu sebeplerle sünnet boşalmayı çabuklaştırır.

2-Sünnet boşalmayı geciktirir. Zira, sünnet olan erkeklerde penis sarihtedir. Bu sebeple penis başının duyarlılığı eksilir. Oysa sünnetsiz erkeklerde penis başı kapalı bir kolide duruyor gibi sünnet teninin içindedir. Bu sebeple penis başının duyarlılığı çoktur. Sünnet sırasında penis başında yumuşak sırtların frenar byeminleri insan bedenindeki en fazla zevk yaratan bölgedir. Bu yoğun olarak asap ve damarlarla beslenen bölgenin kaybedilmesi, geri kalan penisin hassasiyetini sıradan bir ten tabakasınınkine indirir. Sünnet teninde muhtelif tipte, yavaş hareketleri, sıcaklıklardaki düşük oynamaları ve yüzeydeki ince değişiklikleri hissedebilen, 10 bin ile 20 bin arasında özelleşmiş erotojenik asap uçları kaybedildiği için penisin hassasiyeti eksilir. Ayrıca penis glansının alt kısmında, “V” biçimli, ağ-görünümlü, Frenulum ismi verilen ve çok duyarlı bir bölgesi, sünnet sırasında genelde üst-ten ile birlikte kesilir veya hasar görerek işlev göremez hale kazanç. Bu sebeplerle sünnet boşalmayı geciktirir.

ERKEN BOŞALMA ve İKTİDARSIZLIK

Erken boşalmasını engellemek için muhtelif yöntemler uygulayan erkek, evvelleri başarılı olamayınca hayal kırıklığına uğrar, panik yaşar. Hatta bu hayal kırıklıkları giderek bir sertleşme meseleyi halini de alabilir. Başka Bir Deyişle erken boşalma iktidarsızlık yapar. Aynı biçimde iktidarsız erkeklerde kendine güven duygusunda eksilme olduğu için zamanla erken boşalma meseleyi de baş gösterebilir. Başka Bir Deyişle iktidarsızlıkta erken boşalma yapar.

ERKEN BOŞALAN ERKEKLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ

-Süratli yemek yerler,

-Süratli araba kullanırlar,

-Her mevzuda çabukçu davranırlar,

-Çabuk hiddetlenirler,

-Hakimiyetsiz davranışları vardır,

-Ya çok çabuk güvenirler ya da güven dinlemede zorlanırlar,

-Endişeli ruh halleri vardır,

-Çocukluklarında babalarıyla meseleleri vardır,

-Çocukluklarında yataklarını ıslatmışlardır,

-Genellikle eğitim seviyeleri yüksektir,

-A tipi karakter yapısına sahiptirler. Başka Bir Deyişle rekabetçi, sosyal alanda ve işinde hırslı, dakik, güçlü ve etkileyici, sabırsız, aynı anda birkaç iş yapmayı seven, insanlara ve hadiselere çabuk hiddetlenen, onaylanmayı bilave eden, meseleli bir dinlenme stili olan, her zaman telaşlı, konut ve iş dışında çok az alaka alanı olan, duygularını gizleyen, kendini ve başkalarını işlerini bitirmeye zorlayan vb. özellikleri vardır.

ERKEN BOŞALMANIN TANISI

Hastanın şikayetlerine ve anlattıklarına dayanılarak konur. Psikolojik rastgele bir etmen tespit etilememişse fiziksel tetkik zorunlu olabilir. Bazı laboratuar muayeneleri gerekebilir.

Cinsel Terapist Dr.Helen Singer KAPLAN’ın “Fotoğraflı Cinsel Rehabilitasyon Rehberi” isimli kitabının ikinci baskısında vajinismusun tanısı ve sebepleri mevzusunda şunları yazmıştır: “Erken boşalma başka bir deyişle noksan boşalma hakimiyeti; cinsellik terapistlerinin gözde işlev bozukluğudur. Zira çok görülmesi ve meseleli olmasına rağmen, birçok vaziyette cinsel rehabilitasyon ile rehabilitasyon edilmesi son derece basittir. Değişik rehabilitasyon biçimlerine karşı mukavemetlidir.

Erken boşalan hasta o kadar süratli orgazm olur ki genellikle sevişme her iki partner için hayal kırıklığı yaratır. Erken boşalmanın özü, boşalma refleksi üzerinde yeterli gönüllü hakimiyet olmamasıdır. Bazı refleksler istemli hakimiyete tabiyken bazıları değildir. Erkeklerdeki ereksiyon ve bayanlardaki vazokonjesyon istemli hakimiyet altına alınamaz. Boşalma ve orgazm alınabilir. Sıradan şahıs orgazmı geciktirebilir ve istediği anda “serbest bırakabilir”. Erken boşalan şahıs bunu yapamaz. Kritik bir coşku seviyesine eriştiğinde, refleks olarak boşalır.

Erken boşalan bireyin boşalma mevzusunda hakimiyet sahibi olmayı bilmemesinin sebebinin orgazm evvelindeki hislerden haberdar olmaması yolunda bir tahminim var. Bunun sebebi muhtemelen bu anda, kendisini hadiseden ayıran bir anksiyete yaşamasıdır. İdrara çıkma veya defekasyon gibi bir reflekse yol açan hislerin bilinçli olarak idrak edilmesi, istemli hakimiyetin bilinmesinde bir ön koşuldur. ”

Anekdot: Yazının ikinci bvefatı ‘Erken Boşalma – Rehabilitasyon Yöntem ve Teknikleri’ adıyla yayınlanmıştır.

Dr. Cem KEÇE
Muayenehane Telefon & Fax
0 312 213 01 32
0 312 213 01 33
0 312 335 40 44 / 113
0.555.274 41 97
Muayenehane Adresi
Emek 8. Sokak No:77/1 EMEK – Maltepe – ANKARA

Eşine cinsel isteğini ifade edemeyen bayanlar, makûs olarak mühürlenme evhamı taşıyor.

Uzmanlar, cinsel partnerinize kendinizi ifade edip, temennilerini mesele diyorlar.

Uzmanlar, eşler arasında yaşanan cinsel geçimsizlik ya da cinsel tatminsizliğin ehemmiyetli sebeplerinden birinin de Faişeler arasındaki bağlantı beceriksizliği olduğunu vurguladı. “Gerçekten bana alaka gösterseydin, benim neden hoşlandığımı öğrenirdin” anlamının yanlış olduğunu korunan uzmanlar, istenen ya da seçim edilen ilişkinin eşler arasında konuşulmamasının, cinsel faallikte tatminsizliğe yol açtığını ve bu vaziyetin senelerce devam ettiğini belirttiler.

Uzmanlar “Bazı doktorlar tarafından ‘düşünce okunması’ olarak adlandırılan bu stil bir bağlantı meseleyi, bir hayli çiftin yaşamlarının öbür anlarında geliştirdikleri bir alışkanlıktır. Yaralanmaktan ya da öbür şahsın benliğini yaralamaktan korkan her fert, partnerinin ne istediğine kendisi karar vermeye çalışır. Bu surattan da sanmalarla yürüyen ilişkilerde, eşler hep karşı tarafın kendisini kavramasını bekler. Neticede de ileşitim bozukluğu yaşanır” biçiminde konuştular.

ÇÖZÜM

Meseleyi halletmenin en iyi yolunun, temennileri ifade edip, karşıdaki insanların temennilerini sormaktan geçtiğine işaret eden uzmanlar, bayağı hayatta da geçerli olan bu vaziyetin, cinselliğin daha iyi yaşanmasında tesirli olacağını belirtti.

Cinsel isteğini eşine ifade edemeyen bayanların, isteğini kocasına söyleyen kadının makûs olarak mühürleneceği endişesini taşıdığını kaydolan uzmanlar, “Bu da eşler arasındaki cinsel irtibatı bozmakta ve cinsel istek bozukluğundan tutun uyarılma ve orgazm bozukluklarına kadar bir hayli vaziyetin karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Çözüm ise anlaşılmayı beklemek yerine kendinizi ifade etkeniz, karşıdakini kavramaya çalışmak yerine sormaktan geçiyor görüşlerinde birleştiler.

Kadın ve erkekte, cinsel istek kaybı, benzer meselelerdir. Cinsel istekler mevzusunda iki kuram öne sürülmektedir. Biltihapçı kurama göre bireylerin cinsel istek seviyeleri birbirinden değişiktir ve bu değişiklikler doğuştan kazanılmış özelliklerdir. Bu sebeple bazılarının cinsel istek veya kapasiteleri çok yüksek iken, bazıları yaşam boyunca çok az cinsel alaka gösterebilirler. Bu vaziyet, bir miktarda bireyler arasındaki brey uzun1uğu veya göz rengi değişikliklerine benzetilebilir.

İkinci kurama göre ise, yaşam hadiseleri veya eğitim ile menedilmediği, bastırı1madığı veya saptırı1madığı sürece cinsel güdü herkes için çok ehemmiyetli bir itici efordur. Muayenehane tecrübeler ikinci kuramı desteklememize neden olmaktadır. Cinsel istek eksilmesi meseleleri olan hastaların genellikle bu kaybı açıklayacak çok rakamda sebepleri vardır.

Cinsel istek kaybı, isteğin eksilmesi, ihtar neticeyi cinsel tepki a1ındığı halde istek olmaması, ihtar sonunda da cinsel tepki olmaması veya nefret biçiminde ortaya çıkabilir. Nefret, cinsel ilişkide bulunamayacak kadar negatif duyguların mevcut olması anlamına kazanç. Bu, genel olarak her türlü cinsel etkinliğe karşı o1abildiği gibi yalnızca belli bir düşünce, inanç veya tavır biçimine karşı da geliştirilebilir misalin, oral İlişki gibi. Genel olarak insanlar mükâfatlandırıcı bir tutumu yineleme meylindedirler cinsel veya başka cins bir etkinlik. Tersine, belli bir tavır anksieteye neden oluyorsa, sakınmaya çalışılır, dolayısıyla nefret ortaya çıkar. Cinsel istek kaybı olan insanlarda, çocuk1uk yarıyılındaki menedici eğitim ve başarısızlık beklentisi, utanç, acı veya noksanlık fobisi, asıl menetmeler veya acı deneyler kadar önemlidir.

İstek kaybının aksine, eşler arasında cinsel isteklerin değişik seviyelerde olması, sık tesadüfülen fakat daha az ciddi bir meseledir. Bir ilişki disfonksiyonel hale geldiğinde, sıklıkla eşlerden bkocaman, ötekisinden çok daha fazla cinsel yakınlık ister. Bu abartılmış değişiklikler, eşler öbür meselelerini çözüp tekerrür bağlantı kurabildiklerinde ortadan kalkar.

Cinsel istek kaybı, çok rakamda İlişkiüel disfonksiyonun seyri sırasında ortaya çıkabilir.

Organik hastalıklar erkeklerde olduğu gibi, kadınlarda da cinsel tepkileri negatif istikamette tesirler, fakat genellikle kadınlarda cinsel tepki üzerine tesirleri, erkeklerden daha azdır. 18 yaşındaden de, diyabetik kadınların % 50 sinin sonunda anorgazmik o1acağı bilinmektedir.

Estrojen eksik1iğine bağlı ikincil vajinal atrofi cerrahi sonrası veya menopoz sonrası, sızılı ilişkiye neden olur. Şayet atrofi çok ilerlemişse krem veya hap biçimindeki estrojenle rehabilitasyonu çok başarılı netice verir. Organik pelvik veya genital hastalıklar da sızılı ilişkiye ve giderek cinsel istek kaybına neden olabilirler.

Doğum hakimiyet hapı kullanan bazı kadınlarda da istek kaybı görülürse de, bu vaziyet daha ziyade psikolojik sebeplerden kaynaklanmaktadır bunalım, yeis, bastırılmış hiddet, histerik karakter, vb. gibi.

Kronik yorgun1uğun kadının cinsel tepkileri üzerindeki tesirleri sıklıkla göz arkasını edilir. Jinekologlara göre, yuvaya gidemeyecek kadar ufak çocuğu olan her kadında, bu tip meselelerle karşılaşıldığında kronik bitkinliği akla getirmek gerekir. Klinisyenlerin, kadınlarda fiziksel yakınma veya İlişkiüel işlev bozuklukları ile uğraşırken, kronik yorgun1uğun da bir neden olabileceğini unutmamaları gerekir.

Genel olarak, doğum, operasyon, kanser, devamlı perhiz yapma, fazla kilo kaybı gibi beden mukavemetini düşüren hastalık ve vaziyetlerde geçici veya devamlı olarak cinsel istek kaybı görülebilir.

Cinsel işlev bozukluğuna neden olan veya cinsel işlev bozukluğu biçiminde ortaya çıkan öbür meseleler.

A- Madde Bağımlılığı

   1- Alkolizm

   2- Öbür Madde Bağımlılıkları

B- Karakter Yapısı

   1- Obsesif/Kompulsif Karakter

   2- Histerik Karakter

   3- Pasif/Bağımlı Kíşilik

   4- Pasif/Dargın Karakter

C- Fiziksel Meseleler

   1- Fiziksel Hastalìklar, nörolojik bozukluklar, damarsal bozukluklar.

   2- Menopozal Semptomlar, vajinal kuruluk, östrojen yetmezliği

   3- Doğum Hakimiyet Hapları

   4- İlaçlar

   5- İnfertilite, özellikle giderekilmiş ilişki

D- Duygusal Etmenler ve Stres

   1- Bastırılmış hiddet

   2- Yeis-Yadsıma, kabahatlilik duygusu, bunalım veya hiddet

   3- Bunalım

   4- Gebelik Fobisi

   5- Bireyler Arasında İhtilaf

   6- Bedensel Görüntü Meseleleri

   7- Psikozlar

   8- Kronik bitkinlik

      a- Çok Fazla ve Uzun Vakit Çalışma

      b- Ufak Çocuk Bakımı

   9- Orta,Yaş Krizi

E- Karşılanmayan Cinsel Bedeller

——————————–

Kaynak : Kontraseptif Usuller

ABDnde boşanmaların çoğalması üzerine, uzmanlar evlenecek çiftleri nikah defterini imza atmadan evvel dikkat etmeleri gereken hususlar mevzusunda uyardılar. ABDli uzmanlara göre evet demeden evvel çiftlerin yapmaları gerekenler şöyle;

* 30 yaşından evvel evlenmeyin

İstatistikler 30 yaşından sonra evlenen çiftlerin konutluluklarının daha uzun sürdüğünü gösteriyor.

* Evlenmeden evvel birkaç deneyim yaşayın

Bu deneyimler, size karşı türde neye umursadığınızı öğretecektir.

* Umutsuz konutluluklar yapmayın

Fobi, güven dinlemek ya da konuttan uzaklaşmak için yapılan konutluluklar uzun ömürlü olmuyor.

* Evleneceğiniz şahsı tanıyın

Onun kim olduğunu reelci biçimde tespit etin ve yalnızca sizin istediğiniz şahıs olması için mücadele tüketmeyin.

* Denginizle evlenin

Karı-kocadan birinin değişiği üzerinde hakimiyet kurduğu konutluluklardan hayır gelmiyor.

* En az bir sene bekleyin

İstatistikler, çabuk evlenen şahısların aynı süratle boşandıklarını ortaya koyuyor.

* Bağımlılığı olan şahıslara dikkat

Sigara alışkanlığı gibi kolay bağımlılıklar dahi, bir konutluluğu devirmeye yeterli olabiliyor.

* Sizinle eş emelleri olan biriyle evlenin ve eşinizle çocuk yapıp yapmama mevzusunu konuşmak için zifaf gecesini beklemeyin.

* Diyalog kurabileceğiniz biriyle evlenin

Evlenmeden evvel müstakbel eşinizle diyalog kuramıyorsanız, nikahtaki keramet pek bir işe yaramayacaktır.

* Coşkuyu göz arkasını etmeyin

Konutluluk ateşinin senelerce yanabilmesi için coşku ve ihtirasın zorunlu olduğunu usunuzdan çıkarmayın.

Stres karşısında güçlü asaplara sahip olmalısınız bunun için B vitamini kapsayan besinleri öğünlerinize ilave edin. B vitamini en çok et, yumurta ve hububatlarda bulunur. Natürel afrodizyaklar sizi daha çekici hale getirir mi? Besinlerin afrozdizyak tesirlerinden çok onların insan üzerindeki psikolojik tesirleri vardır ve bu tesirlerin çiftler arasındaki ilişkiye de yansıdığı düşünülüyor.

Öte yandan çağlar boyu cinsel eforu ve isteği artırmada muhtelif bitki ve besinlerin eforundan faydalanıldığını da biliyoruz. Avakado, fındık, ginseng, hardal, vanilya, roka, maydanoz, muz, domates, soğan, zencefil, sarımsak. Sarımsak bedenin kana nitrik oksit salgılamasına neden olur özellikle ereksiyon meselelerinde tesirli olabilmektedir.

1 Aralık Dünya AIDS günü sebebi ile gözler bir defa daha son senelerin en korkutan bulaşıcı hastalığına çevrildi. Dünyada her gün 14 bin bireye AIDS e neden olan HIV virüsü bulaşırken, tahlilci ilaç işletmeleri, bu hastalıkla çabada tesirli olacak 18 yaşında ilaç ve aşıları geliştirmek ve hastaların hizmetine sunmak için zamana karşı yarışıyor.

Günümüzde gelişmiş ülkelerin yanı gizeme, Asya ve Afrika daki pek çok ülkede ciddi bir salgın ebadına erişen AIDS e karşı gayret devamlı sürüyor. Tahlilci İlaç İşletmeleri Derneği AİFD, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de görülen AIDS hastalığı için 82 18 yaşında ilaç adayı ve aşı adayı üzerinde çalışma yapıldığını açıkladı.

Bunlar arasında yer alan 18 18 yaşında aşı ve 36 antiviral ilacın ise muayenehane araştırma veya Amerikan Yiyecek ve İlaç Müesseseyi nun FDA tahlili evresinde olduğu belirtiliyor.

AİFD den alınan bilgilere göre, geliştirilme evresinde olan aşılardan biri, AIDS e neden olan HIV virüsü ile gayret edebilmek için genel bağışıklık sistemini kuvvetlendirmeyi kastediyor. Bir ötekiyi ise hücrenin yüzeyinde gözetici bir katman oluşturarak HIV in içeri girmesini yasaklıyor.

Bir öteki çalışmada ise bağışıklık tepkinini kuvvetlendirmek için 18 yaşında bir teknoloji olan gen rehabilitasyonu uygulanıyor.

Dünyanın dört bir köşesindeki laboratuarlarda çalışan bilim insanları AIDS e karşı tesirli rehabilitasyonlar geliştirebilmek için zamana karşı yarışıyorlar. Hali Hazırda tahlilci ilaç şirketlerinin üzerinde çalıştıkları ilaçların araştırma – geliştirme çalışmaları bitirildiğinde AIDS hastalığına karşı son derece faal 18 yaşında nesil ilaçların ortaya çıkacağı kaydolunuyor.

AIDS hastalarının yaşam süresi temennisi artık 15 sene

AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün 25 sene evvel ilk defa teşhis edilmesinden bu yana bu hastalığın rehabilitasyonu için 86 ilaç geliştirildi. AIDS e karşı ilk ilaç ise virüsün teşhis edilmesinden 6 sene sonra, 1987 senesinde hastalara sunuldu. Bugün ise laboratuar çalışmaları yürütülen 82 ilaç ve aşı adayı bulunuyor. Bu adaylardan bir kısmının ilaç haline gelerek hastalara sunulmasıyla AIDS ile çabada ciddi bir yol alınmış olunacak.

Amerika Birleşik Devletleri nde yayımlanan Milli Sağlık Müesseseyi NIH raporuna göre, proteaz inhibitörlerinin HIV bulaşmış hücrelerin virüsün 18 yaşında kopyalarını üretmelerini yasaklayan bir anti-HIV ilaç grubu hastalara sunulduğu ve kombine ilaç rehabilitasyonunun kullanılmaya başlandığı 1990 lı senelerin ortalarından bu yana Amerika Birleşik Devletleri De AIDS den kaynaklanan vefat oranı %70 eksildi. Beynelmilel saygın bir tıp mecmuası olan New England Journal of Medicine de 2001 senesinde yayımlanan bir çalışma, 18 yaşında rehabilitasyonların sağlık kurumuna uyuyuşları ve toplam bakım maliyetlerini de eksilttiğini ortaya koydu.

Yapılan yoğun araştırmalar ile HIV virüsünün sırrı çözülmeye çalışılırken hastalığın ilk belirlenmesinden bugüne kadar geçen zamanda geliştirilen ilaçlar ile hastalarının yaşam vaktinin uzaması dikkat çekiyor.

Türkiye de de artıyor

HIV/AIDS hastalığı ilk defa 1985 senesinde görüldüğü Türkiye de de oldukça süratli bir çoğalış gösteriyor. 1992 senesine kadar her sene 30 lu sayılarda olan 18 yaşında hasta rakamları, 2000 li senelerin başından itibaren 150-200 lü sayılara erişti. Sağlık Bakanlığı nın Aralık 2005 bilgilerine göre, yalnızca 2005 seneyi içinde 332 18 yaşında hadise teşhis edildi. 18 yaşındaden Sağlık Bakanlığı bilgilerine göre Aralık 2005 haysiyeti ile Türkiye de 2254 HIV/AIDS hastası bulunuyor. Bu hastaların 588 i AIDS basamağına erişmiş vaziyette. 1666 şahıs ise HIV virüsü taşıyor. HIV enfeksiyonuna ülkemizde en sık 15-49 yaş arasında tesadüfülüyor. Hastalık erkeklerde %68.6, bayanlarda ise %31.4 oranında görülüyor.

Büyümekte olan ülkelerde büyük bir sağlık tehditi oluşturuyor

Tedavi sürecinde verilen büyük çabalara karşın, AIDS dünya genelinde ve özellikle de Afrika, Çin, Rusya ve Hindistan da gelişen bir sağlık tehditi olmaya devam ediyor.

İlaç işletmeleri, büyümekte olan ülkelerdeki sağlık hizmetlerini iyileştirmek ve AIDS le çabaya destek olmak emeliyle 1998 senesinden beri 411 milyar doların üstünde katkı yaptılar. Uygulamaya konulan projeler arasında HIV/AIDS muayenehanelerinin yapılması, AIDS eğitim ve ihtiyata programları, HIV in anneden çocuğa bulaşmasını yasaklamaya müteveccih programlar, AIDS ve alakalı hastalıklara müteveccih ilaçların affedilmesi yer alıyor.

Birleşmiş Halklar HIV/AIDS Programı na UNAIDS göre, 2004 senesinde dünyada takribî beş milyon 18 yaşında HIV enfeksiyonu –– alana kazançken, dünyada takribî 3 milyon şahıs bu hastalıktan can verdi.

AIDS hastalığı dünyada ilk kez 1981 senesinde Amerika Birleşik Devletleri nde bir grup erkekte ve Haiti den gelen muhacirlerde tesadüfüldü. Tüm dünyada ise bugüne kadar 20 milyondan fazla insanı öldürdüğü ve takribî 40 milyon bireye bulaştığı belirtiliyor. Amerika Birleşik Devletleri De HIV virüsü taşıyanların rakamının ise 1,1 milyon bireye eriştiği hipotez ediliyor.

Cinsel hayatınızı uzun vakit ve sevinçle sürdürmek istiyorsanız, günlük hayatınızda bazı kaidelere uymanız gerekiyor. Altta mevzuyla cinsel hayatınızı gözetecek bazı başlıca teklifleri bulacaksınız.

Kullandığınız ilaçlara dikkat edin:

Bazı ilaçlar, özellikle de yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve bunalım rehabilitasyonunda kullanılanlardan kimileri, iktidarsızlık yapabilmektedir. 18 yaşında başladığınız bir ilaçtan sonra cinsel eforsuzluk oluştuysa hekiminizle görüşmelisiniz.

Beslenmenize özen gösterin:

Harcadığınız gıdalara dikkat ediniz. Olası olduğunca az işlenmiş ve natürel mahsuller harcayın. Özellikle margarin cinsi yağlardan kaçının. Akışkan yağlardan olası oldukça zeytinyağını seçim edin. Daha az kalori harcayın, sebze ve meyve kullanımınızı artırın. Kilo almamak kaydı ile fındık, ceviz, badem, fıstık ve kabak çekirdeği harcayın.

Kilo verin: Cinsel eforsuzluk ile alakalı pek çok hastalıkta, özellikle şeker hastalığında, hipertansiyon ve damar sertliğinde, kilo aşırılığı ve kiloluluk en ehemmiyetli etkendir. Kumpaslı bir kilo verme programı, damarlardaki kan akımını iyileştirip cinsel hayatınıza pozitif katkılar sağlar.

Kumpaslı egzersiz yapın:

Kumpaslı egzersiz alışkanlığı sizi İlişkiüel efor eksilmesinin en ehemmiyetli etkenleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden gözetecek, damarlarınızı hep Lolita yakalayacaktır. Son yarıyılda yapılan bir çalışma özellikle erkeklerin egzersizden sonra ereksiyon eforlarının çoğaldığını bilimsel olarak göstermiştir.

Strese dikkat:

Bunalımın ve bunalım rehabilitasyonunda kullanılan pek çok ilacın cinsel hayatı baskıladığı öğrenilmektedir. Ayrıca gerilimli, stres seviyeyi yüksek, asaplı erkeklerde cinsel efor kaybı daha erken yaşlarda ortaya çıkmakta ve daha yoğun seyretmektedir.

İçki ve sigaradan uzaklaşın:

İçki ve sigara da cinsel sıhhatin en faal zehirli maddeleridir. Uzun süreli kullanımda cinsel efor ve isteğin eksilmemesi olanaksızdır. Cemiyetteki yanlış bir kanı özellikle içkinin cinsel eforu pozitif etkilediği güzergahındadır. Bu son derece yanlış ve ters bir bilgidir. İçki yalnızca süperego üstbenlik’ya ait baskıyı başka bir deyişle dinsel, cemiyetsel ve ahlaki baskıyı eksiltir ancak cinsel eforu netlikle artırmaz.

Kumpaslı İlişki yapın:

Cinsel efor eksilmesinden korunmanın faal yollarından biri de kumpaslı İlişki yaşamıdır.

Yeterince yatmaya dikkat edin:

Uykusuzluk ve bitkinlik, kumpaslı İlişki hayatının en ehemmiyetli zehirli maddeleridir.

Paniğe kapılmayın:

Herkes zaman zaman cinsel eforsuzluk meseleyi yaşayabilir. Asla hemen paniğe kapılmayın. Bu yarıyıllarda kumpaslı dinlenme, kısa tatiller, kaçışlar size iyi gelecektir.

Hekiminizle konuşun:

Cinsel efor kaybı meselenizi hekiminize bildirmekten çekinmeyin. Bu mesele bazen çok kolay bir yanılgıdan kaynaklanabilir. Seyrek de olsa ehemmiyetli bir sağlık meselesinin ilk bulgusu olabilir. Nedenin tanımlanmasında ve en uygun çözümün bulunmasında hekiminizden dayanak istemenizde verim vardır.